Neden?
Fenerbahçe Basketbol Erkek Takımı’nın dünyaca ünlü koçu Obradoviç’e bir röportaj da sorulur; Tarihte veya şu an yaşayan birine ne sormak isterdiniz? Obradoviç, “Silahları yaratan kimse ona sorardım ‘NEDEN’? ikinci sorum politikacılara olurdu; neden kendileriyle bu kadar ilgileniyorlar diye, neden sorunları olan gerçek insanlarla ilgilenmiyorlar diye’’ ve cevabı yine kendi veriyor usta koç, “Hepsinin ağzında demokrasi, insanlar ve fakirlik için yapmak istedikleri var; çünkü tüm dünyada bu böyle, şu an da tüm dünyanın en zengin kesimiyle yiyecek bulamayan insanlar arasında inanılmaz bir gelir farkı var. Dünyadaki adalet bu mu? İstediğimiz demokrasi bu mu? 2018 yılındayız, dünya çıldırmış.’’
Spor adamı kimliğini bir kenara koyup ‘insan Obradoviç’ olarak konuşuyor, eğip bükmeden konuşursam ne olur diye düşünmeden, fincancı katırları ürker mi demeden, insan olmanın erdem, dünyanın en iyi koçlarından birinin erdemli insan olmanın bir sonucu olduğunu gözümüze sokarak öğretiyor büyük usta.
Bir an düşündüm! futbolcularımızı, antrenörlerimizi. İçinde bulunduğum futbol sektörünün son otuz yılı bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Bu ülkede en büyük alkışı almış, çok az insana nasip olacak paraya ve şöhrete ulaşmış, Obradoviç’in insani ve entelektüel boyutunda kaç antrenör ve futbolcu sayabilirsiniz? Ülkemiz kaotik bir dönemden geçerken, ekonomik olarak tarihin en büyük krizine doğru sürüklenirken, etrafımız düşman devletler tarafından kuşatılmışken, iç siyaset malzemesi haline getirilmiş ‘Andımız’ Türk yargısının okutulsun kararına rağmen Türkiye Cumhuriyetini yönetenlerin direnciyle karşılaşırken, sizin söyleyeceğiniz tek bir cümle yok mu? Ey anlı şanlı futbolcu kardeşlerim, meslektaşım antrenörler! bizim milletperverliğimiz, vatanperverliğimiz gol attıktan sonra asker selamı vermekten mi ibaret, Cudi’de, Afrin’de şehit olan mehmedi seremonide bir dakika saygı duruşuyla anmaktan mı ibaret, alınan galibiyetten sonra kameraların ve mikrofonların önünde galibiyeti Mehmetçiğe armağan etmekten mi ibaret?
Yoksa sizde mi rahatsızsınız ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, varlığımı Türk varlığına armağan etmek, ne mutlu Türküm diyene’ demek sizinde mi zorunuza gidiyor? Ne münasebet diyorsanız buyurun, kameralar orada. Önünde Türk yazan antrenör ve profesyonel futbolcu derneklerimiz, statünüz gereği siz sivil toplum kuruluşusunuz; Milli duyguları, hassasiyeti yaralayan ‘Andımız’ hususunda 20 bin antrenörü ve 5 bin sporcuyu temsilen Milli söylem ve dik bir duruş göstermeyi düşünmez misiniz? Olur da düşünürseniz koşa koşa yanınızda olacağımdan şüpheniz olmasın.
Bu güzel vatanı bize kanlarıyla yurt eden Çanakkale’de, Sakarya’da Kıbrıs’ta Afrin’de Cudi’de Gabar’da toprağa kavuşan mehmede, geldikleri gibi giderler diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına şükran ve minnetimizi susarak ve gözlerimizi yumarak mı göstereceğiz.
İnsanın sorası geliyor. NEDEN?