Mürit mi millet mi?
M. İlker Yücel
[email protected]
100 yıl önce Osmanlı aydınları aynı soruyla karşı karşıyaydı.
Ve sorun büyük bir devrimle aşıldı.
Ziya Gökalp 1918’de ‘İngilizler Hristiyanları millet olmaya teşvik ederken Müslümanları cemaat olarak bırakmak istiyor’ diyerek emperyalizmin programına işaret etmişti.
Bugün de ABD Türkiye’ye Fetullahçılık üzerinden Cemaatçilik dayatmıştır. Bu yüzden en cemaatçiler en Amerikancılardır. 1990’lardan itibaren Kemalizm dönemi bitecek cemaat dönemi başlayacak diye tehditler savuranlar CIA Türkiye masası şefleridir.
ABD ancak iradesini şeyhine teslim eden ve TBMM’yi bombalayacak kadar gözü kararan müritleri yönetebilir. Bağımsızlık bilinciyle yetişen milletin hür bireyi ise ABD’nin piyonu değil kabusu olur.
Cemaat milli devletin bileşeni olamaz. Milli devlet milletle ayakta kalır.
Ordu, uluslaşma sürecini tamamlamamış toplumlarda mezhepsel ve etnik ayrımcılığın yerine millet bilincinin aşılandığı kurumdur. Aidiyet bir mezhebe veya etnik kökene değil milletedir. Bu yüzden TSK’da Fetullah gitsin imam hatipliler gelsin, kurumu hızla sivilleştirelim, askeri okulları kapatalım demek yeni bir bölücülüktür.
ABD darbeleri yeşil bayraklarla engellenemez. Türk bayrağıyla engellenir. Bu yüzden Türk Milletinin rengi kırmızıdır. Mezhep savaşları ile bölünen Ortadoğu devletlerinden Türkiye’nin en büyük farkı budur. Bugün TSK’yı zayıflatmak değil güçlendirmek esastır.
Toplum cemaatleştirilirse muhtaç halde yaşar, milletleşirse başı dik olur ve meclisini bombalatmaz!