08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Onurlu General’den Osmanlı tokadı -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Uzun süredir TSK’nın kırılan onurunun karşılıksız kalmayacağına dair bir haberi bizim Allahlık medyamız ancak Almanya’nın en çok satan bulvar gazetesi Bild’i kaynak göstererek hele şükür yazabildi. Olay Gaziantep’te meydana geliyor. Onurlu bir Tuğgeneral Patriotları gözetmekle görevli Almanlara muhteşem bir Osmanlı tokadı patlatmış. Eline sağlık.

Olay şu: “Alman Bakan’ın Gazi Kışlası’na ziyareti sırasında, Alman askerlerine güzergahı açık tutma emri verildi. Alman askerleri de kışlada bir yolu kapattı. Bu sırada kışlaya gelmek isteyen Türk generalin konvoyu, Alman askerlerinin barikatına takıldı.

Gaziantep 5’inci Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kahraman Güneş aracından inerek önce “S...tir git” diye bağırdı. Sonra, baştaki Alman askeri Çavuş R.’yi itip barikatta duran yarbaya saldırdı. Yarbayın kaburgalarına aldığı darbe yüzünden morluklar meydana geldiği öne sürüldü. Yarbay, “Ben böyle bir muameleyi kendi üstlerimden bile görmedim” dedi. (Vatan)

Alman haklı. Böyle bir muameleyi kendi üstlerinden görmez ama onurunu koruyan Türk Generali kendi topraklarında önünü kesen kim olursa olsun haddini bildirir.

Bir başka haber:

Bu haber KKTC’den bize ulaşıyor. Başlığı: Kıbrıs adım adım satılıyor.

“İsrail’in Akdeniz’de söz sahibi olmak için KKTC’de paravan şirketler vasıtasıyla toprak satın almasının yankıları sürerken, Rumların da aynı taktiği izlediği ortaya çıktı. Özellikle Girne, Magosa, Güzelyurt, Karpaz, Tatlısu, Dipkarpaz, Büyükkonuk, Bahçeli, Yenierenköy ve Sadrazamköy bölgelerinde arazi satın alan ve buralara lüks siteler inşa etmeye başlayan Rumların bin futbol sahası büyüklüğündeki 4 bin dönüm Türk toprağını satın aldığı belirlendi. Satın alınan topraklar için yaklaşık 45 milyon euro ödenirken yaklaşık 30 bin Rum’un, KKTC’den toprak satın aldığı anlaşıldı.

KKTC vatandaşı olmayan kişiler, Kuzey Kıbrıs sınırları içinde Bakanlar Kurulu’nun verdiği izinle bir ev, villa, dükkan ya da 1 dönüm araziye sahip olabiliyor.

Mülk almak içinoturma iznine de gerek yok. KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın bulunduğu Girne boğaz bölgesinde 2009 yılında İsraillilerin bir arazi satın alması tartışma konusu olmuştu. Araştırmalar sonunda da 95 İsrailli işadamının KKTC’de 443 paravan şirket kurup 4.5 kilometrekarelik bir alanda arsa satın aldıkları tespit edildi.” (Vatan)

Neden bu hale düştük?

Şu anda Başbakan nerede?

Alışılmış Bakanlar Kurulu toplantısında aniden hastalanarak İstanbul’a gittiğini duymuşuz. Başbakan Kısıklı’daki evinde hem istirahat etmiş, hem ziyaretçi kabul etmiş o da yetmemiş bir de Çanakkale Şehitleri Günü’ne katılmak için seyahat etmiş.

Oysa yukarıdaki haberlerden göreceğiniz gibi Türkiye içeriden ve dışarıdan kanatılıyor. Vatandaş soruyor: “Neden böyle olduk?”

Böyle olduk çünkü 11 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devleti iyi yönetilemiyor. Ekonomisi yalan üzerine kurulmuş, gırtlağına kadar borç içinde, dış politikası çarşafa dolaşmış demine uyacak biçimde anlaşılmaz hale gelmiş. Başbakan gezilerinden birinde yerden 10 bin metre yükseklikte “AB elini çabuk tutmazsa Şangay Beşlisi ne güne duruyor” demeye getiriyor ama bilmiyor ki en yakınında bulunan Bakanı Ömer Çelik tam tersini ifade ederek AB’ne selam gönderiyor. TSK bir yandan Anayasa’dan ‘Türk’ ve ‘Millet’ kelimelerinin çıkarılmasını nasıl demokratik bir yolla çözümleyeceğini düşünürken iki başlı görüntüsü veren devletin en önemli sorunu İmralı’daki çete reisi Apo’ya gelecek mektupları beklemek.

Sağlam güçler nerede?

Böyle bir ortamda insan yurttaş neyi arar?

Doğruları yazan bir yazılı ve sözlü medyayı ve kıvırtmadan gerçekleri gizlemeden konuşan bir muhalefeti. Ama nerdeler, ne yaparlar halk bilmez. Eğer Ulusal Kanal halkın ağzına mikrofonu yaklaştırmasa halkın ne istediğini kim nereden bilecek.

Her gün bağırmaya devam ediyoruz. Ülke elden gidiyor, ülke yavaş yavaş fiili bir işgal altında. Dün eşimi götürdüğüm KBB uzmanı İran kökenli doktor şöyle diyordu:

“Bizde de böyle oldu. Önce sessiz geldiler, sonra kan dökmeye başladılar. Şimdi burada aynı filmi bir kere daha izliyoruz.” Doğru mu değil mi?

Merhum Erbakan ne derdi?

“Bu iş olacak! Ama kanlı mı kansız mı bilemem”

Onun rahlesinden siyasetin zirvelerine çıkanlar acaba ne diyorlar? Bu ülkenin sağlam güçlerinin elleri armut devşirmekle mi meşgul.