22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Nakitte kalmak, akılsız bir yatırım yapmaktan daha kötü değildir!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Geçen hafta yayımlanan “Borsa uçuyor ve zıplıyormuş, öyle mi?” başlıklı yazımızın sonrasında, çok sayıda tasarruf sahibinden soru aldım. Paralarının negatif TL reel faiz karşısında, pul olmaması ve çift haneli enflasyon karşısında erimemesi için, mecburen ya dövize ya da borsaya yönelmek zorunda kaldıklarını söylediler.

Ellerindeki nakitle, başkaca bir yatırıma (altın, gayrimenkul) yönelmek istemeyenler, borsaya bu nedenle akın ettiklerinden dem vurdular.

Kuşkusuz ki, haksız değiller. Sadece Türkiye’de değil, birçok ekonomide de benzer ve belirsiz süreçler yaşanıyor korona günlerinde.

Örneğin ABD’de iflas koruma başvurusu yapan, dünyaca tanınmış 100 yıllık HERTZ Otomobil kiralama şirketi, 19 milyar dolara varan devasa borcu karşısında, ABD ile Kanada’daki bazı iştirakları için konkordato başvurusunda bulundu.

22 Mayıs 2020 tarihinde iflas koruma başvurusuna giren HERTZ firmasının borsada işlem gören hisselerine, bir hafta içinde neredeyse 115 bin kişiye yakın tasarrufçu yatırım yaptı. Bu suretle konkordato ilan eden şirketin piyasa değerinin yüzde 100 artmasına neden oldular iyi mi? Ama 9 Haziran tarihinde HERTZ hisseleri bir günde yüzde 24 değer kaybetti ve alanların yatırımları 2 haftada eriyiverdi.

Olacak şey değil. Batabilirim, iflas edebilirim diye 19 milyar dolarlık devasa borçla kamuoyuna açıklama yapan bir şirketin hisselerini, bunu bile bile, göz göre göre, on binlerce insan furya halinde satın alıyor. İşte ekonomide arz ve talebin aniden kesildiği, büyük bir ekonomik resesyonun beklendiği bugünlerde buna benzer hikâyeler şaka gibi ama gerçekten oluyor.

***

Türkiye’de de, borsaya binlerce yeni yatırımcının akın ettiği haberlerini ihtiyatla karşılamak gerekiyor esasında. İlk 6 ayda 312 bin yeni yatırımcı ki, çoğunluğunu 30-35 yaşındakiler oluşturuyor, borsaya akın ettiler.

Ancak, borsada hisseleri işlem görmekte olan şirketlerin büyük bölümünün ciroları, kârlılıkları, siparişleri ve yatırımları düştü. Borçları ise arttı. Yani hisse senetlerine an itibariyle yatırım yaparak, kısa vadeli bir kolay ve yüksek kazanç sağlamak isteyenler için hiç de sağlıklı ve sürdürülebilir bir durum değil bu ne yazık ki.

Borsalar, küçük ve orta ölçekli tasarrufların, orta ve uzun vadeli yatırımlara dönüştüğü birer sermaye piyasası aracıdır.

Spekülatif, manüplatif, kolay ve kısa yoldan yüksek kazanç elde edebilme hırsı ve amacıyla küçük ve orta ölçekli tasarrufçuların, adeta sürü psikolojisiyle ve bir furya halinde hisselere hücum etmeleri akılcı bir iş değildir.

***

Bakınız, Keynes’in kumarhane kapitalizmi (casino capitalism) olarak tanımladığı böyle ekonomiler için, Nobel ödüllü, ünlü iktisatçı Paul Samuelson ne demiş; “…yatırım, boyanın kurumasını, çimin büyümesini beklemek gibi bir durumdur. Eğer, heyecan istiyorsanız, 800 dolar alıp, Las Vegas’a (kumar oynamaya) gidebilirsiniz…” Ne kadar doğru bir uyarı değil mi?

Yazımızı yine bu Nobel ödüllü iktisatçının, elinde nakit tutmaktan rahatsız olup, gözü kara, sonunu başını düşünmeden yüksek kazanç için yüksek riskli yatırımları tercih etmeye eğilimli olanlara yönelik meşhur sözleri ile bitirelim; “…elinizde nakit tutmak rahatsız edicidir. Ancak aptalca (yanlış) bir şey yapmanızdan da kötü değildir…”

Samuelson’a göre, yatırım (borsaya vb) ağır ve sabırlı olmalıdır, heyecan verici değil.

Bilmem, birikimim, nakitim var, hemen borsaya gireyim mi diye soranlar için, bir fikir verebildik mi acaba?