Minsk Anlaşması Rusya’ya karşı zaman kazanmak içinmiş!
Ukrayna’da 2014’de başını ABD’nin çektiği Batı destekli Nazi darbesi gerçekleştiğinde Almanya’nın başbakanı olan Angela Merkel Die Zeit'e yaptığı açıklamada, Minsk anlaşmalarının Kiev'e zaman kazandırmak için yapıldığını söyledi. Merkel, "2014 Minsk anlaşması Ukrayna'ya zaman kazandırma girişimiydi. Bugün de görüldüğü gibi, bu dönemi kendini güçlendirmek için kullandı" dedi.
Nazi darbesinden sonra Ukrayna cumhurbaşkanı “seçilen” Petro Poroşenko da 6 ay önce ABD Kongresi tarafından finanse edilen Özgür Avrupa Radyosu'nun bir yan kuruluşu olan Svoboda radyosuna yaptığı açıklamalar da bu yönde: “Bizim görevimiz, her şeyden önce, tehdidi önlemek ya da en azından (Rusya ile) savaşı ertelemekti. Ekonomik büyümeyi yeniden sağlamak ve silahlı kuvvetleri güçlendirmek için sekiz yılı güvence altına almak. Bu ilk görevdi ve başarıldı”.
Petro Poroşenko, Çinli stratejist Sun Tzu'ya atıfta bulunarak “Savaştaki en önemli zafer askeri bir zafer değil, Minsk anlaşmalarının görevlerini yerine getirdiği gibi savaştan kaçınma sanatıdır" dedi. Poroşenko "Asıl soru, Putin'le savaştan kaçınmanın mümkün olup olmadığıdır. Başkanlığım sırasında tam ölçekli bir çatışmaya dönüşmekten kaçınmayı başardığımızı vurgulamak isterim” diye ekliyor.
Fransız reseauinternational.net, Rus stoletie.ru internet sitesine dayanarak verdiği haberde emekli bir ABD Deniz İstihbarat subayı olan Scott Ritter’in Consortium News’e yazdığı makalede, birkaç yıldır “Batı'nın Ukrayna ordusunu Minsk anlaşmaları kisvesi altında Rusya ile çatışmaya hazırladığını” ifade etmiş. Ritter, “Kiev'in Minsk anlaşmalarını Batı'nın baskısı altında kabul ettiğini, belgelerin şartlarına asla uyulmayacağını çok iyi bildiğini” de itiraf etmiş.
ABD’li istihbarat subayı Batılı ülkelerin, Moskova'yı durumun ancak diplomatik kanallardan çözülebileceğine ikna ederek aldatmak istediklerini, ABD ve müttefiklerinin Ukrayna ordusunu Rusya'ya karşı koymaya hazırlamak için zaman kazanmaya çalıştıklarını da sözlerine eklemiş. Ritter’e göre, “göreli ateşkes rejimi altında geçen yıllar, Rusya'ya karşı daha başarılı bir saldırı için Ukrayna silahlı kuvvetlerinin yeniden silahlandırılmasına ve geri dönüştürülmesine olanak sağlamıştı”.
KIRIM, DONETSK VE LUGANSK HALK CUMHURİYETLERİ
Şubat 2014’de Ukrayna’da faşist darbenin ardından Neo-nazi yönetim ülkede yaşayan Rusları hedef aldı. Bunun üzerine nüfusunun yaklaşık yüzde 60’ı Rus olan Kırım’da, Kırımlıların yüzde 85’in katılımıyla referandum yapıldı ve yüzde 95 oyla Kırım bağımsızlığını ilan etti. Ardından Rusya’ya bağlanma kararı aldı.
Neonazi çetelerin Rus kökenlilere uyguladığı etnik şiddetin ardından, ülkenin doğusunda Rusya sınırında bulunan Donetsk ve Lugansk bölgelerinde karşı ayaklanmalar başladı. Çatışmaların ardından referandumlar yapıldı ve yine yüzde 95 gibi ezici sonuçlarla Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti ilan edildi.
MİNSK ANLAŞMALARI
Ukrayna köşeye sıkışmıştı. Bugün itiraflarından da anlaşıldığı gibi Minsk Antlaşması Donetsk ve Lugansk’ta savaşı durdurmak için Ukrayna, Rusya Federasyonu, Donetsk Halk Cumhuriyeti, Lugansk Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) temsilcileri tarafından 5 Eylül 2014 tarihinde imzalandı. Belarus’un Minsk kentinde imzalandığı için bu ismi almıştı.
12 Maddelik Minsk Protokolü’nün bazı maddeleri şöyleydi: Derhal ateşkes ilanı edilmesi, Ukrayna'daki silahlı gruplar askeri donanım, savaşçılar ve paralı askerlerin geri çekilmesi, ateşkesin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından gözlenip denetlenmesi, Donetsk ve Lugansk'taki isyancıların elindeki bölgelere yönetim yetkileri devredilmesi, Ukrayna-Rusya sınırının AGİT tarafından gözlenmesi ve sınırda tampon güvenlik bölgeleri oluşturulması, kapsayıcı ulusal diyaloğun devam ettirilmesi, Donetsk ve Lugansk'ta erken yerel seçime gidilmesini içeriyordu.
UKRAYNA VE BATI ANLAŞMAYA UYMADI
8 yıl içinde ateşkes birçok kez Ukrayna tarafından ihlal edildi. NATO ve ABD, bu süre içinde hem Ukrayna’ya hem de Doğu Avrupa’da Rusya’yı kuşatmaya yönelik asker ve silah yığınağı yapmaya devam ettiler.
Rusya’nın defalarca yaptığı ikazlara rağmen bu anlaşma gerginliği kısmen azaltsa da kalıcı barışı sağlayamamıştı. Kendilerinin ifade ettiği gibi amaçlarının barış olmadığı başından bilinmekteydi. ABD’nin planı başından beri NATO’yu doğuya doğru genişletmek ve Rusya’yı kuşatmaktı.
Nitekim ABD’li istihbarat subayı Ritter’in ifade ettiği gibi “Batı'daki krizi çözmenin tek yolu askeri yöntemdir. Almanya, Fransa, Ukrayna ve ABD, silahlı bir çatışmadan kaçınmaya çalışmadan oyunu oynadılar, çünkü Kremlin'in Ukrayna'nın NATO'ya katılma davetine tepkisinin ne olacağını çok iyi biliyorlardı.”
Şubat 2022’de Rusya Devlet Başkanı Putin, NATO’nun doğuya doğru genişlemesine Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini tanıyarak yanıt verdi ve Ukrayna’ya karşı özel askeri operasyonu başlattı.