26 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Neoliberal politikalar güvenliğimizi tehdit ediyor

Serhat Latifoğlu

Serhat Latifoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD’nin önemli dergilerinden birisi olan The Atlantic’te Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz’in neoliberalizmi eleştiren bir makalesi yayınlandı. Eski Dünya Bankası baş ekonomisti Joseph Stiglitz halen Columbia Üniversitesi’nde öğretim üyesidir. Yeni Keynesçi ekonomi ekolünden olan Stiglitz, küreselleşme ve ‘serbest piyasa köktenciliğine’ karşıtlığıyla bilinir. The Atlantic dergisinde yayınlanan makalesi yeni satışa çıkan ‘Özgürlük Yolunda, Ekonomi ve Temiz Toplum’ başlıklı kitabı vesilesiyle yer almıştır. Kitapta neoliberal ekonomistlerin ideolojik körlüğü, yıkıcı sonuçları felsefi ve ekonomik boyutta ele alınıyor. Bu yazımda özellikle makalenin ekonomi ile ilgili boyutuna değineceğim. Ayrıca Türkiye’de ana akım medya, ekonomi bürokrasisi, akademi dünyasına hâkim dar bir asalak çevreye ait olan neoliberal ideolojinin 1980’lerden sonra neden olduğu tahribata bakacağız.

KURALSIZ SERBEST PİYASA TEKELLEŞME İLE SONUÇLANDI

Avusturya ekolünün kurucusu ekonomist F. A. Hayek ve Chicago ekolünün kurucusu Milton Friedman’ın, dizginsiz (sözde kurala dayalı özde kuralsız) kapitalizmin en önemli savunucularıdır. Joseph Stiglitz makalesinde Hayek ve Friedman’ın savunduğu "serbest piyasa" veya kuralları, düzenlemeleri olmayan piyasalar fikrinin bir tezat olduğunu söylüyor Çünkü hükümet tarafından uygulanan kurallar ve düzenlemeler olmasaydı, ekonomik hayat olmazdı. Hile yaygınlaşır, güven azalırdı. Devletin koyduğu kurallar olmasaydı ortada kesinlikle bir ‘piyasa’ olmazdı. Bununla birlikte Hayek ve Friedman, kendi yorumladıkları haliyle, serbest ve kuralsız piyasalara sahip kapitalizmin verimlilik açısından en iyi sistem olduğunu, serbest piyasa ve serbest girişim olmadan bireysel özgürlüğe sahip olunamayacağını savundu. Piyasaların kendi başlarına bir şekilde rekabetçi kalabileceğine inanıyorlardı. Oysa onlar da biliyordu ki gerçek hayatta tam tersi gerçekleşmiş, ABD sermaye yoğunlaşmasına ve tekelleşmeye karşı Sherman Antitröst (1890) , Clayton Antitröst (1914) yasalarını çıkarmak zorunda kalmıştı.

KURTLARA ÖZGÜRLÜK, KOYUNLARA ÖLÜM GETİRDİ

Neoliberalizmin korkunç bir sicili var. Stiglitz, neoliberalizmin mali piyasaları serbest bırakmasıyla yüzyılın en büyük finansal krizini (2008 krizi) getirdiğine işaret ediyor. Aynı zamanda uluslararası ticaretin serbest bırakılması ile sanayisizleşme hızlandı. Neoliberalizm şirketlerin tüketicileri, işçileri ve çevreyi sömürmelerini serbest bırakmayı sağladı. Friedman'ın 1962 tarihli ‘Kapitalizm ve Özgürlük’ adlı kitabında öne sürdüğünün aksine, kapitalizmin bu biçimi toplumlarda özgürlüğü artırmaz. Aksine neoliberal kapitalizm ‘çoğunluğun pahasına azınlığın özgürlüğüne’ yol açtı. Filozof Isaiah Berlin'in dediği gibi: ‘Kurtlara özgürlük; koyunlara ölüm’. Stiglitz mevcut neoliberal sistemin tüm başarısızlıklarına ve neden olduğu eşitsizliklere rağmen pek çok kişi hala ‘dizginsiz bir serbest piyasa ekonomisi’ fikrini savunduğunu ifade ediyor. Ekonomik bir sorun yaşandığında sıradan vatandaşlara üst perdeden “bu işi piyasaya bırakın” deniyor. Ne kadar tanıdık geliyor değil mi? Türkiye’de benzer nakaratları sık sık duyuyoruz.

SADECE BÜYÜK SERMAYEYE HİZMET EDİYOR

Joseph Stiglitz neoliberal ekonomilerin toplumsal sorunlarla baş etmede yetersizliğinin, bir ekonomik sistem olarak neoliberalizmin sürdürülebilir olmadığının altını çiziyor. Piyasa ekonomisi güvene dayalıdır. Ancak neoliberallerin sık sık dillendirdiği güven kavramı neoliberal ekonomilerde yok olmuştur. Stiglitz ekonomik gücün yoğunlaşmaması için düzenlemelere ve yasalara da ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Çünkü yaşananlar göstermiştir ki büyük sermaye gücünü korumak için ellerinden geleni yapıyor. Kanunları ve kuralları gücü kısıtlamak ya da azaltmak için değil, devam ettirmek ve geliştirmek için yazıyor. Rekabet kanunlarının içini boşaltıyor. Bankacılık ve çevre yasalarının uygulanmasını engelliyor. Neoliberal kapitalizmin olduğu yerde zenginlik ve güç daima gücünü artırıyor.

SİYASAL SORUNLARI DERİNLEŞTİRDİ

Stiglitz neoliberalizmin batı demokrasisine verdiği zararın altını çiziyor. Hayek ve Friedman'ın amaçladığının veya iddia ettiğinin tam tersine paranın siyasette büyük bir rol oynadığı Amerika Birleşik Devletleri'nde, zenginlere daha fazla özgürlük sağlandığını ve yoksulların ezildiğini, ekonomik ve politik eşitsizlikten oluşan kısır döngü yaratıldığını belirtiyor. Neoliberal ideolojinin yapay kutuplaşmadan nasıl beslendiği ve toplumun kutuplaşmasıyla gerçeklerin nasıl örtüldüğü uzun uzun anlatılıyor.

TÜRKİYE’YE KAOS GETİRDİ

Neoliberalizmin dünyaya verdiği zararla ilgili Stiglitz’in yazdıklarının fazlası var, eksiği yok. Neoliberal kapitalizmin hâkim olduğu Türkiye dâhil tüm ülkelerde benzer sorunların yaşanması tesadüf değil. 1980’lerden sonra Türkiye’de tam anlamıyla uygulanmaya başlanan neoliberal ekonomi politikalarının faturası için hep bir günah keçisi bulundu. Peki, neoliberal ekonomistlerin, akademisyenlerin ve bürokratların gizlediği, unutturmak istediği gerçekler nedir? Türkiye’nin 1980-2002 yılları arasında IMF ile imzalanan 7 ayrı stand by anlaşması ve ardından tüm kurallarıyla uygulanan neoliberal politikaların sonuçları neydi?

3’ü büyük olmak üzere toplam 5 finansal ekonomik kriz
3 büyük devalüasyon
Kronik iki ve üç haneli enflasyon
Yüzde 100’ün üstüne çıkan faiz/GSYİH oranları
Kronik yüksek işsizlik oranı,
Sayısız banka ve şirket batışları,
Yüksek faiz,
Devletin ekonomiden tasfiyesi ve büyük şirketlerin tekelleşmesi,
Dolarizasyon,
Ekonomide dışa bağımlılığın artması,
Darbeler ve darbe girişimleri, sayısız seçim ve hükümet değişikliği, toplumsal kargaşa ve PKK/FETÖ terörünün Türkiye’ye musallat edilmesi.

NEOLİBERAL ZIRVALARLA KAYBEDECEK ZAMAN YOK

Görüldüğü gibi devletimizin gücü ve milletimizin feraseti ile Türkiye ayakta kalmıştır. Türkiye’nin yeni bir neoliberal saldırıya tahammülü yoktur. Acil olarak neoliberal politikalar uygulayan Mehmet Şimşek ve ekibi görevden alınmalıdır. Ekonomi bürokrasisi içinde ABD/AB aparatı olarak açık ve gizli şekilde çalışan bürokratlar tasfiye edilmelidir. Üretim ve kalkınmayı önceleyen daha kamucu planlı bir milli ekonomi modeline geçilmelidir.

Kaynakça; https://www.theatlantic.com/ideas/archive/2024/04/neoliberalism-freedom-markets-hayek/678124/

ABD Neoliberalizm Batı Joseph Stiglitz Kapitalizm