Ne ABD ne AB yüksek faizin şampiyonu Türkiye!
AKP’nin ‘Reisi’ ne zamandır esip gürlüyor. Peki, ısrarla ne diyor? “Faizler tez elden indirile” diyor özetle. Ama bu faiz lobisi yok mu, ne Reis dinliyor, ne de emir. Bildiklerini okuyorlar. Yok, Türkiye’de istikrarsızlık varmış, hukuk devletinden uzaklaşıyormuş, ağır borç yükü ve çift haneli enflasyon risk oluşturuyormuş, yüksek işsizlik ve siyasi kutuplaşmalar da sosyal riskler taşıyormuş, doğrudan yabancı sermaye yatırım iklimi bozuk diye gelmiyormuş, terör ve güvenlik endişeleri nedeniyle turistler de gelmek istemiyormuş. Buna benzer bir sürü laf. Ama iş yüksek faize gelince hepsinin iştahı açılıyormuş.
Bankalarda bugün mevduat faizlerinin yüzde 15’leri, kredi faizlerinin ise, yüzde 20’leri aşması için, yetmez ama evet diyorlarmış falan filan.
Reis ne emrediyor, faiz lobisi ne yapıyor pes vallahi. Bunlarda ne saygı ne korku kalmış billahi. Ne yaptılar ettiler, Türkiye’yi dünyada en yüksek faiz veren bu suretle sadece sıcak para için cennet olan bir ekonomi haline getirdiler yine.
Ancak, bakmayın siz iktidar ve yandaşlarının “ülkeye yabancı para geliyor, oh ne güzel oluyor” diye sevindiklerine. Gelen para faize savaş açan Reisin ülkesine dünyanın en yüksek faizini ödediği için geliyor. Kaşına gözüne gelmiyor yani.
Şaka bir yana Türkiye, emir-komuta ile faizleri indirmeye çalışırken, bugün itibarıyla dünyanın önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri arasında en yüksek faizi veren ve ödeyen ülke durumuna sürüklendi yine ve maalesef.
Önümde The Economist dergisinin 9043 nolu son sayısı duruyor.
Bu sayıda da, 43 ülkenin (Avro Bölgesi dahil) temel ekonomik göstergeleri (Nisan ve/veya Mayıs itibarıyla) yayınlanmış vaziyette. Bu göstergelerden birisi de 43 ülkenin 10 yıllık Hazine tahvillerinin faiz oranları.
Hep beraber bakalım;
Şimdi de gelişmekte olan ekonomilerin 10 yıllık devlet tahvili faizlerine bakalım;
Görüleceği üzere Türkiye, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler arasında en yüksek faiz ödemek zorunda kalan bir ekonomi. Halen büyük toplumsal karışıklıklar ve kriz yaşayan Venezuella ve Brezilya’da bile faizler OHAL altındaki Türkiye’den daha düşük.
Son söz, bir ekonomi iş ve aş yaratamıyorsa, dar ve sabit gelirli halkını yüksek enflasyona ezdiriyorsa ve de dünyanın en yüksek faizini ödemeye mahkum olmuşsa, o ülkede ekonomi yönetimi de, siyasi iktidar da başarısızdır. Kaçınılmaz olarak yüksek faize mahkum olur.
Zaten, kapanan dükkânlar, indirilen kepenkler, duran piyasalar, donan krediler, değer kaybeden Türk lirası, hızla artan dolarizasyon, 404 milyar doları aşan toplam dış borçlar, çöken turizm, gerileyen yatırımlar, azalan yabancı sermaye, büyüyemeyen ve tıkanan bir ekonomi ile çift haneli işsizlik ve yüksek enflasyon da kuşkusuz ki bu yüksek ve fahiş faizin ekonomik olarak kaçınılmaz yansımaları ve sonucudur.
Bu ayıp da bizi bu hale düşürenlere yeter, yetmelidir!