23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Montella iyi de bizimkiler kötü mü?

Atilla Özalp

Atilla Özalp

Gazete Yazarı

A+ A-

Montella'mı başardı, yoksa futbolcular mı? başlığıyla yazdığım yoruma birçok eleştiri geldi. Cenap Şahabettin'in dediği gibi, "Büyük insanlar eleştirilerden heykeller diker." O yüzden özellikle tüm yorumlara teşekkür ederim. Ama ne yazık ki bazılarımızın okuduğunu anlayamamak gibi bir durumu var. Avrupa Şampiyonası grup elemelerinde son yazımda da ifade ettiğim gibi, "harika bir oyunla" Hırvatistan Milli Takımı'nı yendiğimiz maç sonrası okuyuculara farklı bir bakış açısı yaratmak amacıyla yaptığım yorum sonrası sanki ben milli takım iyi oynamadı futbolcular perişan bir oyun sergilediler, Montella ile bu iş yürümez demişim gibi bazı okurlar saldırıya geçtiler. Yazımı birkez daha okumanızı tavsiye ediyorum. Yazım, "milli takım harika bir oyunla Hırvatistan'ı mağlup" etti diye başlarken futbolcuların sahadaki istekli, savaşçı oyunu da tebrik ediliyor. Burada anlaşılmaz olan ne?

Benim okurlara yaratmak istediğim bakış açısı; "2 senedir takımı çalıştıran Stefan Kuntz'un yapamadığını Montella, ''2 dakikada yaptı" şeklinde yapılan anlık yorumlar. Bunun gibi sabun köpüğü yorumlar futbolumuzun içinde her teknik direktör geldiğinde yapıldı ve haftalar ayları kovaladığında da omuzlar üstünde övgü yarışıyla gelen teknik direktörler ne yazık ki havaalanında elinde bavul, tek başına çekip gitti.
Futbolcular her gelen teknik direktörü överken, aslında üstü örtülü vaziyette, "yaşanan kötü sonuçlarda bizim kabahatimiz yok. Tek suçlu görevine son verilen antrenör" demek istiyorlar. Bu röportajları dinleyen, taraftarlar da kötü gidişatın sorumlusu olarak gördükleri teknik direktörün görevine son verilmesi üzerine oynanacak maçlar için bir kez daha umutlanıyorlar. Ve antrenör kıyımı sonrası oynayacağı maça tam anlamıyla motive olan futbolcular da sil baştan yapmak adına maça çıkıyor.

LETONYA'YI BAL LİGİ TAKIMI DA YENER

Kalıcı başarı için futbolcuların eğitilmesi şart yani beğenmediğiniz Stefan Kuntz'un giderayak söylediği gibi, ''maç röportajlarda değil sahada kazanılır." Bunun en somut örneğini Hırvatistan maçındaki mükemmel futbolla gördük. Hırvatistan maçı sonrası grupta sadece bir galibiyeti olan Letonya'ya karşı farklı galip gelerek Almanya'da oynanacak Avrupa Şampiyonası'na katılma hakkını elde ettik. Kutlarım. Ama golü bulduktan sonra ayakta durmaya bile mecali olmayan Letonya takımının kaçırdığı golleri görmezden gelmek de olmaz. Biraz sakin olup düşünürsek gerçek olan şu ki bu Letonya takımını Türkiye Kupası'nda iki profesyonel takımı eleyen Bölgesel Amatör Lig takımı Burhaniye bile eler.

Montella ne kadar iyi bir teknik direktör olsa da, milli takımın başında sadece bir hafta gibi kısa bir sürede bulunan Montella bu başarının mimarı asla olamaz. Başarının mimarı, gerçekleşen teknik direktör değişikliği sonrası yaşanacak olası bir başarısız sonuçta hedef tahtasına konacak olan futbolcuların kendilerini gösterme çabası olur. Bu düşüncemi de bir örnekle anlatacak olursam; ekran başında seyrettiğimiz yemek programlarında 4 günlük eğitimle dünya mutfağına hakim olup harika yemekler yapabilir misiniz? Olsa olsa en fazla menemen yaparsınız. Karnıyarık, mantı, künefe, yaprak sarma vs. yapamazsınız. O zaman dünyadaki hiçbir teknik direktör de üstelik aynı dili konuşmuyorsa ve elinde sihirli değneği yoksa 4 günde mucize yaratamaz.

2 GALİBİYET HOCAYA YAZMAZ

Sonra bizim yerli teknik direktörleri de beğenmiyorsanız ya en çok da ona şaşırıyorum. Fenerbahçe takımında rekorlar kıran İsmail Kartal ve Galatasaray'ın başarılı teknik direktörü Okan Buruk, Türk değil mi? Dünya 3'üncüsü olduğumuz milli takımın başındaki Şenol Güneş İtalyan mıydı? Galatasaray takımı ile UEFA kupasını kazanan Fatih Terim, Vatikan'da vaftiz olan devşirme teknik direktörümüz mü?

Teknik direktör söz konusu olduğunda tukaka, futbolcu söz konusu olduğunda ise milli takımda oyunculara kesin ihtiyaç olduğundan dolayı onları kollamak için ülkemizin yetiştirdiği değerli antrenörleri aşağılamak kabul edilir gibi değil. Kendimizi, milletimizi bu kadar hor görmeyelim. Yani sevgili okurlar kısaca şunu demek istiyorum Montella da çok iyi antrenör ama henüz Hırvatistan ve Letonya maçlarında alınan galibiyetler ona yazmaz. Bekleyin birkaç maç geçsin sonra ellerimiz patlayıp, gırtlağımız yırtılırcasına Montella'ya övgüler düzeriz.