‘Onlar konuşur, AK Parti yapar’mış!
TAKSAN ve bağlı işletmeleri ile tüm arazileri satıldı.
GERKONSAN ve bağlı işletmeleri ile tüm arazileri satıldı.
SEKA ve bağlı işletmeleri ile tüm arazileri satıldı.
USAŞ satıldı.
Türkiye Denizcilik İşletmeleri, bağlı işletmeler, limanlar, gemiler ve çok sayıda taşınmazı ile satıldı.
Sümer Holding, tüm işletmeleri, fabrikaları ve arazileriyle satıldı.
Karadeniz Bakır tüm işletmeleri, fabrikaları ve arazileriyle
satıldı.
Meybuz ve taşınmazları
satıldı.
TEKEL’e bağlı çok sayıda işletme, fabrika ve arazi satıldı.
ESGAZ, BURSAGAZ satıldı.
TEDAŞ, bağlı işletmeleriyle, dağıtım haklarıyla, arazileriyle satıldı.
Etibank ve ona bağlı Eti Bakır, Eti Gümüş, Eti Krom, Eti Elektrometalürji satıldı.
Çayeli Bakır satıldı.
DİV-HAN satıldı.
Türkiye Şeker Fabrikaları’na bağlı işletmeler ve araziler satıldı.
Türkiye Gübre Fabrikaları (TÜGSAŞ) işletmeleri, taşınmazları satıldı.
İstanbul Gübre Fabrikaları (İGSAŞ) satıldı.
Ataköy Turizm, Ataköy Otelcilik, Ataköy Marina satıldı.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tasfiye edildi; işletmeleri, taşınır ve taşınmaz malları satıldı.
SSK hastaneleri tasfiye edildi; taşınır ve taşınmaz malları satıldı.
Araç Muayene İstasyonları satıldı.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Karayolları, DSİ sosyal tesisleri satıldı.
Tercan Ayakkabı satıldı.
TCDD limanları satıldı.
Ereğli Demir Çelik satıldı.
İskenderun Demir Çelik satıldı.
Yarımca Porselen satıldı.
Romanya’daki Silisli Sac Fabrikası satıldı.
Divriği ve Hekimhan demir madenleri satıldı.
Kırıkkale Boru satıldı.
BORÇELİK satıldı.
TÜPRAŞ satıldı.
PETKİM satıldı.
Türk Telekom satıldı.
Kıbrıs Türk Hava Yolları satıldı.
Oymapınar Barajı satıldı.
TURBAN otelleri, binaları ve arazileriyle satıldı.
Emekli Sandığı tasfiye edildi; hanları, binaları, otelleri, arazileri satıldı.
Başak Sigorta, Başak Emeklilik satıldı.
***
Kısacası AKP, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere diğer liderler döneminde kurulan fabrikaları, işletmeleri, tesisleri ve limanları 2003-2014 yılları arasında satarak 62 milyar dolar elde etti.
***
Bakın gazetelere, televizyonlara; nasıl da böbürleniyorlar, “Onlar konuşur, AK Parti yapar” diye...
İyi de ya sattıkları?
Ya yandaşlara peşkeş çektikleri?
Bunun için de biz bir slogan üretelim mi?
“Önceki iktidarlar yaptı... AKP sattı!”
***
Haydi Davutoğlu, yüreğin yetiyorsa, “babalar gibi” sattıklarınızı da seçim malzemesi olarak kullansana!
156+14
Gül ailesi ne zaman bir şeye sinirlense, tepki Abdullah Gül’den değil de eşinden geliyor.
Ama gerek Huber’in işgali sırasında, gerek sonrasında; o da tıpkı Abdullah Gül gibi susmayı tercih ediyor...
Demek ki “haksızlık yaptığımı” düşünmüyor.
Şimdi kendisinden rica ediyorum:
Lütfen Huber’de 7 ay 3 hafta süren işgal sırasında yapılan masrafın belgelerini siz açıklayın ve ailenizi zan altında kalmaktan kurtarın.
Ayrıca kendinize ait olduğunu söylediğiniz 20 milyon liralık evi hangi parayla aldığınız konusunda bilgi verin.
Konuşun Hanımefendi...
Kocanızın yapmadığını yapıp ailenizi koruyun...
GÜNÜN SORUSU
Erdoğan Başbakanken, Gezi Direnişi’ne katılanları karalamak için “Kabataş’taki başörtülü bacısının eylemciler tarafından saldırıya uğradığını” iddia etmiş ancak bu iddia hiçbir zaman kanıtlanamamıştı. Önceki gün AKP’nin Ağrı Mitingi’ne katılan başörtülü bir kadın, zafer işareti yaptığı için Başbakan Davutoğlu’nun korumaları tarafından dövülerek ve yerlerde sürüklenerek gözaltına alınmış... Sorum Erdoğan’a:
Bu başörtülü kadın gerçekten dayak yedi... Ona neden sahip çıkmıyorsun?
ÖZÜR DİLEYİN ALÇAKLAR!
Balyoz davasında 236 sanığa 31 Mart’ta beraat kararı veren mahkeme, 816 sayfalık gerekçeli kararını önceki gün açıkladı:
“Gazetecinin (Mehmet Baransu) teslim ettiği 11 ve 17 no’lu CD’lerin sahte olarak oluşturulduğu kesin olarak tespit edilmiş, mahkumiyet hükmüne esas alınan diğer tüm dijital delillerin de sahte olarak oluşturulduğu yönünde kuvvetli şüphe oluşmuştur...”
Demek ki neymiş; sanıkların tümü masum; o bavulu hazırlayanlar ve cemaatin gazetecisi (!) Mehmet Baransu’ya verenler...
O bavuldaki belgelerin sahte olup olmadığına bakmadan iddianeme hazırlayan savcılar...
İddianamedeki her şeyi gerçekmiş gibi sayfalarına, köşelerine taşıyan ve itibar cinayeti işleyen gazeteciler...
Bu davayı siyasi istismar malzemesi yapan ve savcılığa soyunan siyasetçiler...
Mahkumiyet kararı veren hakimler suçluymuş!
Şimdi sıra onların ve cezaevindeki Baransu ile Taraf’ın o dönemdeki yöneticilerinin yargılanmasında!
***
Bu davada gerçekleri daha ilk gün görüp sanıkların masumiyetine inandığım için beni “postalcı” ilan eden alçaklar:
Zerre kadar onurunuz varsa, özür dilemenizi bekliyorum!
GÜNÜN İSYANI
Bursa Valisi Münir Karaloğlu da “saçmalayan valiler” kervanına katılmış ve denetime gittiği hastane inşaatında şantiye şefini, “Burası 23 Haziran’a yetişecek... Yoksa sizi buraya gömerim” diye tehdit etmiş... İsyanım kendisine:
Ağır ol, “vali” diyelim!