Mr Bidon, İHA ve oha!
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, bizim ülkemizde bize ayar verdi:
“PYD terör örgütü değildir! PYD’yi PKK’dan ayrı tutmak gerekir! Çünkü o IŞİD’e karşı savaşıyor!”
Çocuk kandırıyor Mr. Bidon...
Neden biliyor musunuz?
Silopi’de bulunan ABD yapımı İHA yüzünden...
Eğer PYD’nin terör örgütü olduğunu kabul ederse; ABD resmen “terörist ülke” ilan edilebilir...
***
Dünkü Aydınlık’ın manşetinde okumuşsunuzdur:
Silopi ‘de PKK’nın depo olarak kullandığı bir evin bahçesinde ABD yapımı insansız hava aracı (İHA) bulunmuş...
Bu İHA, ABD Ordusu’nun envanterine kayıtlıymış...
Yapılan araştırmada anlaşılmış ki ABD bu İHA’yı, PKK’nın Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan kolu PYD’ye vermiş...
Onlar da “Bizden çok abimizin ihtiyacı var” diyerek PKK’ya yollamış...
***
ABD’ye soruyorsunuz:
“PKK terör örgütü mü?”
“Evet...”
“PYD, onun kolu mu?”
“Evet!”
Geriye soracak tek soru kalıyor... İşte; bütün mesele de burada başlıyor...
Adam bizim ülkemize geliyor, gözümüzün içine baka baka PKK’ya ABD yapımı İHA gönderen PYD’ye övgüler düzüyor ama bizden bir kişi bile son soruyu soramıyor:
“İyi de bu, nasıl bir garabet ki gövde terörist, kol dost?” diyemiyor...
***
Mr. Bidon bu sözleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapan milletvekillerinin yüzüne kaşı söylüyor...
Tabii; bunları söylemeyi hesapladığı için, milletvekilleri de buna göre seçiliyor...
Görüşmeye katılan vekiller şöyle:
TR 705 kod adıyla bilinen ve CIA’yle ilişkilendirilen CHP’li Sezgin Tanrıkulu ve “açılım”a her zaman sıcak bakan Fikri Sağlar...
AKP’nin açılımcıları Galip Ensarioğlu ve Orhan Miroğlu...
HDP’den de daha vekilliği kesinleşmemiş olan Leyla Zana ile Ayhan Bilgen ve Altan Tan!
***
Bu ülkeye bakıyorum, bakıyorum da...
Ne kadar çok Brütüs varmış be kardeşim!
Antik Roma’da mı yaşıyoruz, yoksa Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde mi; yemin ediyorum anlayamıyorum!
ACI GÜN!
Türk edebiyatının köşe taşlarından, yazar ve çevirmen Prof. Dr. Tahsin Yücel dün 83 yaşında vefat etti. Hemen arkasından deneyimli siyasetçi Kamer Genç’in de aramızdan ayrıldığını öğrendik.
Tahsin Yücel dil devriminin ateşli bir savunucusu ve neferi, Kamer Genç tek başına “Cumhuriyet Ordusu”ydu.
Kendilerine kabir huzuru, ailelerine ve halkımıza sabır diliyorum.
‘KARIM MI?’
Dinci Mehmet Bekaroğlu, geçen Kurultay’da “kadın kotası”ndan CHP yönetimine girmişti ya... Şimdi de bir mahkeme, AKP’li erkek bir siyasetçiyi “kadına karşı şiddetin önlenmesi kapsamında” korumaya almış...
Olay Sinop’ta meydana gelmiş...
Otuz beş yıldır yerel gazetecilik yapan Mete Çağdaş, AKP Sinop Eski Gençlik Kolları Başkanı Rahman Cangül hakkında yaptığı haberler yüzünden davalık olmuş...
Mahkeme, “Ailenin korunması, kadına karşı şiddetin önlenmesine dair tedbir kararı” kapsamında Mete Çağdaş’ın AKP’li Gençlik Kolları Başkanı’ndan 3 ay boyunca uzak durmasına karar vermiş...
İyi de ne AKP’li başkan “kadın”, ne de ortada bir “aile” var!
Yargı kurbanı gazeteci şimdi haklı olarak “Bu adam benim karım mı?” diye dolaşıyormuş...
***
Çok merak ettim; o kararı veren hakim, Rahman Bey’e pembe kimlik verip, Mor Çatı Kadın Sığınma Evi’ne de göndermiş mi?
GÜNÜN SORUSU
“İzmir Askeri Casusluk” davasında yedi kişilik bilirkişi kurulu, davaya dayanak yapılan dijital verilerin sahte olduğuna karar verdi. Sorum mahkeme heyetine:
Zaten fiilen çöken bu davayı bir an önce sonuçlandırıp, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıkmaya çalışan hainleri yargılamaya başlamak için ne bekliyorsunuz?
Alevi’ye sela olmazmış!
İzmir’in Kemeraltı çarşısında yirmi yıldır esnaf olan V.T., önceki sabah vefat etmiş... Çarşıdaki esnaf arkadaşları ve iş yerindeki elemanları, Kemeraltı Camii’nde sala verdirmek istemiş... Müezzine dilekçeyle başvurmuşlar ama öğlen okunması gereken sala verilmemiş... Esnaf arkadaşları camiye giderek bunun sebebini imama sormuş; aldıkları yanıt, “V.T, hiç bir zaman camiye namaza gelmedi. Alevinin salası okunmaz” olmuş...
Olay İzmir İl Müftülüğü’ne aksettirilmiş... Müftülüğün devreye girmesi sonucu cami müezzini Mehmet Uçaroğlu, sala yerine başka bir dua okumuş... Ancak cenazenin Cemevi’nden kalkacağın söylememiş, “Allah rahmet eylesin” dememiş...
***
Evet; ülkeyi ve bölgeyi karıştırmak isteyen birileri, mezhep çatışmasını körüklemek istiyor...
Ne yazık ki; Diyanet İşleri Başkanlığı ve emrindeki din görevlileri de bu konuda onların ekmeğine yağ sürüyor.
Yazıklar olsun!
156+223!
Abdullah Gül ‘e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Kadriye Birsel’de... Sizin de Abdullah Gül’e söyleyecekleriniz varsa [email protected] adresine gönderebilirsiniz:
“Benim sorum Abdullah Bey’in eşine:
Hadi; eşiniz bir yıldır susuyor; iyi de bir kadın olarak siz Mustafa Mutlu’nun sorduğu sorulara nasıl tahammül edebiliyorsunuz?
Huber masraflarını ödediniz mi?
Kanlıca’daki evi, nereden kazandığınız parayla aldınız?”
GÜNÜN İSYANI!
Türk askerini cami basan ve dindar döven bir ordunun mensupları gibi gösteren Reis filminin yapımcısı, bir de utanmadan dert yanmış: “Karalamaya maruz kaldık!”
Neymiş; gelen eleştiriler çok sert olmuş... İsyanım kendisine:
Sen hiç yavvuz hırsız deyimini duydun mu?