24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mukaddime'deki yeni keşfin ışığında dünyanın değişimi

Nadir Temeloğlu

Nadir Temeloğlu

Site Yazarı

A+ A-

“Coğrafya kaderdir.”
Son dönemde bunu çok duymaya başladık. Özellikle sosyal medyada gençlerden. Umutsuzluğun, yılgınlığın, karamsarlığın, kaçışın ve değiştirme iradesi yoksunluğunun ana sloganı haline geldi.
Bu söz İbni Haldun'a ait. Haldun, Mukaddime'sinde bundan bahsederken aslında materyalist bir bakış geliştiriyor. Kitapta, coğrafyanın, insan ve toplumların giyim kuşamından yeme içmesine, savaşçı özelliklerinden psikolojisine kadar etkisini inceliyor.
İbni Haldun, “Dönüşümler yoluyla 'hayvanlar dünyası' çok gelişmiş, sayıları çoğalmış ve oluşum basamağında 'insan'a dek varmıştır.”(1) diyerek, El Cahızlardan başlayan İslam aydınlanmasındaki evrim düşüncesini derinleştirmiştir. Comte'dan ve Marx'tan yüzyıllar önce materyalist bir biçimde tahliller yaparak, toplum biliminin yani sosyolojinin temellerini atmıştır.
Mukaddime'de biz gazeteciler için, ders niteliğinde bir söz var: “Gerçeğin gücüne karşı konulamaz. Yanlışın şeytanı, tutarlı görüşün silahıyla vurulup yok edilebilir.”(2)

MUKADDİME'DE DÜNYANIN
YER DEĞİŞTİRİLMESİ

Mukaddime'nin en güzel çevirisi, kuşkusuz Turan Dursun'undur. Kaynak Yayınları tarafından yapılan baskısında, Dursun'un önsözü, İbni Haldun felsefesini ve sosyolojisini anlamak bakımından önemlidir.
Çevirmen Cemal Aydın'ın verdiği bilgiye göre, daha önce Mukaddime çevirilerinde olmayan bir bölüm ortaya çıkarıldı.(3) Söz konusu bölüm, “Umranın Dünyanın Bir Parçasından Öbürüne Yer Değiştirmesi” başlığını taşıyor. Aydın, bu bölümün ilk el yazmasında bulunduğu fakat sonradan İbn Haldun tarafından çıkarıldığını belirtiyor.
Bölümde en dikkat çekici ifadeleri şunlar: “Zamanımızda, umranın/medeniyetin güneyden kuzeye bir tür yer değiştirdiğini gözlemliyoruz. (...) Güney'in, Yemen, Hicaz, Mısır, Mağrip ve Arap Irak'ındaki bütün umranı/medeniyeti çöktü ve harabeye döndü. (...) Kuzey ülkelerine gelince, bazı Frenk ve Türk milletlerinde olduğu gibi, onların umranlarının geliştiğini ve devletlerinin de güçlü olduğunu öğrendik.
Kültür belki de güneyden kuzeye doğru yer değiştiriyordur. Güneyde ve güney bölgelerinde oluşan bu boşluk, hep böyle kalmayacak, mutlaka doldurulacaktır. Bu boşluk, ya dünyevi tezahürlerle ve görünürdeki umranın durumuyla açıklanabilir.”

20. YÜZYILA KADAR
GEÇERLİ OLAN TEZ

İbni Haldun, bu medeniyetin değişmesi tasavvuru ile kendi pratiğini yapıyor. Döneminde, dünyanın değişimini görmenin, bunun teorisini geliştirmenin ifadesi bunlar. İbni Haldun sosyolojisinin bilimsel temelini de özetliyor.
Artı değer, Batı Asya'da ortaya çıktı. İnsanlık, Mezopotamya'da tarım atılımını başlattı. Uygarlık, site devletleri ile doğru, gelişti. İlk güçlü devletler burada kuruldu. Semavî dinler buradan dünyaya yayıldı. Fakat İbni Haldun'un yaşadığı 14. yüzyıla geldiğimizde, Türkler Anadolu'ya gelmiş, Batı Asya'nın koruyucusu olmuştur.
Rönesans, Reform, Fransız Devrimi, Sanayi Devrimi, Amerikan Devrimi, Ekim Devrimi... Aydınlanma birikimi hep kuzeyden güneye, kuzeybatıdan güneydoğuya işledi. Bu işleyiş aynı zamanda bir Batı medeniyeti kurdu ve kurumsallaştırdı.
Mukaddime aynı zamanda Doğu toplumlarının uygarlık birikimini ve aydınlanmasını de içeriyor. Batı kaynaklı, Doğu'nun hep geri, vahşi ve egzotik olduğu oryantalist bakışı da yerle bir ediyor. İşte uygarlığın doğusu, günümüzde uykusundan yine uyanıyor.

YENİ DÜZENİN İNİSİYATİFİ EZİLEN

VE GELİŞEN DÜNYANIN ELİNDE

Bugün dünyada bir değişim dalgası içerisindeyiz. Yeni dünyanın kuruluşunun eşiğindeyiz. Dünyanın merkezi, üretim, bilim, kültür, sanat, insancıllık Batı'dan Doğu'ya kayıyor. Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu’nun girişimiyle geçen sene kurulan Yeni Uluslararası Düzen (NINTO) İnisiyatifi'nin 7 Mayıs'ta yaptığı toplantı bu anlamda önemliydi. 6 kıtadan, 19 ülkeden 21 kurum temsilcisi ve aydın sunum yaptı. Sunumlarda şu vurgular öne çıktı:
- Yeni uluslararası düzen insan odaklı.
- Yeni dünya silahla kuruluyor.
- Çok kutuplu dünya için şartlar olgunlaştı.
- KKTC'yi dünyaya tanıtma zamanı.
- Liberalizm dünyayı felakete sürükledi. 600 yıllık bu sistem yıkılıyor.
- Dünya ekonomisi dolardan arındırılmalı, alternatif finans sistemi kurulmalı.
- Kuşak ve Yol Girişimi'nin güvenliği için birleşelim.(4)

İBNİ HALDUN O KISMI
NEDEN ÇIKARMIŞ OLABİLİR?

Çevirmen Aydın, İbni Haldun'un bu bölümü çıkarması hakkında “Sebebini tahmin edebilmek güç. Halbuki bu başlık altında öne sürdüğü görüşler, yaptığı tahminler ve öngörüler, evrensel çapta bir öneme sahip.” diyor. Haldun'un bu satırlarının büyük öneme sahip olduğu bir gerçek. Fakat Mukaddime'yi incelediğimizde, “Tarihçinin Zaman İçindeki Değişmeleri ve Süreçleri Görememekten İleri Gelen Yanılgısı” kısmında, bu görüşlerini daha da teorileştirdiği, diyalektik bir anlayışla evrensel bir teori ortaya koyduğunu söyleyebiliriz:
“Evrenin ve toplumların durumları, ilişkiler, gidişleri bir tek süreç üzerinden sürmez ve değişmeyen bir çizgide kalmaz. Günler, zamanlar geçerken oluşan değişmeler ve durumdan duruma geçişler bütünüdür her şey. Bu değişmeler ve geçişler, kişilerde, sürelerde, kent ve kasabalarda olduğu gibi, tüm evrende, ülkelerde, kıtalarda, zamanlarda ve devletlerde de olur.”(5)
İbni Haldun, -döneminde- kurulan yeni dünyanın teorisini inşa etmişti. Bugün ezilen ve gelişen dünya, yani emperyalizmin sömürgeleştirmeye çalıştığı coğrafyalar, kendilerine biçilen kaderine başkaldırdı. Coğrafya artık kader olmaktan çıkıyor. Ezilen ve gelişen dünyanın ortak yazgısı, insan merkezli, paylaşımcı, halkçı ve kamucu gelecekte biçimleniyor.

Mukaddime'deki yeni keşfin ışığında dünyanın değişimi - Resim : 1

DİPNOTLAR:


(1) İbn Haldun, Mukaddime, Çeviri ve Önsöz: Turan Dursun, Kaynak Yayınları, İstanbul, Haziran 2020., s. 208.
(1) İbn Haldun, age, s. 55
(2) Aişe Hümeyra Bulovalı, "Mukaddime" çevirilerinde yer almayan bir bölüm ortaya çıkarıldı, Anadolu Ajansı, 11 Mayıs 2022
(3) NINTO çalıştayı düzenlendi: Yeni dünya silahla kuruluyor, Aydınlık, 10 Mayıs 2022
(4) İbn Haldun, age., s. 95.