29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Nizamülmülk’e göre şarap meclisi -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Nizamülmülk (1018-1092) Selçuklu sultanları Alpaslan ve Melikşah döneminin çok ünlü veziridir. Nizamiye medreselerinin kurulması, toprak düzeni gibi Selçuklu devletinin kurumsallaşma ve merkezileşmesi yönünde önemli sayılabilecek işler yapmış. Nizamiye Medreseleri adını Nizamülmülk’den almıştır. Dünyadaki ilk istihbarat teşkilatının kurucusudur.

Siyasetnameler

Öteki işlerini bilmem ama Nizamiye Medreseleri’ni kurduğu kesin. “Siyasetname” bir edebi türdür. Dönemin padişahlarına, devlet adamlarına ve daha sonra bu görevi üstleneceklere yol göstermek, tavsiyelerde bulunmak gayesi ile kaleme alınan bu türdeki eserlerin eskilere giden bir geleneği vardır. Bunların çoğunda “şarap meclisleri” hakkında bölümler bulunur ki günümüzün içki düşmanlarını utandıracak belgelerdir. Selçuklu dönemi için, Nizamülmülk’ün Siyasetname’si (Dergah yayınları) ve Osmanlı dönemi için de Mercimek Ahmet’in Kabusname’si (Tercüman, 1001 Temel Eser) de Osmanlı döneminde padişahların içki içtiği kanıtlamaktadır.

“Otuzuncu fasıl: Şarap meclisinin kurulması ve şartları”

[“İşret meclisi kurulduğu hafta, bir veya iki gün, alışkanlık peyda etmiş kişilerin gelmesi için izin vermek gerekir. Gelmesi mahzurlu olmayan kişilere gelecekleri gün bildirilir. Özel işret olduğu günler, şahıslar bu toplulukta yerlerinin bulunmadığını bilmelidirler. İhtiyaç duyulmayan kişilerin bu toplantıya kabul edilmeleri hoş karşılanmaz. Biri kabul edilirse diğerleri geri çevrilir. Özel meclise lâyık olanlar buraya gelmeye izinlidirler. Buraya gelenlerin, yanlarında, bir köle hariç, sâkî veya sürahi getirmeleri asla âdet değildir. Padişah sarayından evlerine yiyecek, çerez ve şarap götürmeleri, evlerinden saraya getirmeleri hiçbir zaman hoş karşılanmamıştır. Çünkü sultan dünyanın kethüdası sayıldığından, insanlar onun aile efradı ve kullarıdır. Aile fertlerinden birinin efendiye ekmek parçası, şarap ve yiyecek getirmesi vacip değildir. Biri şarap getirirse, padişahın şaraptan ona verilmez. İyi veya kötü şarap getirdiği için onu döverse, bu özür ortadan kalkar. Padişah, liyakatli vezirleri hariç, hizmet edecek kulları ile bir arada oturursa, şikâyetler ortaya atacaklarından, haşmetine zarar vererek, ona olan sevgiyi azaltacakları gibi ona karşı da gevşek olurlar. Büyükler, sipahsalar, âmidlerle gerektiğinden fazla bir arada bulunursa, padişahlığın büyüklüğüne zarar getirir. Bu kişiler padişahın fermanlarını icrada gevşeklik gösterirler, cesaretlenerek yüzlerindeki tebessümü kaldırırlar. Padişahın, vilâyetlerin, ordunun, malların değeri, imaretler, ülkenin düşmanlarına karşı alınacak tedbirler ve buna benzer önemli işleri veziri ile görüşmesi farzdır. Bunlar kendisini ilgilendirdiğinden, üzüntü ve kederini arttırarak, vicdan azabı haline gelir. Bir iki nefeslik andan fazla nedimleri hariç bu taife ile şaka ve laubalilik yapmasına memleket işleri ve padişahlık içgüdüsü müsaade etmez... (Siyasetname,.s.142-143)

***

AKP tarikatı, kendi Ortaçağ zihniyetini ve kasaba ahlakını ülkeye zorladıkça kıs kıs gülüyorum. Kurulduğundan, iktidara geldiğinden bu yana AKP tarikatının peşinden koşup hizmet edenlere gülüyorum. Türkiye’ye büyük kötülük yaptıkları için, yüzlerine tükürülmeli. AKP tarikatının yaptıkları hiç şaşırtmıyor beni. Ömrü vefa ederse daha neler yapacak neler.

İçki Avrupa Birliği ülkelerinde de denetim altındadır. Ama teraslarda, kaldırımlarda, gelip geçenin gözü önünde içilir. Avrupa’nın bütün meydanlarında, teraslarında, kaldırımlarda içtiğim için iyi biliyorum.

***

Şimdi, “Senin dediğin yerler Hıristiyan memleketleri, Türkiye İslami hassayisetleri olan bir diyar!” demesinler. Bu da tamam. Ama Kuran-ı Kerim’de şarabı, içkiyi kesinlikle yasak eden herhangi bir ayet yok ki:

“Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, namaza/duaya yaklaşmayın.” (Nisa Sureyi, 15.ayet)

“Ey iman edenler! Uyuşturucu/şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktir ; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 15)

(Bir soru: Faiz, Borsa, Milli Piyango, İddia, Spor Toto, At Yarışları; Hacer-i Esvet için ne buyuruluyor?)

“Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek elde edersiniz.” (Nahl, 67)

“Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar, sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme baldan oluşan nehirler var.” (Muhammed, 15)

***

Efendi ağalar, gerçeklikleri tartışmalı hadislerden, mezhep büyüklerinden, ictihattan, fetvalardan, lütfen, kimse söz etmesin. Tanrı, içkiyi değil, sarhoşluğu yasaklıyor.

Bildiğim kadarıyla “Muhammed Suresi, 15” şarapla (hamr) ilgili son ayettir.

Sonuç olarak: İçki yasağı yasasının kendisinden başka dayanağı yok.

NOTA BENE: Bu yazı Taksim Komünü’nden önce yazıldı. Okuma önerisi: Bilim ve Gelecek dergisinin Haziran sayısı: “Hz.Muhammed, Kuran ve İçki.