29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Nazilerin sokak gücü: SA (Strum Abteilung) -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Gezi Parkı protesto gösterilerinin başlamasından bu yana Antakya, Eskişehir, İstanbul, İzmir ve öteki yerlerde, polisin koruması altında, polisle işbirliğiyle, protestoculara yapılan ve bazıları ölümle sonuçlanan “başıbozuk” saldırılar, aklımıza Hitler’in SA ve SS birliklerini getiriyor. Henüz SS’ler görünmüyor ortalıkta. SA’lar evresindeyiz.

Fırtına kıtaları

SA’lar (Strum Abteilung = Fırtına Kıtaları) Ernst Röhm tarafından 1920 yılında kuruldu. Hitler Münih Darbesi’ni (1923) bunlarla yaptı. Amaçları, başlangıçta, Nazi toplantılarında korumalık yapmak; komünist ve sosyalistlerin toplantılarını basıp dağıtmak idi.

Fırtına Kıtaları, işsizler, sabıkalılar, serseriler, sadikler, ruh hastaları arasından adam topluyordu. 1933 yılında, Hitler iktidara geldiğinde sayıları 400 bini bulmuştu.

Bütün Almanya’da terör estirdiler; sol örgütlerinE ve sendikalara saldırdılar. 1933’te Yahudilere karşı yapılan ilk saldırılarda yer aldılar.

SA birlikleri sokak kavgaları çıkartarak kan akıttılar; tutsak aldıkları muhaliflere işkence yaptılar. Hitler, Türkçeye Kavgam adlıyla tercüme edilen kitabında, SA’ların bir saldırısını ballandıra ballandıra anlatır:

“Hofbrauhaus’un lobisine girdiğimde saat sekize çeyrek vardı. Ve sabotaj hakkında artık hiçbir kararsızlık yaşamıyordum... Salon çok kalabalıktı... Kapıları yavaşça kapattım ve sonra adamlarıma hazır olmaları emrini verdim. Kırk beş ya da kırk altı kişiydiler... Saldırı bölümdendiler, o günden sonra SA’lar olarak bilineceklerdi. Ve saldırıya başladılar. Sekiz ya da on kişilik kurt sürüleri gibi, düşmanların üzerine saldırdılar, sonra bir daha, bir daha.. Beş dakika içinde her yer kan gölüne dönmüştü. (Adolf Hitler, Mein Kampf)

Değişik bilgiler

Almanya’daki Adalet İçin Çevirmenler’nden (Translator for Justice) SA hakkında bilgi rica etmiştim. Gönderdiler:

- “Hitler’in Kahverengi Gömleklileri, SA’lar, faşist yapıyı tam anlamıyla uygulayan bir örgüt oldu. Faşizmin temel karakterine uygun olarak kültürsüz, kabadayı karakterine sahip, zalim, acımasız hatta sadik insanlardan seçiliyordu.”

- “Başlangıçta SA üyelerinin çoğu, Weimar Cumhuriyeti’nin ilk günlerinde solculara karşı çarpışan eski askerlerin oluşturduğu silahlı çapulcu gruplar (Freikorps) idi.”

***

SA’lar Nazilerin iktidara gelmesiyle birlikte gözden düşmeye başladılar ve onların yerini daha profesyonel ve askeri disipline sahip olan SS (Schutzstaffel, yani “Muhafız Kıtaları”) örgütü aldı. Bu grup siyah gömlek giyiyordu. SS’lere katılacak gençler “ırk kıstasları”na göre seçiliyor, Aryan ırkının belirgin özeliklerini taşımaları gerekiyordu.

İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana Hollywood filmlerinden bu SA ve SS’leri çok iyi tanıyoruz.

Türkiye’de 1980 öncesinde sağda ve solda SA benzeri oluşumlar vardı. İslamcı cenahta Akıncılar. Devlet düzenini değiştirmek istiyen Dev-Genç ve “Devlet”in yanında Ülkücüler vardı. 28 Şubat öncesinde Hizbullah’ın işlediği cinayetler SA örneklerine uygun işlerdi.

Günümüze gelince:

Gazetelerde okuduk, henüz kesin bir şey yok ama doğrudan doğruya Başbakanlık’a bağlı bir polis birliği ile MİT içinde operasyonel kimliği olan bir ünite kurulacakmış. Acaba AKP tarikatı kendine bir tür SS benzeri silahlı güç mü oluşturmaya hevesleniyor? İktidarı bırakmamayı hesaplayan bir hükümet böylesine bir çılgınlık yapabilir ancak.

Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesiyle ilgili bilgiler olayın bir SA marifeti olduğunu gösteriyor.

Milliyet gazetesinin (12.07.2013) yazdığına göre: Bilirkişi raporunda “Sivil polis olduğu sanılan veya polisin yanında yer alan gaz maskeli, ellerinde cop, beyzbol sopasına benzer sopa bulunan bir grubun Beşik Otel kameralarına yansıdığı” belirtiliyormuş.

Ama cinayet yerinde bulunan 40 kameradan 29’unda hiç görüntü yokmuş; otel kamerasında Korkmaz’ın darp edildiği 18-20 dakikalık bölümün kaydı silinmiş; gizli tanığa göre saldırganlardan biri Korkmaz’ı darp ettikten sonra ‘iyi stres attık’ demiş; ailenin delil için istediği kafatası parçası hastanede ‘tıbbi atık’ diye çöpe gönderilmiş.

Bu kanıtlara karşın, Eskişehir valisinin, Ali İsmail Korkmaz’ın arkadaşları tarafından öldürülüp suçun polisin üzerine atıldığı iddiası...

Tamı tamına bir SA işi operasyon.

***

Talimhanede elinde pala kalabalığın üzerine saldıran, bir vatandaşı yaralayan, bir kadına palayla vurup tekmeleyen Sabri Çelebi’nin serbest bırakıldıktan sonra Fas’a kaçması...

Tam anlamıyla bir SA işi...

İzmir’de polislerle birlikte göstericilerin üzerine sopayla saldıran siviller... Emniyet müdürüne göre sivil polislermiş... Gel de inan.

Ankara’daki benzeri görüntüler. Antakya’da televizyona yansıyan görüntü: Siviller bir vatandaşı sopa, tekme, sille-tokat dövmekteler... Cumartesi akşamı Beyoğlu’nda insanların üzerine sopayla saldıran “beyaz gömlekliler”... Sanki, polis, “beyaz gömlekliler”in sopalı tuzağına düşsünler diye insanları dar sokaklara yönlendiriyor.

***

Bütün hukuk ve mahkeme rezaletlerini bir yana bırakalım, 31 Mayıs’tan bu yana ülkede olanlar, bir şeyin habercisi.

İktidardaki AKP tarikatı yaptığı anayasa ve yasa ihlallerinin, usulsüz ihalelerin ve özelleştirmelerin birer suç nesnesi olduğunu bilmiyor mu? Nedir bu gözü karalık? Polis operasyonlarında, polis olmayan sivillerin yardımcı unsur olarak kullanılması neyin nesi? Çok ciddi polis operasyonlarında sivil polislerin (!) görev alması nerede görülmüş? Dünyanın her yerinde üzerinde “polis” yazan yeleklerle görev yaparlar.

Bütün bunlar AKP tarikatının ebediyen iktidarda kalma hesapları yaptığının en somut işaretleri. Bir de yüzde 10 barajını kaldırmayacaklarının açıklanması var!