‘Nerede o monşerler’ -(TAMAMI)
Sakın “Monşerler” diye başladığımdan değerli dostumuz Cemil Ünlütürk’ün o eğlenceli kitabından söz ediyorum sanmayın.
Başbakan’ın diline doladığı, o gerçek entelektüel birikimleriyle, giyimine kuşamına itina eden diplomatlarımızı kast ediyorum. Akıllara hemen savaş yıllarının, Lozan zaferinin kahramanı İsmet İnönü gelmez mi? Elbette gelir. Ondan sonra o makamdan kimler geldi, kimler geçti? O makamda oturan Ahmet Davutoğlu bu mirası ideolojisine uygun olarak malı gibi tepe tepe kullanmak bir yana, Cumhuriyetin dış politikasını uçurumlara sürüklemekte. Uygulamalarını denetleyecek bir makam da yok.
Cici muhalefet
AKP iktidarı 11 yıldır yol alıyor ve karşıdevrim gerekeni yapmakta. Ya ana muhalefet? “Dış politikada ehil adamları var” diye bilinen CHP’liler Cumhuriyet dış politikasının hassas noktalarını dikkate almıyor. Eski büyükelçilerden Faruk Loğoğlu zaman zaman kürsüde konuşmalar yapmakta, Genel Başkanı’nın “ne kokar ne bulaşır” politikasını savunmakta. Her ABD gezisinde Amerikalı meslektaşlarına ima eder ki: “Onlardan sıkılırsanız alternatif biziz!”
Oysa Atatürk, İnönü, Ecevit ve hatta Bayar bile hep o geleneksel dış politikayı savundu. Global dünyaya sırtını dayayan yeni CHP o eski Atatürk politikasını giderek terk edecek “İki partili yaşamın cici muhalefeti” olacak!
Şu sıralarda ABD Başkanı’nın sözcüsü Başbakan’ı saldırgan ilan edince Kılıçdaroğlu soluğu Irak’ta aldı. Aklı başına gelmiş olmalı. Merak edilen şu:
- BM Güvenlik Konseyi’nin kararına göre, bütün ülkeler topraklarını teröristlerin başka ülkelere yönelik saldırıları için kullandırmamakla yükümlüdür.
- Irak, Anayasası’nda topraklarını teröristlere üs veya geçiş yolu olarak kullandırmamayı taahhüt etmiştir.
- Irak Hükümeti yıllardır topraklarının PKK terör örgütü tarafından Türkiye’ye yönelik saldırılarının üssü olarak kullanılmasına engel olmayarak bu yükümlülüklerini yerine getirmemektedir.
- Irak Hükümeti, ülkesindeki bütün terör örgütleriyle mücadele ederken niçin sadece PKK’yla mücadele etmemektedir? Buna gücü yetmiyorsa niçin Türkiye’nin bunu yapmasına karşı çıkmaktadır?
- Kandil dağı ve civarındaki PKK’lıların hukuki statüsü nedir? Bunlar Irak vatandaşı mı, Türk vatandaşı mı, başka ülkelerin vatandaşı mıdır? Mülteci midir? Bunlar arasında Türk vatandaşı olup da yakalanıp Türkiye’ye iade edilen var mıdır?
- PKK’nın 1994 yılında Türkiye’den kaçırdığı ve sayıları 12 bini bulan Türk vatandaşları Mahmur kampında kalmaktadır. Irak PKK’nın insan deposu olarak kullandığı bu kampın boşaltılmasını niçin sağlayamamaktadır?
- Türkiye-Irak sınırının Irak tarafının korunmasının yükümlülüğü Irak Hükümeti’ne aittir. Niçin Irak devleti bu sınırda hiç asker bulundurmamaktadır? Ülkenin kuzeyi Irak’ın egemenlik alanında değil midir? O bölgede Irak Hükümeti’nin sorumluluğu bulunmamakta mıdır? Hükümet o bölgedeki egemenlik hak ve sorumluluklarını Kuzey Irak Geçici Yönetimi’ne mi devretmiştir?
- Türk firmalarının Irak’ın kuzeyindeki faaliyetleri, özellikle petrol çıkarma ve taşıma girişimleri Irak Hükümeti’nin onayıyla mı yapılmaktadır?
- Kerkük ve civarında yaşayan Irak Türklerinin güvenliğinin sağlanması ve anayasal haklarının güvence altına alınması için Irak Hükümeti ne yapmaktadır? Soydaşlarımızın Kürt yönetiminin yetki alanında bırakılmasına Irak Hükümeti razı olacak mıdır?
AKP iktidarı şimdiye kadar halkı ikna edecek açıklamalarda bulunamamıştır. CHP heyeti yapacağı görüşmeler sırasında Irak Hükümeti’ne bu konulardaki sorumluluklarını hatırlatarak yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamaya yardımcı olursa kuşkusuz bu ziyaret amacına hizmet etmiş olacaktır.”
Değerli dış politika uzmanı ve eski Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’le oturduk konuştuk ve kafamızdaki, halkın pek merak ettiği bu soruları sıraladık.
Şimdi bekliyoruz: Sayın CHP Genel Başkanı ve yanındakiler bu soruları soracaklar mı?