Öncü Ana Hacire
Siz beni bilirsiniz, ben de iyi bilirim sizi,
Ben Hacire Ana, doluyum yıldızla ayla,
Nasıl doluysa Aslanlı Çeşme arınmış suyla.
Gökyüzü gibi döşüm, başım dik, uludur,
Buğday başağı gibi kollarımda umudumuz,
Gör ki dünya alçak, âlem kalleş doludur.
Ağlatır beni zarı ile toprağa giren delikanlılar,
Fitillenir kederim, kırk yıldan beri budur,
Hilar Mağaraları gibi kapanmaz yaralarım.
Bak ki kar kapattı Hevsel bahçelerimi,
Ceylanlarım domuz tuzağında çırpınır durur.
Dayandım zulmün kapısına, hal böyledir!
İki oğlun ikisini de halkların cellâdı kapmıştır.
Siz kırlangıç deyin, gökgüvercin deyin,
Mardin kapı iyi bilir gideni, Çayönü de bilir.
Tarifsiz dert sinemde dağdan yeğindir,
Diyarbakır surları tüyden hafif mi hafif!
Siz beni bilirsiniz, ben de iyi bilirim sizi,
Ben Hacire Ana, doluyum gırtlağıma kadar,
Kırklar dağının fırtınalı sesi, öfkesiyle.
Halk yolunda ölürüm, Karaca kuşuyum ben,
Siz beni bilirsiniz, ben de iyi bilirim sizi.
Belimde şal kuşak, sarar beni namus töresiyle.
Kulak verin sözlerime, dinleyin beni hele:
Yok artık, katır sabrıyla yıkılıp gebermek,
Kadın geçmezse öne, nicesi gömülecek, le le!
Ben Hacire ana, duymazsanız sözlerimi,
Gözlerime bakın, anlatır size acının tekmilini.
Yan giden balık değiliz, Dicle suyunda?
Sizin demokratik zalimliğiniz vız gelir bize.
Şimdi, söyleyeceğim çırçıplak gerçeği,
Gözlerinizi kaçırmayın, sözüm çıplaktır diye.
Biliyorum, bakmak istemezsiniz ışığa,
Yarasa gibi İsrail çaşıtlarıyla kara kovuklarda,
Korkuyorsunuz görmekten kendi halinizi:
Lakin, “Çıra jı korare def jı kerare bêfêdeye!”
Çıranın köre, davulun sağıra yararı yoktur.
Ben umut Ana, doluyum dertle, mihnetle.
Neredesiniz hele, ey ikiyüzlü kadın birlikleri?
Açın vicdanınızın sağır kulaklarını, le le!
Ne iş yapar Kadın Meclisleriniz sizin?
Örüp durdunuz parmağınızda gâvur kukasıyla,
Kürdün başına esaret çorabını, püsküllü...
Özgür vatan mıdır bu, Amerikan kuklası mı?
Söylesin mele, kalksın konuşsun bilge kaklar,
Gülüyor buna Bismil, Lice, gülüyor Hazro.
Siz beni bilirsiniz, ben de iyi bilirim sizi,
Dinleyin o zaman Hacire’nin sözlerini:
“Here mıletan, bıgre adetan,” dermiş atalar.
Milletlere git, gelenekler görenekler öğren!
Karın da duysun sesimi, sen de işit Sebo!
Nasıl da yaktı yoksul çocuklarını terör ağaları.
Sen de işit Temo, duy Pervo, dinle Sezo!
Firuze yüzük haktan, çıktı düştü parmaktan,
Gurbette değil, Diyarbakır ortasında lo!
Kalp demokrasi, naylon özgürlük sizin olsun.
Oğullarımızı verin, kızlarımızı verin...
Nedir bu başımıza gelen, ey Mevla kerim!