01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Önemli olan, Pyrrhus zaferi değildir

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

Son günlerde tartışılan en güncel konu, AKP'li dört kadın milletvekilinin TBMM Genel Kurulu'na dışarıdan ithal, Anadolu kültürüyle hiç ilgisi olmayan "türbanla" girmeleridir.

Bir grup bunu, din ve vicdan özgürlüğünün doğal bir sonucu, bir diğer kesim ise Anayasa'nın laiklik ilkesinin ihlali olarak görmektedir.

Türk siyasi yaşamında din, siyasetçiler açısından daima çok hassas bir konu olarak algılanmıştır.

Aslında dürüst ve derinliği olan siyaset adamları, Şark kurnazı basit siyasetçilerin aksine, kutsal din duygularını istismar etmezler. Edilmesine de izin vermezler.

Bu istismarı yapanlar, halka yukardan bakıp onu aşağılayanlardır.

Zira onlar, kutsal din duyguları istismar edilerek halkın kandırılabileceğini düşünenlerdir.

Kutsal din duygularını istismar etmeyen, edilmesine prim vermeyen siyasetçi; milletine hakikaten güvenen, onu küçük görmeyen, ondaki üstün vasfa ve sağduyuya inanan kimsedir.

Bu nedenle "AKP dini simgeleri, dince kutsal değerleri sömürerek siyaset yapıyor ve bu yolla oy topluyor, biz de onlar gibi davranalım, en azından bazı olaylarda sessiz kalalım" demek yanlıştır.

Açıkça söyleyin

Kadın milletvekillerinin Genel Kurul'a "Türbanla" girmesi karşısında, rahmetli Ecevit'in verdiği tepkiyi vermeyerek, "AKP'nin oyununu bozduk, bu konuyu istismar etmelerini önledik" tarzındaki söylem, CHP'nin duruşu ve tarzı olamaz.

Eğer bu düşünce tarzı doğru olsaydı, Kurtuluş Savaşı'nı verenler, o tarih itibarıyla hem de dinin en büyüğü halife tarafından dinsizlikle damgalandıkla-rında, hem kendileri ve hem de halk bundan etkilenirlerdi. Ama böyle olmadı.

Anadolu insanı o gün de, bugünkü kadar dindardı. Üstelik gerilik ve cehalet çok daha ileri haldeydi. Buna rağmen Anadolu insanı, bu din istismarına kanmamış, sahtekâr din bezirgânlarını çok güzel ayırmıştır.

"Türban" olayına "rahmetli Ecevit'in verdiği tepkiyi verirsek, dinsizlikle itham ediliriz" diye düşünmek, gafletin en büyüğüdür.

Bu devletin temelini oluşturan, demokrasinin olmazsa olmazı olan Laiklik ilkesine yapılan saldırılara sessiz kalırsanız, yani laikliği savunmada sağlam durmazsanız, "din üzerinden siyaset prim yapıyor" diye düşünürseniz, gerçek bir CHP'linin aklından bile geçirmemesi gereken çok vahim bir yanlışın içindesiniz demektir.

TBMM'de türbanlı vekilden sonra, türbanlı vali, türbanlı kaymakam vs. yaşama girdiğinde, laiklik artık belirleyici olmayacaktır, yeni bir rejim başlayacaktır.

Açık ve dürüst olalım, Meclis'teki tutumunuz, "laikliğin günü doldu, artık biz partimizin temel değeri olan laiklikten vazgeçtik" demektir.

O zaman bunu açıkça ve mertçe söylemekten korkmayın.

Aslında gelinen nokta, CHP'ye yönelik kaset operasyonuyla, devletten ve CHP'den ulusalcı Kemalist unsurların tasfiye edilmesinin hangi hedefe yönelik olduğunu açıkça meydana çıkarmıştır.

Bu saatten sonra Tayyip Erdoğan'ın kişilerin özel hayatına yaptığı ve yapacağı müdahalelere verdiğiniz ve vereceğiniz tepkiler inandırıcı olmayacaktır.

Gerçek CHP'liler halkına inanır

Bakın daha iki gün evvel Devlet "Nişan"larından Atatürk ve T.C. çıkarıldı, ne tepki verdiniz?

Yoksa T.C. ve Atatürk konusunda Tayyip Erdoğan gibi mi düşünüyorsunuz?

CHP'nin saygıdeğer yöneticileri, Kongre üyesi olmaktan onur duyduğum Büyük Fenerbahçe'nin Kongre üyeleri ve Beşiktaş'ın Çarşı Taraftar Grubu Atatürk Cumhuriyeti'ne sahip çıktılar; yani sizin yapmanız gerekip de yapmadığınızı yaptılar...

"Laikliklik ihlallerine büyük tepki vermeyelim, din üzerinden siyaset prim yapıyor" diye düşünebilirsiniz, belki bunda bir an için başarılı da olabilirsiniz.

Mühim olan, Pyrrhus zaferleri kazanmak değildir. Sonun Pyrrhus'un sonu olmamasıdır.

Sonun Pyrrhus gibi olmasını istemiyorsan, demokratik yollardan iktidara gelmek idealine, kirli yollara sapmadan ulaşmaya çalış.

Çünkü gerçek CHP'liler, halkına ve onun sağduyusuna inanan insanlardır.