Önleme çalışması planlı olmalıdır
Madde kullanımı tüm toplumu etkileyen en önemli ve önlenebilir halk sağlığı sorunlarından biridir. Özellikle genç nüfusun madde kullanımı açısından daha fazla risk altında olması ve madde kullanımının olumsuz sonuçlarına daha duyarlı olmaları önleme programlarının geliştirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Madde kullanımının giderek yaygınlaşması toplumun birçok kesiminde duyarlılığın artmasına yol açmıştır. Madde kullanımını özendiren yapının karşısında, madde karşıtı blokun güçlü olması çok önemlidir.
Ancak her çalışma önleme çalışması olarak tanımlanabilir mi? Bu sorunun yanıtı kuşkusuz “hayır”dır. Madde kullanımına yönelik yapılan bir etkinliğin önleme çalışması olması için bazı ilkelere uyulması gereklidir.
AMATEM’de genç bir uzman olarak çalışmaya başladığımda, ne zaman madde kullanımı sonucu bir ölüm olsa, ne zaman basında bu konu ile ilgili bir haber çıksa özellikle okullardan peş peşe konferans vermemiz için talep gelirdi. Hasta tedavi etmeyi bırakıp tüm ekip İstanbul’daki okulları dolaşsak konferans taleplerini ancak karşılayabilirdik. Üstelik bu konferansların etkisiz olduğunu da gözlemliyorduk.
Bazen büyük bütçeli, madde karşıtı kampanyalar düzenlenir, kongre otellerinde ünlüler, siyasetçiler, eğitimciler ve tabii biz bağımlılık alanında çalışan uzmanlar yüzlerce kişiye konferans verirdik. Bu toplantılar yazılı ve görsel basında geniş yer bulurdu. Ancak bu tür toplantıların da etkisiz olduğunu gözlemlerdik.
En şatafatlısından en mütevazisine bu konferanslar etkisiz ise, üstelik hem konferansı düzenleyenler hem katılanlar hem de konuşmacılar için ciddi bir zaman kaybı ise, etkin bir önleme programı geliştirme görevi ile karşı karşıya kalmıştık. 1997 yılında Özel Okullar Derneği ile birlikte öğrenci ve öğretmenlere yönelik bir eğitim hazırladık. İstanbul’daki tüm liselere ulaştık, rehber öğretmenlere eğitim verdik. Onlar da kendi okullarında standartlaştırılmış bu eğitimi öğrenci ve öğretmenlerine verdi. İstanbul’da okullar arasında geniş bir ağ kurulmuş oldu. Eğitimin sürekliliğini sağladık. Ve önleme çalışmalarını bilimsel bir temele oturttuğumuzda başarı sağlanabildiğini gördük.
2016 yılında Güngören İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı üç rehber öğretmen, Güngören Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde bir önleme çalışması yapmak istediklerini söyleyerek başvurdular. Bu sefer risk altındaki öğrencilere, onların ailelerine ve öğretmenlere yönelik bir önleme paketi hazırladık. Bu grubun gereksinimleri çok farklıydı. Ortaokul ve lise öğrencilerinin eğitim içerikleri de doğal olarak aynı değildi. Hazırladığımız önleme çalışması 12 hafta süren hem psikoeğitsel çalışmalar hem spor ve sanat etkinliklerinden oluşuyordu. Eğitimin başında ve sonunda çocuklarda ortaya çıkan değişim görülmeye değerdi. Başa çıkılması zor olan bu gençlerin aileleri ve öğretmenleri de gereksinimleri doğrultusunda donatılmış olmaları sayesinde çocukları veya öğrencileri ile çok daha farklı bir ilişki kurabiliyorlardı.
Bir çalışmanın madde kullanımını önlemede etkin olabilmesi için bazı özellikleri barındırması gerekmektedir. Çalışma önce bir planlama ile başlamalıdır. Çalışmanın hedef kitlesi kimdir? Gençlere yönelik yapılacak bir çalışma ile risk altındaki gençlere yönelik yapılacak çalışma ya da anne babalara ya da öğretmenlere veya idarecilere yapılacak çalışmalar aynı olamaz. Gençlere yönelik yapılacak çalışmalar da her yaş grubunda farklı olmak zorundadır. Bu nedenle önleme çalışmasında öncelikle hedef kitle belirlenmelidir.
Hedef kitle belirlendikten sonra bu grupta ulaşılacak amaç netleştirilmelidir. Örneğin risk altındaki gençlerle yapılacak bir önleme çalışmasında amaç madde kullanımına ilişkin risk algısı, bilgi, tutum ve davranışların değiştirilmesi olabilir. Anne babalara yönelik bir önleme çalışmasında aile bağlarının güçlendirilmesi, madde kullanımına ilişkin aile politikalarının pekiştirilmesi, etkin anne-babalığın geliştirilmesi gibi amaçlar belirlenebilir. Çocuğu madde kullanan anne-babalarla, kullanmamış anne-babaların gereksinimlerinin aynı olamayacağını tahmin etmek güç değildir.
Çalışmanın ne kadar süreceği, hangi malzemelerin kullanılacağı, kimler tarafından yürütüleceği mutlaka planlanmalıdır. Bir önleme çalışmasının etkili olabilmesi için sürekliliği olmalıdır. Düzenlenen tek bir konferans madde kullanımını önlemede başarı sağlamayacağı gibi, zaman ve emek kaybına, umutsuzluğa yol açarak önleme çalışmalarına zarar verebilmektedir. Oysa planlı ve bir program dahilinde hazırlanan önleme çalışmalarında, ortaya çıkan nesnel değişimleri görmek, bu çalışmaları yürütenlerin en büyük motivasyon kaynağını oluşturmaktadır.
Gelelim bu yazıyı neden yazdığıma. Önleme çalışması kapsamında olduğu düşünülerek düzenlenen konferanslara sık sık davet ediliyorum. Arayan kişilerin nasıl büyük emeklerle salon ayarladıklarını, izin aldıklarını, konuşmacı bulmaya çalıştıklarını görüyorum. Hem zaman darlığı nedeniyle hem de bu tür konferansların işe yaramadığını 20 yıldan uzun bir süredir bildiğim için konferans davetlerini kabul etmem mümkün olmuyor. Bu yazı bu tür davetlere bir cevap niteliği taşıyor. Aynı zamanda yapılacak etkin bir önleme çalışmasının planlaması, içeriğin hazırlanması, uygulanması ve yürütülmesi görevine talip olduğuma ilişkin bir bildiri niteliğini de içeriyor.