26 Kasım 2024 Salı
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ODTÜ ve GÖKTÜRK 2 -(TAMAMI)

Semih Koray

Semih Koray

Gazete Yazarı

A+ A-

Milli Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın sayfasında Göktürk’ün “Proje Modeli”, “Yurt Dışı Hazır Alım“ olarak betimleniyor. Ana yüklenici TELESPAZIO, alt yükleniciler de, TÜBİTAK UEKAE, Aselsan A.Ş., TAI ve Roketsan. TELESPAZIO, merkezi Roma’da bulunan çok uluslu bir şirket. Göktürk 2, Çin’in Ciuçuan Uzay Üssü’nden uzaya fırlatıldı. Fırlatma Töreni, ODTÜ Yerleşkesi’ndeki TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü’nde yapıldı. UEKAE’nin ODTÜ Yerleşkesi’nde bulunması kuşkusuz bir rastlantı sonucu değil. Enstitü çalışmalarına en büyük katkıyı sağlayanlar, ODTÜ öğretim üyeleri.

Göktürk 2 yerli yapım mı?

Tayyip Erdoğan, fırlatma aşaması Çin’de gerçekleştirilen bu “Yurt Dışı Hazır Alım Projesi”ni “yüzde 80’i yerli yapım” diye tanıttıktan sonra, projeye Türkiye’den en çok katkıda bulunmuş olan ODTÜ öğretim üyelerini “böylesi bize lazım değil” diye defterden sildi. Göktürk Projesi’nden TELESPAZIO, Çin ve “lazım gelmeyen” ODTÜ’yü çıkarırsanız, “Türkiye’ye düşen”, bir tek Fırlatma Töreni ile ODTÜ’ye çıkarma yapan binlerce polisin öğrencilere karşı gaz bombalı, coplu saldırısı kalıyor.

“Yükseköğretimde Dönüşüm”ün açılış töreni

Tayyip Erdoğan, “Böyle üniversite, böyle öğrenci, böyle öğretim üyesi bize lazım değil“ diyerek, karşıdevrimin yüksek öğretimde yok etmeyi hedeflediği “düşman”ın kim olduğunu ilan etmiştir. O zaman gündeme getirilen Yükseköğretim Yasa Taslağı Önerisi de, karşıdevrime “lazım gelen” türden bir “üniversite”, “bilim”, “öğretim üyesi” ve “öğrenci” oluşturma projesidir. Böylece ilk ve ortaöğretimdeki dönüşümle yetiştirilmesi hedeflenen “kinini unutmayan dindar gençliğin” üniversiteye geldikten sonra “bozulması”nın önüne geçilecektir.

Bazı öğretim üyesi arkadaşlarımız, polisin, törenden saatlerce önce, tören yerinden uzakta, uyarıda bulunmaksızın, kapalı mekânları da içine alacak biçimde ve çok yoğun gaz bombalı saldırısına bir anlam veremiyorlar. ABD’nin 1990’larda geliştirdiği “tehdidin üstüne ortaya çıkmadan önce saldırmak” yaklaşımını çağrıştıran bu saldırı, aslında yine bir “açılış töreni”dir. Göktürk 2’nin değil, ama karşıdevrimin “yükseköğretimde dönüşüm” programının açılış töreni. Üstelik üniversiteler üstünde YÖK ve YÖK rektörleri aracılığıyla kurulan denetimin niye yeterli olmadığını ve “sıkılaştırılmış yerinden denetim” gereksinimini eylemli olarak gösteren bir tören.

“Farklı bilim anlayışlarının bir arada var olması”

Emperyalizm ve Ortaçağ’ın üstünde uzlaştıkları bilim anlayışı, bilimi piyasanın uyartılarına vereceği tepkilerle sınırlayarak “kendi dar alanına” hapsetmek ve böylelikle onu “hayatta en gerçek yol gösterici” olmaktan çıkarmaktır. Yaşamın geniş alanları bu suretle bilim dışına terk edilmiş olacaktır. YÖK’ün yasa taslağı önerisini hazırlarken koyduğu “üniversitelerde farklı bilim anlayışlarının bir arada var olmasına izin veren bir ortamın yaratılması” hedefi, işte bu “lazım gelen bilim yaklaşımı”nın ifadesidir. O zaman “evrim”le “yaratılış”, bilimin öncüleriyle ulema, eşit söz sahibi olacak, hatta giderek yeni bir “ileri demokrasi” örneği vermek, “seçim yoluyla” bilimi reddetmek olanaklı hale gelecektir.

Karşıdevrimin gücü bilimi alt etmeye yetmez

Karşıdevrimin gücü, üniversite, bilim ve sanatı alt etmeye yetmez. Bu saldırıya karşı durmak, sadece bütün bileşenleriyle üniversitelerimizin değil, Türkiye’den yana olan herkesin görevidir. Bu görev, Atatürk’te birleşmenin gereğidir. Ülkemizin her geçen gün daha büyük bir güçle açığa çıkmakta olan devrimci enerjisi, bu saldırıyı da geri püskürtecektir.