29 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mustafa Kemal 1900 yılı: Harbiye'den Lozan'a Cumhuriyet'in ilanı dönemine

Taylan Sorgun

Taylan Sorgun

Eski Yazar

A+ A-

Mustafa Kemal, 1900-1905 yılları arasında Harbiye'de geceleri yaptığı gizli toplantılarda, kapitülasyonların kaldırılmasının icap ettiğini söylüyor, ayrıca iktisadi devrim hareketlerinden söz ediyordu. Lozan'da ve Cumhuriyet'in ilanında her şeyi gerçekleştirdi.

Bâb-ı Âli'deki meslek ustalarımızdan Falih Rıfkı Atay bana ve diğer meslektaşlarıma gazetecilik dersi verirken, 1900'den 1938'e kadar olan dönemleri çok iyi incelememiz gerektiğini söylemiş ve “Gelecek zamanlarda yaşadıklarımız tekrar muhakkak önümüze gelecektir” demişti. Ve bu gerçek hâlâ yaşanmaktadır.

Mustafa Kemal'in Harbiye'ye girdiği yıl, 1900 yılıdır. O yıllarda Harbiye'de ve Erkân-ı Harp sınıflarında, daha sonra Milli Mücadele ve Anadolu İhtilaili'ne katılacak bütün isimler oradaydı.

GECE TOPLANTILARI

Mustafa Kemal, 1900 yılı ve sonraki zamanlarda geceleri Harbiye'de arkadaşlarıyla toplantılar yapıyordu. Bu toplantılarda söylediklerinin birisi şuydu: “Kapitülasyonlar, Anadolu'yu tam bir müstemleke haline getirmiştir. Behemahal kaldırılmalıdır.” Mustafa Kemal, bunun bütün siyasi ve iktisadi nedenlerini açıklarken şunları da söylüyordu:

“Avrupa devletleri iktisadi devrimlerini yapabildiler. Yaptılar. Siyasi ve iktisadi bakımdan geniş imkanlara ulaştılar. Ancak bizi idare edenler fabrikalar kuramadılar. İktisadi meselelerin üzeride durmadılar. Kapitülasyonlarla verilen imtiyazlarla Anadolu toprakları tam bir müstemleke haline getirildi. Onlar bütün kaynaklarımızı kendi iktisadi menfaatleri için kullandılar. Bizim vazifemiz ileride bütün bunları ortadan kaldırmaktır.”

ZENGİNLER VE HALK

Mustafa Kemal, uzun konuşmasında şunları da söylüyordu: “Padişahın ve sarayın çevresindekiler zengin ve mutlu. Ama bütün insanlarımız, köylüler fakir, yoksul ve perişanlar. İleride bizim vazifelerimiz bu insanları yoksulluktan, emperyalizmin müstemleke belasından kurtarmaktır. Ve bunu behemahal yapmak bizlerin asli vazifelerinden biri olacaktır.”

İKTİSADİ EMPERYALİZM

Kapitülasyonlar, Mustafa Kemal'in de söylediği gibi aynı zamanda iktisadi bir emperyalist hareketti. Mesela Ege Bölgesi'ndeki köylüler, kapitülasyonculardan izin almadan tütün ektikleri vakit, kapitülasyon kolcuları tarafından öldürülüyorlardı. Anlatması uzundur, ayrı bir yazı konusudur.

Mustafa Kemal 1900 yılı: Harbiye'den Lozan'a Cumhuriyet'in ilanı dönemine - Resim : 1

ABD VE İNGİLTERE

Fransa ve İngiltere, kapitülasyonları ilk alan devletlerdir. ABD kuruluşunun hemen ardından Karadeniz ve Anadolu topraklarında egemenlik aramaya başlamıştır. Kapitülasyonları almadan önce, İngiliz bayrağı altında gemilerini Karadeniz ve Haliç'e göndermiştir. ABD emperyalizminin Karadeniz'de, Ege'de ve Akdeniz'de egemenlik arayışları malûm olduğu üzere hiç eksik olmamıştır. Kapitülasyonlar döneminde bütün kaynaklar, iktisadi emperyalizmin elinin altındaydı.

YILDIZ MAHKEMESİNE

Mustafa Kemal'in Harbiye'deki gece toplantıları sürürken, bir gece jurnalciler Mustafa Kemal'i, Yıldız Sarayı'ndaki mahkemeye götürdüler. Mahkeme heyeti şöyle diyordu:

“Siz askersiniz. Kapitülasyonlar ve diğer meselelerle ilgili konuşmalar yapıyorsunuz. Askerler bu işlere karışamazlar.”

Mustafa Kemal: “Bir Erkan-ı Harp memleketinin iktisadi ve siyasi durumlarından bilgi sahibi olamaz ise o Erkân-ı Harp, harplerde muvaffak olamaz. Vereceğiniz ceza nedir bilemem. Ama ben arkadaşlarıma bu sözlerimi devam ettireceğimi beyan ediyorum.”

Mahkeme heyeti şaşmış kalmıştı. Aralarında konuştular. “Evet haklı olabilirsiniz. Ama böyle konuşmaları bir daha yapmamanız kaydı ile sizi şimdilik serbest bırakıyoruz” demişlerdi.

MUSTAFA KEMAL DURMADI

Mustafa Kemal durmamıştı. Geceleri arkadaşlarıyla imparatorluğun iktisadi meselerini konuşuyor, düşüncelerini söylüyordu. Ve daha o yıllarda meşruti idarenin, Meclis-i Mebusan fikrinin üzerinde duruyor, “Bunlar behemahal asli vazifelerimizden olmalıdır” diyordu. Geceleri gizli toplatılar sürerken, artık jurnalciler yeni girişimlerde bulunamıyorlardı. Çünkü, tespit edilmişlerdi ve onlara gereken söylenmişti...

Harbiye%E2%80%99de%20Mustafa%20Kemalle%20birlikte%20olan%20Harbiyeli%20%C3%B6%C4%9Frenciler%20kendilerini%20hocalar%C4%B1%20taraf%C4%B1ndan%20verilen%20kitaplar%C4%B1%20ve%20notlar%C4%B1%20okurlarken
Harbiye’de Mustafa Kemalle birlikte olan Harbiyeli öğrenciler kendilerini hocaları tarafından verilen kitapları ve notları okurlarken

ÖĞRETMENLERİ

Harbiye'de ve Erkan-ı Harp sınıflarında bütün o talebelerin hocaları Avrupa devletlerinin iktisadi hamlelerinden, idarelerinden söz ediyorlardı. O öğretmenler, hiçbir şeyden de çekinmiyorlardı. O öğretmenlerden birisini hatıratını yazdığım Fahrettin Altay Paşa'nın evinde tanımıştım. Bana söylediği şuydu: “Biz hiçbir şeyden Yıldız mahkemelrinden çekinmeden gelecek zabit nesillerinin geniş bilgilerle mücehhez (donanmış, hazırlanmış) olması için elimizden geleni yapıyorduk. Zaten Avrupa'dan gelen gazeteler de öğrencilere bir şekilde dağıtılıyordu. Mustafa Kemal'in geceleri yaptığı toplantılar, mektepte yeni bir dünya görüşü hareketini başlatmıştı. Ve arkadaşları artık sabırsızlıkla yeni gece toplantıları bekliyorlardı.

MUSTAFA KEMAL'İN TEVKİFİ

Mustafa Kemal, hiç geri durmadan faaliyetlerine devam ediyordu. 1905 yılında mezun olduğu gün, Yıldız'daki mahkeme tarafından tevkif edilerek Bekirağa Bölüğü Mahpushanesi'ne konmuştu. Haftalarca orada kaldı. Öğretmenleri bir gün mektepler nazırına giderek, “Mustafa Kemal gelecek zamanlar için ehemmiyeti olan bir askerdir. Derhal serbest bırakacaksınız” dediler. Mahkeme heyeti Abdülhamit'le görüşmüş ve öğretmenlerin tehditçi tavırlarını Abdülhamit'e söylemişti. Ve Mustafa Kemal, Suriye ordusuna sürgün olarak gönderilmişti.

SELANİK GÜNLERİ

Mustafa Kemal'in öğretmenleri ve komutanları, Mustafa Kemal'i Selanik'teki 3. Ordu'ya tayin ettirdiler. Çünkü o tarihlerde İttihat ve Terakki'nin kuruluş zamanları da başlamıştı. Ali Fuat (Paşa), Enver (Paşa), Halil (Paşa) ve Milli Mücadele'ye katılacak bütün öteki komutanlar da Selanik'teki 3. Ordu'da görevliydiler. Mustafa Kemal geceleri, orada da gizli toplantılarına başlamıştı. Bir toplantı sonrasında Ali Fuat (Paşa), “Mustafa Kemal dünyayı ayakları altına almış gibi konuşuyor” demişti. Ve Selanik'teki 3. Ordu, artık yeni ufuklara açılıyordu...

YENİ BİR İDARE

Mustafa Kemal, Selanik'teki bir gece toplantısında şöyle diyordu: “Artık yeni bir idare...” Mustafa Kemal'in yeni bir idare sözlerinin ardından, toplantıya katılanlar kendi aralarında büyük bir merak ve dikkatle, “Mustafa Kemal'in sözünü ettiği yeni bir idareden kastı acaba nedir” diye tartışıyorlardı. Yeni bir idare sözleri, o toplantının dışına çıkmazdı. Çünkü toplantıya katılanların hepsi yeminli İttihatçı zabitlerdi.

MUSTAFA KEMAL'İN TEVKİFİ

Aradan geçen zamanlar, yıllar, cepheler, savaşlar. Ve sonunda 30 Ekim 1918 Mondros Telimiyet Anlaşması. 13 Kasım 1918 günü, Mustafa Kemal İstanbul'dadır. Şişli'deki evi göstermeliktir. Beyoğlu Havva Sokak'ta gizli bir karargahı vardır. Geceleri, Harbiye Nezareti'ndeki yeminli zabitler ve sivil İttihatçılarla toplantılar yapılmaktadır.

Bir gece gizli toplantı sürerken, Damat Ferit'in konağına Teşkilat-ı Mahsusa'nın yerleştirdiği Doktor Selim'den bir haber gelir. Damat Ferit ve işgal devletleri yüksek komiserleri yaptıkları toplantıya, Harbiye Nezareti'nden Şakir Paşa'yı da çağırdılar. Mustafa Kemal'in tevkifi konuşuluyordu. Şakir Paşa, “Mustafa Kemal'i tevkif etmeye benim gücüm yetmez. Kuvvetiniz varsa siz yapın” diyerek toplantıyı terk etmiştir. Gizli karargahtaki toplandakiler, öfkeyle konuşmaya başlamışlardı. Ve Mustafa Kemal, şöyle diyordu: “Bozkırda bir ateş yanacak. Emperyalizm yok edilecektir. Emperyalizmle birlikte onlarla işbirliği yapanlar da gideceklerdir...” Toplantıya katılanların bana anlattıklarına göre “Gideceklerdir” dedikleri arasında Padişahı da kastetmiştir. “Bozkır”dan kastı da Ankara'dır. (Bunları bana anlatanlar, o gizli karargah toplantılarına katılanlardır.)

LOZAN VE CUMHURİYET

Mustafa Kemal'in Harbiye'de ve Selanik'teki 3. Ordu'daki bana anlatılan konuşmalarına bakıldığı vakit, Lozan'da kapitülasyonların kaldırılması için görüşmelerin kesilmesini bile göze almıştı. Emperyalist Avrupa devletleri, kapitülasyonların devamını istiyorlardı. Mustafa Kemal, İnönü'ye gönderdiği bir şifresinde, “Kapitülasyonları kaldırmayı kabul etmedikleri sürece görüşmeleri kesebilirsiniz” demiştir. Ve görüşmeler iki ay ertelenmişti. Emperyalistler sonunda kapitülasyonların reddini kabul ettiler. Aslında, İttihat ve Terakki'nin iktidar döneminde de İttihatçılar kapitülasyonların kaldırılması için mücadele ediyorlardı.

Mustafa Kemal'in Harbiye ve Selanik'teki 3. Ordu'da söylediklerine dikkat edilirse, Lozan'da söyledikleri gerçekleştirilmiş, Cumhuriyet'in ilanından sonra fabrikalar kurulmuş, endüstri inkilabı ve milli eğitimde yeni bir inkilap hareketi ve öteki devrimler başlatılmıştı. Yani Mustafa Kemal, Lozan ve Cumhuriyet'in ilanı sonrası yaptıklarına ve arkadaşlarıyla beraber gerçekleştirdiklerine, daha Harbiye yıllarında karar vermişti. Yapılanlar çok önceki yıllardaki kararlarına dayanıyordu.

Cumhuriyet'in ilanı günleridir. Fahrettin Altay Paşa ile Ali Fuat Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya: “Paşam, Selanik'teki 3. Ordu'da 'Yeni bir idare' sözlerinizin şimdi hakikat olduğunu görüyoruz” demişlerdi.

Evet, Mustafa Kemal düşünmüş, karar vermiş ve tatbik etmiştir.

DİPNOTLAR:

Geniş bilgi ve belgeler için, o dönemleri yaşayanların gazeteci Taylan Sorgun'a birebir anlattıkları için bakınız:
Taylan Sorgun, Devlet Kavgası ve İttihat Terakki.
Taylan Sorgun, İmparatorluktan Cumhuriyet'e.
Taylan Sorgun, Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü.