Neden futbolcu yetiştiremiyoruz?

Üzerindeki giysileri terden sırılsıklam olmuş vaziyette duvarın üstünde oturan gencin yanına yaklaşan yaşlı adam gülümseyerek oğlum futbolcu musun ?" diye sorunca, genç ;" Futbol oynuyorum ama futbolculuğu kim kaybetti de ben buldum be amca " diyerek derin bir iç geçirdi ve " benimkisi sadece amatör bir uğraş " diye gülümseyerek cevap vererek elindeki suyu içmeye devam etti.  Yaşlı adam aldığı cevap sonrası yine gülümseyerek " Kal sağlıcakla evlat " diyerek yoluna devam ettiğinde gencin bu sporu hiçbir karşılık beklemeden parasız pulsuz amatörce yaptığını düşündü. Ama gerçekte artık amatörlüğün parasız bir uğraş olması sadece yazılarda kaldı...

Adı üzerinde amatörce yapılan bir uğraş, kişinin boş zamanlarını değerlendirdiği bir etkinliktir. Amatör futbol da maddi beklenti olmaksızın yapılması gereken bir spor dalıyken ülkemizde amatör futbolcular özellikle 3. Lig' deki profesyonel oyunculardan bile daha çok para kazanıyorlar. Üstelik profesyonel liglerde futbolcular sözleşmeleri gereği birkaç sene boyunca kulüplerine bağlı kalırken, amatör liglerde oynayan futbolcular statü gereği sezon bitiminde futbol oynadığı kulübüne 5 kuruş bile kazandırmadan elini kolunu sallayarak bir başka kulüpte top oynamaya gidiyor. Düzen öylesine ilginç ki amatör kulüplerde TFF dahil herkes paranın döndüğünü biliyor ama deve kuşu misali kafasını toprağa gömerek bu sorumluluktan kaçtığını sanıyor.

Amatör liglerde statü gereği futbolcuya ancak gıda yardımı adı altında makul bir maddi destek verilmesi gerekirken liglerde öyle bir paralar dönüyor ki bu sisteme isyan eden amatör kulüp yöneticileri bile sezon sonunda puan sıralamasının zirvesinde yer almak uğruna, sisteme, kolunu bacağını gövdesini hatta rızkını bile bozuk düzene kaptırıyor. Böylece felsefesi futbolcu yetişmesine destek vermek olması gereken futbola sevdalı amatör yöneticiler ve TFF bu yanlışa destek vererek bir anlamda ülke futboluna köstek oluyor. Adı amatör olan futbolcunun durumu ise ayrı bir trajedi; Bir sezon boyunca futbol oynaması karşılığında bir yılını kurtaracak bir bedelle anlaşıp mutlu olurken günü kurtarıp geleceğini ıskaladığının farkında bile olmuyor. Oysa para kazandığını sanıp gencecik yaşında sigortalı bir iş güç sahibi olmayarak futbol uğruna geleceğini karartıyor.

Yanlışlar o kadar çok ki anlat anlat bitmez. Amatör liglerde yeralan takım sayısını karşılayacak saha yok ve neden yok desen, para yok derler ama bir futbolcuya Bölgesel Amatör Lig' de oynaması için 200 bin ile 300 bin lira arası ve Süper Amatör Lig' de maç başı ve primler hariç 20 ila 150 bin lira arasında para verirken, bu duruma kayıtsız kalan kulüpler ve TFF antreman yapacak bir tesis için destek vermezler. Hatta TFF her geçen gün ligde yeralan takım sayısının artmasına rağmen bırakın stad yapmayı mevcut stadların yıkılıp yerlerine beton binalar yapılmasına bile ses çıkarmaz.  Futbolcularına dünya kadar para veren kulüpler de bir stadı dörde bölerek antreman yaptığında neredeyse mutluluktan havaya uçar. Antreman yapacak saha bulamadığında ise parkta, sokakta idman yapar. Stad sayısının azlığından bir futbol sezonu 5-6 ay sürer ve kalan 6 ay boyunca futbolcu olmaya aday oyuncular boşta gezer. Sonrasında da malum lakırtıyı medyada sıkça dile getirirler; " Onca yetenekli genç varken 80 milyonluk nüfusumuzla biz oyuncu yetiştiremiyoruz da 8- 10 milyon nüfuslu Avrupa ülkeleri nasıl yetiştiriyorlar?.."

Hani halk arasında derler ya ne kadar ekmek o kadar köfte diye... Senin stad sayın mevcut takım sayısını karşılamadığı ve amatörlerde fahiş paralarla yapılan transferlere göz yumup amatör felsefenin fabrika ayarlarına dönülmediği sürece ne oyuncu yetişir ne de ülke futbolu kurtulur. Böylece milli takım için tek beklentimiz de Avrupalıların sisteminde yetişen gurbetçi futbolcuların bizi kurtarması olur...