22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Olumsuzluklar bardağının taşması engellenemedi!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Geride bıraktığımız hafta genelinde ve küresel ölçekte yaşanan gelişmeler, geleceğe yönelik beklentilerin büyük bir hızla bozulduğuna ve güvensizliğin derinleştiğine işaret ediyor. Riskten kaçınma eğilimini besleyen olumsuzlukların tam aksi yöndekilere galip geldiğine ve genel kabul görmüş beklenti senaryolarının tükenişine tanık olduk. Ekonomik, jeopolitik, siyasi ve sosyal alanlar yaşananlardan etkilendi.

***

Geleceğe yönelik belirsizlik ve kırılganlık algısı, tarifi zor bir şekilde yeni rekorlara yelken açtı. Küresel çapta oyun değişikliği, başka bir deyişle eski ezberlerin anlamsızlaştığı ve hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı bir dönemin başlamış olması olasılığı çok güçlendi. Resmi istatistikler ve beklentileri yönlendirme hedefli senaryolar ile bazı bölgesel gelişmeler görece önemsiz kaldı. Fazlası ile yıpranmış ta olsa düzeni oluşturan kurumsal yapı, paniğe dönüşen riskten kaçınma eğilimine direnemedi!

***

Neler olup bittiğini anlamaya çalışanlar açısından kısaca özetlemeye çalışalım! Bu yılın ilk iki ayında 2020 yılı ve sonrasına ilişkin ekonomik beklentiler hızlanarak bozuldu. Durgunluktan çıkış olasılığı sıfırlandı ve durgunluğun yıkıcı olabilecek şekilde güçlenmesi olasılığı daha belirleyici hale geldi. İyimser senaryoları ısrarla dayatmaya çalışan finansal piyasalar bu tavrını sürdürmekte ve direnmekte başarılı olamadı, yelkenleri indirmek dışında seçenek bulamadı; riskten kaçınma eğilimi çığ gibi büyüdü ve karşısına çıkanı savurup attı. Bu koşullar jeopolitik gerginliklere, büyüyen sosyal istikrarsızlık konularına ve çözüm üretemeyen siyasilere ilişkin endişelere tavan yaptırdı. Geride bıraktığımız hafta boyunca bu kısır döngünün yıpratıcılığı yoğun bir şekilde hissedildi.

***

Çin kökenli virüs, olumsuzluklar bardağını taşıran ve olumsuz eğilimleri güçlendiren son damla oldu. Ekonomik durgunlaşma eğilimini tetikleyerek tüm eğilimler üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak belirleyici hale geldi. Küresel düzen bu kadar sorunlu ve kırılgan olmasa sonuç daha farklı olabilirdi! Virüsün kuluçka süresindeki uzunluk ve insandan insana geçiş hızındaki yükseklik sıkıntı yaratıyor! Radikal şekilde ön alıcı olmaya çalışılsa veya tepkisel yaklaşımlar ile geçiştirilse sonuç değişmiyor; ekonomiyi durgunlaştırma ve aksi yöndeki çabaları etkisiz kılma gücünü koruyor. Nafile bir şekilde, küresel nüfusun büyük kısmının yaşadığı kuzey yarımkürede havaların ısınacak olması ile bu sürecin ivme kaybetmesinde teselli aranıyor!

***

Artık olan oldu, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı endişesi güçlendi ve eski ezberleri işe yaramaz hale getirdi! Artık parasal gevşemeler ile durgunluktan çıkmanın ve sorunlu kredi hacmindeki kötüye gidişi terse çevirmenin pek mümkün olmadığı endişesi genel kabul görmeye başladı. Özel kesimin geri plana kaydığı koşullarda günü kurtarmak adına maliye politikalarını gevşetmek zorunda kalınacağı konusu ön plana çıktı. Fakat enflasyonsuz bir şekilde normalleşme ihtiyacının karşılanabilmesi olasılığı da tükendi. Ortada çok ciddi bir açmaz var: boşa koysan dolmuyor ve doluya koysan almıyor!

***

Hemen yukarıda kısaca değinmeye çalıştığımız açmaz, uzak durulan konuları ön plana çıkarabilir! Gerçeklerin açığa çıkması ve uzlaşı ile çözülemeyen sorunlar, daha farklı ve radikal tercihlerin devreye girmesine sebep olabilir. Durgunluktan çıkılamıyor ve yıpranmış düzenin gerektiği gibi çalışamıyor olması, bakış açılarının değişmesini hızlandırabilir. Olumsuzluklar bardağını taşıran son damla, insanlığı gaflet uykusundan dürterek uyandıran ve küresel ölçekte oyun değişikliğini tetikleyen değişken olabilir!

***

Bazı sorunlar çözüm yoluna girerken diğerleri ağırlaşabilir! Jeopolitik konulara bakış açısı da kaçınılmaz olarak değişmek zorunda kalabilir ve uzlaşmazlıkların kuklacıları sahaya inmek veya kaçmak zorunda kalabilir! Özetle söylemek gerekir ise oyun değişikliği olasılığı, insan ile ilgili tüm bu konulara ilişkin yeni eğilimler ihtimalini güçlendiriyor. Durum böyle olur ise, geçmişi daha iyi imiş gibi göstermeye çalışan istatistikler ve bunlara ilişkin yorumlar görece önemsiz detaylara dönüşebilir!