25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Nüfuz ticareti, vasıtacılık ve komisyonculuk kültürü

Ferdi Tanhan

Ferdi Tanhan

Site Yazarı

A+ A-

Yaklaşık 8 aydır Vatan Partisi Diyarbakır İl Başkanı olarak görev yapıyorum. Göreve başladığım ilk günden beri dikkatimi çeken bir konu var. Siyasi Parti yöneticilerinin komisyonculara dönüşmesi. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sn. Nusret Senem ile 3 gündür Şırnak’ta bölgenin çeşitli aydın ve liderleriyle görüşmeler yaptıktan sonra bu konuyu ele almanın vakti geldi dedim. Çünkü nereye gidersek gidelim herkes fırsatçılıkla köküne kadar çürümüş, menfaatçilikle küflenmiş bir düzenden yakınıyor. Devlet adamlarının bir kısmının vasıtacılıkla ve nüfuz ticaretiyle kokuşması Türkiye’mizin en önemli sorunlarından. Bu kadar da olmaz diyeceğiniz bir konudan bahsedeceğim.

KORUCUNUN KANI PAZARLANACAK MAL DEĞİLDİR

Güvenlik korucularımız, Mehmetçiğimiz ve polisimizin vatan savunmasındaki en önemli yardımcıları. Dağ başlarında el tetikte nöbete giden onlar, sınır ötesinde dahi operasyonlara katılıyorlar, canlarını Türkiye’nin birliği için feda ediyorlar. Bu işi para için, geçim için değil vatan için yapıyorlar. Aldıkları ücret asgari ücret düzeyinde, özlük hakları yok denecek kadar zayıf. Göğüslerini mermilere siper ediyorlar, bölgeyi bildikleri için en önde Mehmetçiğin yolunu açıyorlar. Gerektiğinde şehit oluyorlar. Onların dertlerini ve sorunlarını ayrıca işleyecek ve çözümler bulacağız. Ancak önce bu fedakar savaşçılarımıza katılmak isteyen gençlerimizin başına bela olan komisyoncuları yakasından tutup yere çalmamız gerekiyor.

Nüfuz ticareti, vasıtacılık ve komisyonculuk kültürü - Resim : 1
Kadınlarımız sadece tarlada, fabrikada değil; köy koruculuğu yaparak vatan
ve emek mücadelesine katkı veriyor.

HABERİ VİCDANI ÇÜRÜMEYENLERDEN ALDIK

Bazı siyasi parti yöneticileri, köy korucusu olmak isteyen gençlerden 50 bin-60 bin TL para istiyorlar. Böyle kokuşmuş, adi bir komisyonculuğu tarih yazmamıştır. Uğruna can koyulan bir mesleği pazarlık masasına yatıranların bu memleketin toprağını kirlettiğini söyleyelim. Hangi partiden olursa olsun Türkiye’nin, güneydoğunun vicdanı çürümemiş insanları bu durum karşısında isyan ediyor. Görüştüğümüz insanlar arasında halihazırda Ak Parti yönetiminde bulunanlar da vardı. Onların da bu durumu teyit etmesi, ateş olmayan yerden duman çıkmaz yasası gereği bu konuyu ortaya çıkarmamızı zorunlu kıldı. Bu işi kimler mi yapıyor? Köşe başlarını tutmuş bazı bürokratlar, hükümet partisinin il-ilçe yöneticileri, hükümetin önemli temsilcileriyle fotoğraflar çekilmiş bazı dolandırıcılar, geçmişte hükümet kademelerinde bulunmuş muhalefet partilerinin yöneticileri, devlet yanlısı gibi gözüken dernek yöneticileri… Daha kimler kimler? Köy Korucusu olmak için ölümü göze olmanın yanı sıra bir de bu rezil komisyonculara yedirecek paranızın olması gerekiyor. Yüzbinlerce liralık vurgunlardan bahsediliyor. Parayı aldıktan sonra iş belki devletin hiçbir vasıtacayı izin vermediği sistemi doğrultusunda gerçekleşiyor. Ne gam! Komisyoncu işi yapsa da yapmasa da parasını alıyor. Diğeri ise çok daha beter. Vatanını korumak isteyen, vatansever Kürt gencine “Benim de komisyonum 50 bin TL” diyen hangi yönetici varsa, sadece adi bir yolsuzluğa değil Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü baltalayan hainane bir uygulamaya imza atıyor.

MİLLİ DEVLETİN SİYASET ADAMINA NE OLDU?

Neoliberalizmin dünya ekonomisiyle bütünleşme programı milli ekonomiyi tasfiye ederken, milli devleti yok etmek istiyordu. Bunu milli devletin siyaset adamını bitirmeden yapamazdı. “Benim memurum işini bilir” diyen Turgut Özal’ın getirdiği ekonomik sistemin siyaset ahlakıdır bu. Nüfuz ticareti, 24 Ocak 1980 kararlarıyla birlikte milli bağımsızlığın fedai kültürünü yok etmek için amansız bir saldırı halinde, utanmazca işbaşı yaptı.

Nüfuz ticareti, vasıtacılık ve komisyonculuk kültürü - Resim : 2

KOMİSYONCULARIN GAZABI

Her yanda komisyonculuk, sıcak para acenteliği, borsa vurgunculuğu, hortumculuk, faizcilik, tarikat rantçılığı ve rüşvet devlet yönetiminin şeklini kaybetmesine yol açıyor.

Bankadan kredi mi çekilecek, fırsatçının komisyonu nerede?

Memurumuzun zorunlu bir tayine mi ihtiyacı var, vasıtacının alacağı kaç para?

İhtiyacı olana yardım mı dağıtılacak, yardımın ne kadarı aracının depolarına inecek?

Temizlik görevlisi olmak isteyene işsiz gencimiz, hangi siyasetçinin listesine ne karşılığında girecek?

İhaleden gözünü para bürümüş işgüden siyasetçinin kasasına ne kalacak?

Belediyeden ruhsat almak isteyen esnafın ödeyeceği rüşvet tarifesi belediyelerin panosuna asıldı mı?

Hangi kantinin işletilmesi için Milli Eğitim Müdürlüğü’nün en sıradan bürokratına neler ödenecek?

Sadece Korucularımız değil. Çalışkanlarımızın komisyoncuların gazabına uğradığı belli başlı konular bunlar. Turgut Özal’ın yolun açtığı siyaset adamının cevap aradığı sorular bunlar.

Nüfuz ticareti, vasıtacılık ve komisyonculuk kültürü - Resim : 3

KOMİSYONCULARIN YAKASINDAKİ EL

Bizim üreten sanayicimizin, tüccarımızın, işçimizin ve köylümüzün, namusuyla yaşayan insanımızın sırtına binen bu asalakların kamuoyu önünde, insanlarımızın gözlerinin içine baka baka kendi reklamlarını yapmalarına artık izin verilemez.

Aracılık, iltimas ve nüfuz ticareti vaka-ı adiyeden sayılıyorsa,

Fırsatçılık ve menfaatçilik erdem olduysa,

Kamu işleri için partilere ve kişilere kontenjanlar ayrılıyorsa,

Canını ortaya koyan Korucularımızdan dahi komisyon isteniyorsa Üretim Devrim’i şarttır artık.

Millete karşı olan bağlılıklarını her türlü şahsi ve siyasi çıkarlarının üzerinde tutmuş olan milli devletin siyaset adamlarının yeniden işbaşı yapması şarttır artık. Şu düzenbaz Biden Tayfası’nın memleketi büyükelçi görüşmelerinde neye pazarladığı, hangi komisyona talip olduğu başka bir yazının konusu.

Hani bütün anket şirketleri %30’luk kararsız bir kitleden bahsediyor ya. Onların karar vermesi şarttır artık. Komisyonculardan kurtulmak için Vatan Partisi şarttır!

Elimiz komisyoncuların yakasındadır artık.

Vatan Partisi Diyarbakır