23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mutlu aşk var mıdır? (2)

Ethem Gönenç

Ethem Gönenç

Eski Yazar

A+ A-

Geçen hafta Nora ve John’u tanıdınız. John, Nora’nın gazetedeki röportajını okuyup, resmini ilk gördüğü anda, “İşte ben bu kadına aşık olabilirim” demişti. Sadece yüzüyle değil, gözlerinin içiyle gülüyordu bu kadın. John son aşkını 4 yıl önce yaşamıştı ve sonbaharında, belki son kez aşka yelken açmak istiyordu. Vakit kaybetmeden, hemen o gün Nora’ ya “Hayata karşı duruşunuzdan çok etkilendim, bana biraz kendinizden sözeder misiniz, sizi tanımak isterim” diye kısa bir not yazmıştı. Nora da hemen yanıt vermiş, “İçimde tanımlayamadığım bir duygu bana bunu yaptırıverdi işte, sanki efsunlandım” deyip tüm hayatını anlatıvermişti John’a.
İşte böyle tanışmışlar ve ilerleyen günlerde çok sevdikleri W. Shakespeare, A. Marvell, J. Donne ve E. A. Poe şiirlerini paylaşıp, tartışmışlardı uzun uzun. Bu şiirlerle birbirlerini keşfediyorlardı adeta ve birbirlerine hayranlıkları giderek artıyordu. Artık tatlı bir İrlanda rüzgarı esmeye başlamıştı aralarında.
Her biri ayrı ayrı yıllarca süren muhteşem üç aşk yaşamış olan John, nasıl bir anda hiç görmediği bir kadına karşı bu duygularla coşardı, kendi de hayret ediyordu. O sadece resmini gördüğü kadın, artık onun için başağın Nora’sı, şaraplık üzüm salkımının Nora’sı, güllerin Nora’sı, kır çiçeklerinin Nora’sı, sevdaların Nora’sı idi. Birkaç gün sonra artık dayanamayıp, aşkın ne olduğunu yazıvermişti ona.
ÅgAşk benim için şöyle bir duygu Nora. Hani ormanda gezerken birden o güne kadar hiç görmediğin bir çiçek görürsün, diz çöker incelersin, muhteşem renkleri ve kokusu vardır. Ertesi gün yine o çiçeği ararsın ve bulursun, koklarsın incitmeden. Bir sonraki gün yine; artık sen çiçek, çiçek sen olursun, tutkuyla bağlanırsın ona. O çiçek de hergün yeni filizler verir, güzellikler ekler çiçeklerine, renkten renge dönüşür, hergün yeni kokular salar, anlamıştır sevildiğini. Artık kopamazsınız birbirinizden. İşte aşk budur benim için. Aşk ışıktır, güneş, ay ve yıldızları gönlümüzde harmanladığımızdır aşk. Aşk, doğanın ve kendimizin bize yansımasıdır. İçimizde olandır. Onu içimize itina ile biz koyarız ve hak ettiğini düşündüğümüze sunarız.”
Nora da hayatında ilk kez yaşadığı duyguları ve içindeki fırtınaları,
ÅgAşk tanrısıyla dans ettim bugün, yeni bir can buldum kendi derdime, suç ortağı oldun serseri kalbime. Bendeki bu değişim hoşuma gitti, tadı da güzel, dünyama girişin hoşuma gitti, şekli de güzel. Sen benim başıma gelen en güzel şeysin John. Aşk kokusu var, havada aşk kokusu var, içimde dört nala kalplerin koşusu var. Neler oluyor bana? Aşk benim için çok uzakta derdim. Nereden bilebilirdim ki bir anda hayatımın değişeceğini? Ben sosyalistim, ama artık kadere inanıyorum. Seni çok önemsiyorum, geçmişin içinde kaybolmuş beni yeniden hayata döndürdün. Uzakken bile bir nefes kadar yakınımdasın, seni seviyorum” diyerek itiraf edivermişti.
Artık aşk ateşi yüreklerine düşmüştü ve yanmağa hazırdılar.
Haydi rastgele, devamı haftaya!