Okullar açıldı

Bu hafta ziller çaldı, binlerce çocuk, genç heyecanla okullarına koştular. Yeni eğitim öğretim yılı tüm öğrencilerimize ve meslektaşlarıma hayırlı olsun. Ancak gönlüm isterdi ki yeni eğitim öğretim yılı huzur içinde başlasın. Öyle olmadı. Değişen müfredat, müfredata girenler ve müfredattan çıkarılanlar, en önde Atamız, yine huzurları kaçırdı.

Yine toplum ikiye bölündü. Müfredata itiraz edenler, hatta mahkemeye gidenler, müfredatı savunanlar… Tabii bir de arada bunlardan pek bir şey anlamayan, ilgilenmeyen bir grup var. Oysa bu kavga gürültüye ne gerek var. Kolay mı dünyada kabul görmüş Atatürk’ü gönüllerden silmek, unutturmak… Boşuna harcanan enerji, boşuna yaratılan huzursuzluk… Kolay mı laikliğe gölge düşürmek? Yerleşmiş yüzyıldır, bu boşa çabalarla ülkenin enerjisini bozuluyor…

İçimizde FETÖ’yle savaş, PKK’yla savaş, dışarıda savaş, zaten ülkemiz çok zor günlerden geçiyor, birlik beraberliğe en çok gereksinme duyulan bir zamanda toplumu bölen adımlara ne gerek var?

İşte böyle gergin başladı eğitim öğretim yılı. Laik öğretmenler “Biz Atatürk’ü kitaplarda olmasa da öğretiriz” derken nasıl baskı ve kontrol altında olacaklarını da biliyorlar. İlk dersin Çanakkale Savaşı olması güzel ancak Gazze’yle ilişkilendirilmesi bazılarına ters geldi, bazıları mutlu oldu. Yine ikiye bölünmüşlük yaşandı. Ülkenin birlik beraberliğe o kadar gereksinmesi var ki? Elele, sıkı durmaya… Kavga çıkaracak, huzursuzluk, gerginlik çıkaracak adımlara ne gerek var?

İYİ BİR ÖĞRETMEN OLMAK

Yine açılan okullara dönelim, baskı altında da olsalar meslektaşlarıma, öğretmenlerime iyi bir yıl diliyorum. Sabırla ve öğrenciye sevgiyle yaklaşarak eğitim vermelerini diliyorum. İyi ders hazırlığı yapmadan, derse hazırlıklı girmeden derste saygı ortamı yaratılamaz. Bir öğretmenin saygı görmesinin birinci şartı derse hazırlıklı girmesi ve derste zamanı boşa geçirmemesi, geçirtmemesidir.

İyi öğretmen olmanın, saygı görmenin birinci şartı derse hazırlıklı girmekse, onunla el ele giden ikinci şartı da öğrenciye sevgiyle, ilgiyle yaklaşmasıdır. Ancak bu sevgi ve ilgi laubali bir arkadaşlık boyutunda değil, öğretmen öğrenci sınırları içinde olmalıdır. Dersteki düzeni bozan öğrencilerle teneffüste birebir görüşmek düzen sağlamanın en iyi yoludur, derste çocuğu paylamak veya hemen cezaya başvurmak da en kötü yolu. Her şey sabır ve sevgiden, iyi yürekli bir öğretmen olmaktan geçer…

İYİ BİR ÖĞRENCİ OLMAK

Öğrencilerin de yapacağı en iyi şey dersi derste öğrenmek, okulda geçirdiği saatleri boşa geçirmemektir. Ödevleri günü gününe yapmak öğrenmenin en iyi yoludur. Başka bir öğrenme yolu da öğretmektir. Birbirinize öğretmekten, yardımcı olmaktan kaçınmayın, arkadaşınıza öğretirken siz de öğrenirsiniz. Asıl olan sınav geçmek, sınav kazanmak değil, bilgidir, siz sınavları unutup bilgi sahibi olmak için çalışın…

İşte böyle, çeşitli huzursuzluklarla, gerginliklerle bir eğitim yılına daha başlıyoruz. Benim 42 yılını doldurmuş, 16 kitap yazmış, hep araştıran bir eğitimci olarak önerim toplumu germemek. Bir yerden patladığı takdirde zor toparlanır, çok gerildi, bu gerginliği azaltmak gerek. İtidal içinde davranmak gerek. Tekrar tüm öğrencilere ve eğitimcilere iyi yıllar dileklerimle…