23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Norveç maçından geriye kalanlar

Atilla Özalp

Atilla Özalp

Gazete Yazarı

A+ A-

TAM 18 ay önce Kovid-19 pandemisi ilan edilip evlerde hapis olduğumuzda artık birbirimize daha çok saygı göstermeyi biliriz diye düşünüyordum ki günbegün dışarıda tanık olduğum manzarayla umudum yeşermeden kurudu. Sonunda Norveç Milli Takımı’nın marşı çalınırken ıslıklayıp, yuhalayanlar ekrana geldiğinde bize ne oldu böyle, ne zaman sevgimizi, saygımızı yitirdik diye de kahroldum... Atalarımız yendikleri düşmanlarına bile selam durup, düşen bayraklarını yerden kaldırıp saygı duyarken bir oyun olan futbol müsabakasında rakibin marşı okunurken yapılan bu saygısızlık kabul edilemez bir eylemdir. Ayıptır, günahtır...

Sonra nedir yani, futbol sonuçta bir oyun. Şenol Güneş istifa edince Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Stefan Kuntz'la anlaştı ve daha geleli 15 gün geçmeden, dört antrenmanla final maçı diye adlandırabileceğimiz Norveç maçına çıktı. Maça çıkarken “en büyük Türkiye”, golü atınca “aslanlar”, golü yediğinde “vur kır parçala bu maçı kazan” ve maç bittiğinde ise “yönetim istifa…” Amacım yönetime arka çıkmak değil ama yönetim mi çıkıp sahaya top oynasın? Yok eğer “Teknik direktöre 3.2 milyon lira maaş verdi, paraları saçtı ama alt liglere destek vermedi, bu yüzden milli takıma oyuncu yetişmedi” diye TFF'yi istifaya davet ediyorsanız ben de size katılırım, ama bu maç için bağırdığınız kesin, işte ona katılmam.

İYİ BAŞLAMIŞTIK AMA…

Maça gelecek olursam; A Milli Takım’ın Çağlar Söyüncü ve Ozan Kabak'tan yoksun çıktığı ilk 11’inde Serdar Aziz'i sahada, Kaan Ayhan'ı yedek kulübesinde gördüğümde defansif anlamda kafamda soru işaretleri oluşsa da çıkan kadroyu yine de beğenmiştim. Maça istekli başlayan milli takımımız yaptığı hücum presle topu kazanıp erkenden golü bulduğunda “tamam bu iş oldu galiba” dedim ama ilerleyen dakikalarda Norveç Milli Takımı pas yaparak yarı alanından çıkmak isteyen milli takımımıza baskı uyguladığında sıkıntılı anlar yaşadık. Sonuçta defalarca kullandıkları köşe atışlarından birinde de golü yedik.

Karşılaşmanın ikinci yarısına da çok iyi başladık ve 60'ıncı dakikaya kadar rakibimizden üstündük. Hatta sağ kanattan ani geliştirdiğimiz bir atağımızda Cengiz Ünder topu biraz daha olumlu kullansa golü atmamız işten bile değildi. Üstünlüğümüze rağmen Stefan Kuntz doğru bir değişiklik yaparak Ozan Tufan’ı oyundan çıkarıp Berkan'ı oyuna aldığında “Tamam şimdi oldu bu iş, artık Norveç milli takımının ani atakları yeşermeden biter” diye düşündüm. Derken daha düşüncem çok tazeyken, kısa bir süre sonra Stefan Kuntz, Berat ve Cengiz'i oyundan çıkardı ve bu hamlesi ile üstünlüğü rakibe verdi. Bu değişiklikler yerine belki de milli takımdaki en kötü maçını oynayan Hakan Çalhanoğlu'nu çıkarıp Berat ve Berkan ikilisinin önüne Yusuf Yazıcı ya da başka bir ismi koyarak Cengiz'i oyunda tutsaydı bence çok daha iyi olurdu. Yapılan bu oyuncu değişiklikleriyle 60'ıncı dakikadan sonra rakip yarı alana topu taşıyamadık desem yalan olmaz.

KAPTAN DAVRANIŞLARIYLA ÖRNEK OLMALI

A Milli Futbol Takımımızın kaptanı olan Burak Yılmaz'ın hakemi kandırma yoluna giderek haksız kazanç elde etmek için kendini ceza alanı içinde yere bırakması ve sonrasında kendi yalanına kendisini bile inandıracak şekilde yeminler ederek itiraz etmesi ise tam bir utançtı. Böyle olmamalı artık, futbol kariyerinin sonlarına gelen ve ay-yıldızlı formayla sahaya çıkan kaptanımız herkese davranışlarıyla örnek olmalı...

Sonuçta bu maç Stefan Kuntz'un hazırlık maçı bile oynayamadan, takımı tanıma fırsatı dahi bulamadan çıktığı ilk maçıydı. Bu yüzden bu puan kaybı onun adına affedilebilir ama Dünya Kupası finallerine gidebilme adına futbolcuların gösterdikleri performans tabii ki sorgulanır... Bundan sonra bazı futbolcuların Dünya Kupası finallerini göremeden milli takım formasına veda etmesi kesin gibi… Stefan Kuntz'un milli formayı yeni isimlere vereceği de açıkça ortada.