05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Okullar açılırken… Geçmişten bugüne…

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Yeni bir öğretim yılına daha başlıyoruz.

Okullar bu hafta açılıyor.

Veliler telaş içinde…

Bir yanda sevinç, bir yanda hüzün.

Okul hazırlıkları cep yakıyor.

Giyim, ayakkabı, kırtasiye, …

Yasak olmasına rağmen alınan kayıt paraları…

Bir çocuğun masrafı 4-5 bin lira.

İki çocuğun varsa yıkım…

Bunlar başlangıç.

Servis parası, okul harçlığı, … yok.

VELİLER

Dün çocukları için alışveriş yapan velileri izledim.

Sonra yanlarına gidip sohbet ettim.

Bazı veliler çocuğu ile gelmemişti.

Birine nedenini sordum.

Gözü doldu, yanıt vermek istemedi.

Aydınlık’tan olduğumu söyledim.

Başladı anlatmaya:

“Ben asgari ücretle çalışıyorum.

Okula giden iki çocuğum var.

Giysi, ayakkabı için mecbur birlikte gittik.

Şimdi kırtasiye ihtiyaçlarını alıyorum.

Bazılarını ucuz diye marketlerden aldım.

Ama oralarda hepsini bulamadım.

O nedenle kırtasiyeye geldim.

Fiyatlar geçen yılın 2-3 katı.

En ucuzunu seçmeye çalışıyorum.

DAYANANAMIYORUM

Çocukları yanımda getirsem canım yanacak.

Onlar da üzülecek, ben de.

Gözleri, iyi ve pahalı ürünlerde olacak.

Ama onları almam mümkün değil.

O nedenle ihtiyaç listelerini aldım.

Alışverişlerini ben yapıyorum.

Yaptığım belki yanlış.

Çocuklarım da burada olmalıydı.

Ancak ne yapayım.

Bunları da kredi kartıyla alıyorum.

Taksit taksit ödeyeceğim.

Başka çare bulamadım.

İstediklerini alamayınca yüzlerindeki ifadeye dayanamıyorum.”

ÖZEL OKULLAR

Özel okullara gelince.

Orası daha vahim.

Yıllık ücretler 60-70 bin lira.

100 bin lirayı aşanlar da var.

Diğer giderler de buna göre.

Bu okullara giden öğrenciler…

Genelde geliri yüksek ailelerin çocukları.

Şu anda okula devam ediyorlar.

Ama yarın ne olacakları belli değil.

Babaların işleri bozulursa…

O kadar acı olaylar yaşanıyor ki…

ESKİDEN

Ben ilkokulu 1960’lı yıllarda okudum.

Köy okulunda…

Okul masrafımız çok düşüktü.

Babamızın aylık gelirinin 20’de biri bile değildi.

Öyle özel kıyafetler falan yoktu.

Hepimiz siyah önlük giyerdik.

Beyaz yakalar takardık.

Sınıfta herkes eşitti.

Eğitimimiz de çok iyiydi.

Köy Enstitülerinde,

Öğretmen Okullarında yetişmiş öğretmenlerimiz...

Okulumuz apartman katlarında değildi.

Oyun oynayacak bahçemiz vardı.

“Uygulama bahçelerimiz” de ayrı.

Her öğrenci için en az 1,5 metrekare.

Yaparak, yaşayarak öğreniyorduk.

GÖZÜ EĞİTİME DİKTİLER

Türkiye’yi hedef alanlar, onların işbirlikçileri….

Önce eğitimi hedef aldılar.

Köy Enstitülerini kapattılar.

Yetmedi Öğretmen Okullarını yok ettiler.

Öğretmen yetiştiren kurumları dağıttılar.

Eskiden Meclis’te öğretmen milletvekilleri vardı.

Hem de çok sayıda…

Şimdi bir tane bile yok.

Adım adım eğitimi paralı yaptılar.

Eğitimde fırsat eşitliğini bitirdiler.

Aksu Öğretmen Okulu mezunuyum.

Yıllar sonra okulumu ziyaret ettim.

İçim sızladı, fazla kalamadım.

Toplandığımız meydanlar…

Kol kola gezdiğimiz alanlar…

Beton binalarla dolmuş.

Bir okuldan birkaç okul çıkarılmış.

Yazık edilmiş…

BÖYLE DEVAM ETMEZ

İzlenen politikalar.

Ekonomide, eğitimde, sağlıkta, …

Hepsinde duvara dayandık.

Türkiye çıkış arıyor.

Tekrar kamuculuğa dönmemiz zorunlu.

Yaşadıklarımız bunun sancıları.

Anketlerdeki yüzde 30 kararsız seçmen…

“Sorunları hangi parti çözer” sorusuna verilen yanıt…

Yüzde 46’lara kadar yükselen “hiçbiri”

“Böyle devam etmeyeceğinin” kanıtı.

Meclis ekonomi