ODTÜfans ve fahişelik modası
Yüksek lisans masrafları için parasını verene çırıl çıplak soyunan öğrenciler.
ODTÜ mezuniyet töreninde gördüğümüz o pankart, bize çok şey anlatıyor:
“Kadın bedeni politik değildir. Bedene özgürlük & Sansürsüz link: Odtufans.com”
Artık olmayan bu site kendini şöyle açıklıyor:
“Hoşgeldin: Bu site ile kadın bedeninin politikleştirilmesine karşı bilinçlendirme kampanyası yapıyoruz. Kadın kendi bedeni üzerindeki tek karar merciidir. Bedenin politikleştirilmesine ve sansürlenmesine karşıyız. Aşağıdaki her bir tierin (cinsel organlar) açılması için belli bir bağış toplanmasını bekliyoruz. Bağışlarınız yüksek lisans eğitimimizi destekleyecektir.”
“Kadın bedeni politik değildir” gibi koca koca laflarla başlayan cümle, para karşılığında soyunmaya bağlanıyor. Ne kadar para verirseniz o kadar organ açılıyor. Yani kadının erkek tarafından sömürüsünün en ilkel ve aşağılayıcı biçimi; kadın özgürlüğünün en ileri biçimi olarak pazarlanıyor.
Feminizm ve her türden mor ve gökkuşaklı türevlerinin, kadını özgürleştirmek değil, köleleştirmek üzere çalıştığı ortada. Kadın bedeni para karşılığı satılabilen, teşhir edilebilen bir mal olarak sunuluyor ve bu “kadının kendi bedeni üzerindeki kararı” olarak propaganda ediliyor. İnanılmaz.
ONLYFANS
Her türden yozlaşma gibi bunun da ABD menşeili olması şaşırtıcı değil. Meğer bizimkiler "onlyfans" isimli pornografik sosyal medya mecrasını taklit etmişler. Orada da para karşılığında benzer işler dönüyor. Böyle bir 'mecra' olduğunu son olay vesilesiyle öğrendik. Nedir diye arayınca karşımıza şu haber başlıkları çıktı:
“Bu ay 100.000 dolar kazandım diyen OnlyFans modeli: Memelerime teşekkür ederim.”
“Pandemi nedeniyle işlerinden ayrılıp OnlyFans isimli sitede çıplak fotoğraflarını paylaşan çift ayda 187 bin lira kazanıyor.”
“Doktorluktan istifa eden OnlyFans fenomeni kazancıyla dudak uçuklattı!”
“Futbol kariyeri bitince OnlyFans modeli oldu: Aylık kazancı 500 bin pound.”
“Bir sosyal medya fenomeni, OnlyFans üzerinden sadece 9 ayda kazandığı dudak uçuklatan miktarı açıkladı.”
“OnlyFans modeli Britanny Olivia, annesiyle beraber seksi pozlarını satıyor: Aylık geliri dudak uçuklattı.”
“Bankacılıktan istifa edip OnlyFans hesabı açtı! Seksi fotoğraflarını savundu: Bu feminist bir hareket.”
“OnlyFans, Türkiye'de yaygınlaşıyor: Ek iş olarak pornografik içerik üretmek.”
“Savaş pilotuydu OnlyFans hesabı açıp milyoner oldu! Paylaşımları takipçi rekoru kırıyor!”
“OnlyFans’tan kazandığı parayla futbol kulübü satın almaya hazırlanıyor.”
“Okulu bırakıp OnlyFans hesabı açan kız milyoner oldu!”
UÇUKLAYAN DUDAKLAR
Başlıklar çok cazip değil mi? Hepsinin mesajı aynı: İşini, gücünü, eğitimini, onurunu her türlü değerini bir yana bırak! Çalışmana gerek yok. Para burada, kendini pazarla.
Sık sık "dudak uçuklattı" ifadesi kullanılıyor. Bizim de uçukladı. Ama kazandıkları paralara değil, Türk basınının bu rezilliği pervasızca özendirmesine.
Türk basınında çıkan bu başlıklara yakından bakınca, hepsinin ABD-İngiltere kökenli çeviri haberler olduğunu görüyoruz. Aslında benzer haberlerin tamamı, 'reklam haber'. Bu içeriklerin, kendisi bir şirket (bir çeşit sosyal medya genelevi) olan OnlyFans tarafından üretilip servis edildiğini anlamak için çok zeki olmaya da gerek yok.
Yakın zamanda DW Türkçe tarafından yapılan "fahişelik iyi kazandırıyor" yayınını, "Sugar Daddy" türü ahlâksızlıkları da alt alta koyduğunuzda tablo daha net ortaya çıkıyor. Siz buna LGBT propagandasını ve uyuşturucu serbestisini de ekleyin. Batı'nın çöken medeniyetinin gençliğe sundukları bunlar.
MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM
Bugün kültürel düzlemde bu dayatmalarla mücadele etmek, düşmanın silahlı tehditlerine karşı tankla topla mücadele etmek kadar önemli. Çünkü değeri olmayan, kendisini para karşılığı satan bir gençlik varsa, tankı kullanacak kimse de yok demektir.
Şimdilik bunlar marjinal. ODTÜ, Türkiye'nin göz bebeklerinden ve daha üç ay önce yüzlerce mühendis adayı öğrenci Savunma Sanayii Topluluğu'nun zirvesinde bir araya geldi. Gerçek ODTÜ orada. Gerçek üniversite gençliği o.
Marjinaller ama tedbiri elden bırakmamak gerekir. Cumhuriyet Kadınları Derneği'ne ve Türkiye Gençlik Birliği'ne büyük görevler düşüyor. Kadının ve gençliğin gerçek sorunlarını dile getirmek, onların mücadelesini büyütmek, doğru hedeflere yöneltmek yakıcı bir iş haline geldi. Fedakârca çalışıyorlar ve başaracaklarından hiç şüphemiz yok.