26 Kasım 2024 Salı
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Öneri mi, direktif mi, kehanet mi?-(TAMAMI)

Semih Koray

Semih Koray

Gazete Yazarı

A+ A-

1954 Petrol Yasası, dönemin iktidarı tarafından Mr. Max Ball'a hazırlattırılmıştır. Yasa meclisten geçtikten sonra, bazı Demokrat Parti milletvekilleri bu Amerikalı'nın “alicenaplığı”nı öven teşekkür konuşmaları yapmışlardır. Bu yazıyı, bazı AKP milletvekillerinin, “Mr. David Phillips'in, izlediğimiz yol haritasını çizen 2007 Raporu'nu bilseydik, biz de onun alicenaplığını överdik; kendisine bir teşekkür bile edemedik” diye hayıflanmamaları için yazıyorum. Belli bölümleri daha önce basına da yansımış olan 15 Ekim 2007 tarihli raporun tamamına “National Committee on American Foreign Policy”nin internet sitesinden ulaşılabilir.

Bay Phillips, bu raporun son bölümünde, PKK ve Kuzey Irak'taki “Kürdistan Bölge Hükümeti”ne (KBH) ilişkin AKP'nin izlemesi gereken yol konusunda ayrıntılı “öneriler”de bulunuyor. Raporu izleyen dört yıl içinde yaşadığımız gelişmeler, bunların “öneri” mi, “direktif” mi, yoksa “kehanet” mi olduğu konusunda kafaları iyice karıştırabilecek nitelikte. Açığa çıkan PKK-hükümet görüşmeleri; TSK'ya karşı yürütülen Ergenekon-Balyoz operasyonları; yargıyı denetim altına alan Anayasa değişikliği; Erbil'de konsolosluk açılıp, Mesut Barzani'nin “kardeş” ilan edilmesi; Mahmur Kampı'nın boşaltılması girişimiyle başlayan “Kürt açılımı”; “biz bütün ölümlere karşıyız” tekerlemesinin kazanmış olduğu yaygınlık; PKK'ye affın sürecin vazgeçilmez bir parçası olarak ele alınır hale gelmesi gibi olgular, raporda ileri sürülenlerle yaşananlar arasındaki uyumun önemli bazı örneklerini oluşturuyor.

Ben burada, örtük ifadelerin açık Türkçeye çevrilmesini okura bırakarak, raporun bazı bölümlerini özetlemek ve bazı bölümlerinin de kısaltılmış biçimlerini yansıtmakla yetineceğim.

Rapor, Türkiye’de yeni sivil anayasa sürecinin devam ettiğini belirttikten sonra, Ceza Kanunu’nun aralarında 301. maddenin de bulunduğu bazı maddelerinin değiştirilmesini istiyor. Yargının dönüştürülmesi için önlemler alınması gereğine vurgu yapıyor. TSK’nin demokratikleştirilmesi ve insan haklarına uygun davranmasının sağlanması talep edilip, Türkiye KBH ile işbirliği yapmaya ve Kerkük’ün Kürdistan’a katılmasına karşı çıkmaktan vazgeçmeye çağrılıyor.

Türkiye Mesut Barzani’yi aşağılamaktan vazgeçmeli ve KBH ile diplomatik ilişki için doğrudan kanallar açmalıdır. Bunun için zemin oluşturma çalışmaları, Neçirvan Barzani tarafından yürütülebilir. ... Mahmur Kampı, kamp sakinlerinin takibata uğramaksızın Türkiye’ye dönebileceklerine ilişkin güvence verildikten sonra, kapatılmalıdır. KBH ile ilişkilerin ilerletilebilmesi için, KBH Türk şirketlerine ayrıcalıklı konumlar tanımalıdır. ABD ile KBH arasındaki yakın ilişkiler nedeniyle, ABD yetkilileri bu konuda KBH nezdinde aracılık yapma açısından eşsiz bir konuma sahiptir.

DTP (PKK ile görüşmede) etkili bir aracılık yapabilir. ... Erdoğan DTP’lilere, ‘PKK terörünü kınayın’ diye çağrılarda bulunuyor. Ama bu talebin yerine getirlmesi, DTP’nin aracı konumunu tahrip eder. Çünkü DTP’nin etkili bir aracılık yapabilecek konumda olması, tam da DTP’lilerin Öcalan’la, Kandil’le, Türkiye’deki PKK gerillaları ile, Avrupa’daki Kürt Diyasporası ile yakın ilişkiler içinde olmaları nedeniyledir. Ama DTP’liler de, ‘biz her türlü teröre karşıyız’ derlerse, bu işe yarar. AKP’nin DTP’ye, Türkiye’deki demokratikleşmede gerçek bir partner gibi davranması gerekir.

Rapor, PKK’ye af çıkarılmasının önemini vurguladıktan sonra, bu sürece Genel Af değil Topluma Kazanma adının verilmesini ve sürecin aşamalı biçimde yürütülmesini öneriyor. Önce PKK’ye 2002’den sonra katılmış olanlar af kapsamına alınmalı, bunları komuta sorumluluğu almamış kadrolar izlemelidir. Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan 134 önde gelen komutan için de, çeşitli ülkelerden iltica hakkı sağlanmalıdır.

ABD askerlerinin son bölümünün Irak’tan çekilmesinin söz konusu olduğu ve ülkemizde bölünme anayasasının kotarılmakta olduğu bugünlerde, ABD’nin bu konudaki yol haritalarının anımsanması ve izlenmesinde büyük yarar vardır.