Olimpiyat müzesi

Bir milleti hayata döndüren, mazlum halklara umut olan, yolunu bilimle bulan bir güneşin doğduğu yerdir orası; üç katlı bir evdir orası! Selanik’e giden her Türk’ün uğradığı ilk yer, içinde bekliyor sanki ulu önder! Gözler yaşlı ama mağrur beklerken bahçesinde evin, imrenen bakışlarını fark ettim Selaniklilerin!
Böyle gururla çıktım Atatürk’ün doğduğu evden, birkaç yüz metre ilerideki 300 m2lik Olimpiyat Müzesi’ne gittim. Müzede Yunanistan’ın madalyalı sporcularının madalyaları, sertifikaları, yarışlarda giydiği formalar, mayolar, başlıklar, çoraplar, ayakkabılar; Yunan heyetin açılışta giydiği takım elbiseler, taktığı akreditasyon kartları, aldığı plaketler sergileniyor. Olimpik tüm sporlara da ayrı bölümler ayrılmış. Hem bu sporların kuralları anlatılıyor burada, hem de o branşta madalya almış Yunan oyuncuların isimleri anılıyor. Bu sefer ben imrenerek baktım Selaniklilere!
1996’da Naim Süleymanoğlu 3. Olimpiyat altınını alırken, ki o tarihte 3 Olimpiyat altın madalyası almış başka bir halterci yoktu; gümüş madalya alan Leonidis’in podyuma çıktığı ayakkabısı, mayosu, kemeri müzede sergileniyor. Yunanistan gümüş alan sporcusunun başarısını yaşatırken; dünya rekoru kırarak üçüncü Olimpiyat altınını alan ve tüm milletimizi onurlandıran Naim’in giydikleri nerede? Madalyasını, mayosunu, kemerini bilmem ama; ayakkabası Lozan Olimpiyat Müzesi’nde!
Müzedeki 1920 Olimpiyatları’nın açılışına dair bir fotoğrafta stada Türk bayrağı çekildiğini gördüm. 1920 Olimpiyatları’na 1. Dünya Savaşı’nda Batı’nın karşısında yer alan Almanya, Avusturya, Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı İmparatorluğu ile emperyalistlerin ambargo uyguladığı Sovyet Rusya davet edilmemişti. 2020’de Rusya’yı doping yalanı ile Olimpiyatlara almak istemeyen emperyalist zihniyetin asıl niyetini 1920 Olimpiyatlarında görebilirsiniz. 100 yıldır değişmeyen tek gerçek “emperyalizm”dir! Antwerp Olimpiyat Stadı’ndaki Türk bayrağının sırrı ne? Bir batı kurnazlığı mı? 1920 Olimpiyatları’nda ambargo koyduğu ülkenin bayrağını çekip sporcusunu yarıştırmayanlar, bugün istemediği ülkenin sporcusunu yarıştırıp bayrağını çekmiyor.
Müzede 1936’da Yunan sporcuların aldığı plaketleri görünce, kadın sporcularımız Çambel ve Aşeni’nin Hitler’in davetini reddetmesini hatırladım.
1896’daki ilk modern olimpiyatları saymazsak, Yunanistan 23 altın 26 gümüş 21 bronz madalya ile toplam 70 madalya kazandı; biz ise 39 altın 24 gümüş 28 bronz toplam 91 madalya, üstelik 6 Olimpiyat’a katılmadığımız halde. Selanik Olimpiyat Müzesi, kazanılan her madalyayı yaşatıyor ve yeni nesillere aktarıyor. Dünya’nın saydığı 1948 ve 1960’da altınları toplayan güreşçilerimizi, 3’er Olimpiyat altın madalyası ile tarihe geçen Naim’imizi Halil’imizi çocuklarımız bilmiyor.
Müzenin bir başka bölümünde Paralimpik sporcular onurlandırılmış. 6 altın 6 gümüş 11 bronz madalya kazanmış engel tanımayan sporcularımızı tanıyor muyuz? Olimpiyatlarda takım sporlarında 1 madalya bile alamamışken, Goalball’da aldığımız 2 olimpiyat madalyasının kahramanları kim?
Müze’nin bir kısmı Nikos Galis’e, Panathinaikos, Olympiacos ve Aris basketbol takımlarınına ayrılmış. Her ne kadar takım sporlarında Olimpiyat Madalyamız olmasa bile Galis kadar değerli özellikle kadın takım sporcularımız var; voleybol ve basketbol takımlarımız var.
Kahramanlarına sahip çıkamayan milletler yeni kahramanlar çıkaramaz. Başarılı sporcularına sahip çıkamayan ülkeler de başarılı sporcular çıkaramaz. Onlarca şehirde Olimpiyat müzesi var, Türkiye’de yok. Antik Olimpiyat Oyunları’na katılan şehirlerin en az yarısı bugün Türkiye sınırları içerisindedir. Olimpiyat denince Yunanistan kadar Türkiye’nin de akla gelmesi gerekir. Ama, kahraman sporcularımızı onurlandırmak için 300 m2 bir salon bulamıyorsak Anadolu’nun 3000 yıllık Olimpiyat ruhunu yok etmişizdir. Türkiye en kısa sürede Olimpiyat Müzesi’ni açmalıdır!