22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Öncü Gençlik’le bir gün

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

22 Ağustos’ta, Çanakkale-Ayvacık’a bağlı Gülpınar köyü yakınlarındaki kamp alanında Öncü Gençlik üyesi arkadaşlarla bir gün geçirdim. Beni lise ve üniversite yıllarıma döndüren, gençlik aşısı gibi gelen, ormanın ve denizin buluştuğu konumdaki kampta en dikkat çekici yan, düzen, temizlik, disiplin ve neşe oldu.

Öncü Gençlik’in geleneksel yaz akademisi kapsamında yaptığım “Parti ve Sanat” başlıklı konuşma ve devamındaki soru-yanıt-tartışma bölümü de oldukça verimli geçti. Başta Öncü Gençlik Genel Başkanı Samet Kunt olmak üzere tüm genç arkadaşlara içten misafirperverlikleri ve ilgileri için teşekkür ediyorum.

VERİMLİ BİR TARTIŞMA

Sanatın ve partinin anlamından, Aydınlık hareketi ve Vatan Partisi geleneğinde yer alan büyük sanatçılardan, sosyalist gerçekçilik akımının tarihteki ve günümüzdeki işlevinden, sanatta Marksist yöntem ve kaba Marksizm uygulamalarından, partili sanatçının yaratım özgürlüğü ve “100 Çiçek Açsın” anlayışından, Doğu Perinçek’in “Parti ve Sanat” kitabındaki bakış açısının sağladığı düzeyden, emperyalizmin kültürel-sanatsal dayatmalarına nasıl karşı konulabileceğinden, partinin partili sanatçı ve partisiz sanatçıya yaklaşım tarzından, sanatın sanat için, halk için ve para kazanmak için yapılması ayrımından, günümüzde Vatan Partisi içindeki sanat üretimi ve sanatsal tartışmaların ne düzeyde olduğundan, Türkiye’nin yaşadığı çelişkilerin sanatçıların önüne çıkardığı büyük olanaklardan, sanat yapıtının içeriği ve biçimi arasındaki ilişkiden, günümüzde sinemanın neden en devrimci sanat olduğundan söz ettiğim konuşmadan sonraki tartışma bölümünde de konuyu derinleştiren sorular ve düşünce açıklamalarıyla karşılaştığımı belirteyim. Örneğin bir arkadaş, sınıfsız toplumda sanatın ve sanatçının yerinin ne olacağı konusunda bir tartışma açtı ki kanımca başlı başına bir konuşma ya da makale konusu olur.

Öncü Gençlik’e naçizane bazı önerilerde de bulundum.

İlki, üyeleri arasında, bir şiir, öykü ya da deneme yarışması düzenlenmesiydi. Bunun, sanatsal üretimi artırıcı ve teşvik edici bir ilk adım olacağına inanıyorum ve önerimi yineliyorum.

İkinci olarak da bir kısa liste halinde, mutlaka okunması gereken romanlar ve seyredilmesi gereken filmlerden söz ettim. Elbette ki bu liste başka önerilerle de zenginleştirilebilir… Kendi önerilerimi burada da tekrarlıyorum.

BEŞ ROMAN

“1793 Devrimi” (Victor Hugo)

“Ecinniler” (Fyodor Dostoyevski)

“Oblomov” (Ivan Gonçarov)

“Çıplak ve Ölü” (Norman Mailer)

“Bereketli Topraklar Üzerinde” (Orhan Kemal)

BEŞ FİLM

“İnsan Manzaraları” (Masaki Kobayashi, 1959, toplam üç film)

“Barry Lyndon” (Stanley Kubrick, 1975)

“Yol” (Şerif Gören, 1982)

“Dünyanın Tüm Sabahları” (Alain Corneau, 1991)

“Qiu Ju’nun Öyküsü” (Zhang Yimou, 1992)

Öncü Gençlik’e başarılar dileklerimle…

Vatan Partisi Öncü Gençlik Doğu Perinçek