22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ordumuzun düşmanları

Oktay Yıldırım

Oktay Yıldırım

Eski Yazar

A+ A-

FETÖ’nün polisleri ve savcıları Türk ordusu hakkında “darbeci”, “casus”, “fuhuşçu”, “katil” gibi iftiralarla iddianameler yazdıklarında bu Akit gazetesi, o yalanları manşetinden duyururdu. Biz o sırada hapiste idik, okurduk, keser arşivlerdik yazdıklarını... Ve bunlara karşı mücadele ederdik. FETÖ ile bunları, ayıramazdık...

Şimdi FETÖ ihanetten hapiste, ama Akit gazetesi bu kez de “FETÖ”cü yaftasıyla orduya saldırmaya devam ediyor, hem de en uçtaki, PKK ile sıcak çatışma içindeki askerlerimize... Mızrağın sivri ucunu köreltmeye çalışıyor.

Manşet yapmışlar: “Asker sandığından HDP çıktı.” Utanmadan, kanundan ve “inanıyoruz” dedikleri Allahtan bile korkmadan yazmışlar: “Polislerin kullandığı sandıklarda AKP ve Erdoğan’a oy patlaması yaşanırken asker lojmanlarında en fazla oyu terör yandaşları aldı.”

Polis ve askeri birbirine düşürmeye, halkta güvensizlik yaratmaya kimin ihtiyacı var? Elbette FETÖ’nün ve PKK’nın. Ve Akit tam da bunu yapıyor.

Hangi asker lojmanında HDP çıkmış? Yazmıyor bunu, yalanı atıp kaçmış. Ve askerlerin oy kullandıkları okullarda sadece askerler mi oy kullanmış? Bunu da yazmıyor çünkü, askeri lojmanların, hatta Alay’ın içindeki okullar dahil olmak üzere bütün okullarda siviller de oy kullanıyor ve askerlerin oranı en fazla yüzde bir, ya da iki... Nasıl etkileyecekler bütün sandıkları? Bazı askerlerin oy kullandığı Sabri Güzel Lisesi, hatta Polis Okulu’nun yanındaki okullar bile asker ve polisten kat be kat fazla sivilin oy verdiği yerlerdi.

Habere konu olan okul Şehit Polis Mehmet Erçin Ortaokulu... Huzurevleri semtinde, yani PKK/HDP’nin en güçlü olduğu yerlerden biri. Akit’in alkış tuttuğu açılım dönemi sonunda yoğun çatışmalara sahne oldu. Buradan HDP’nin daha yüksek oy alması, okul başına yüzde biri geçmeyen nüfusuyla nasıl askere mal edilebilir?

Bu okuldaki toplam seçmen sayısı 4 bin 383 ve oy kullanmaya gelen 3 bin 538 kişi... Yani 845 kişi oy kullanmaya gelmemiş ve bunların büyük bir kısmı da görevde oldukları için oy vermeye gelemeyen askerler değil mi?

Aynı şeyi Hakkâri için yapmışlar. Sümbül Anadolu Lisesi ile Gazi Mahallesi Kız Meslek Lisesi’nde askerlerin oy kullandığını ileri sürüp buradaki HDP oylarını da askere mal etmişler. Hakkâri’de Komando Tugayı var ve profesyonelleştiği için mevcutları çok düşük. Aileler de götürülmüyor oraya. Daha önemlisi bu tugay şu anda Irak’ın kuzeyinde Kandil ile aramızda kurulan 11 ileri üs bölgesinde görev yaptığı için neredeyse tamamı arazide. Hele seçim günü, teyakkuz günüdür ve kışladaki emniyet personeli dahil yakın emniyet görevine çıkar... Yani o sandıklarda askerlerin yüzde bir bile nüfusunun olmaması bir yana, çoğu görev nedeniyle oy bile vermedi. Sümbül okulunda toplam seçmen sayısı 2 bin 149 ve bunların 1 bin 829’u oy kullanmaya gelmiş, yani 320 kişi eksik. Bunlar da görevde olduğu için oy vermeye gelemeyen askerler değil mi? Kaldı ki, her iki yerde de askerler oy vermeye gitse bile toplam seçmen sayısının kaçta kaçını oluşturuyor da bütün oylardan sorumlu tutuluyor?

Yani...

Türk ordusunun düşmanları, sadece ona ateş edenler, yoluna mayın döşeyenler değildir. Asıl ve en büyük düşmanları Türk Ordusu hakkında yalan haberler yaparak moralini bozan, orduya olan güveni sarsmaya çalışan sözde gazeteci ve gazetelerdir. PKK’dan bile daha büyük düşmanlıktır bu... PKK düşman ise, ona karşı yapılacak olan da bellidir, ama bunlar “basın özgürlüğü” kisvesiyle psikolojik harekât yürütüyor. PKK önden bunlar arkadan vuruyor. Kuruluşunun 2227’nci yılında...

BONZAİ

Kolay ulaşıyorsun çünkü ucuz. Kolay kullanıyorsun, çünkü kokusu ya da rengi yok, anlaşılmıyor. Kolay etkiliyor çünkü yapay, sentetik. Etkilenince doğaya aykırı hareketler yapıyor ve sesler çıkarıyorsun, çünkü hayal görüyor ve o hayal alemi içinde normal olduğunu sanıyorsun. O kadar ki uçurumdan ya da çatıdan atlarken aslında bir suya daldığını sanabiliyorsun. Dışarıdan birini duymuyor ya da anlamıyorsun, çünkü algın bozuluyor. Bazı durumlarda ise içinde bulunduğun ağrı ve uyuşma halinden kurtuluşun olamayacağını düşünüp, panik atak ya da kalp krizi geçiriyorsun ve oracıkta ölebiliyorsun.

Bu uyuşturucu, ağız burun yoluyla olduğu kadar kulak yoluyla da alınabiliyor.

Bu türüne daha kolay ulaşıyorsun. Çünkü okumuyor araştırmıyorsun, Tayyip Erdoğan’a kızgınsan hele, gözün kararıyor... Kolay kullanıyorsun, çünkü anlaşılmıyor, sana “barış, demokrasi” gibi tanıdık ambalajlarla sunuluyor. Etkisi altına girdiğinde, modernizm adına Seyyit Rıza gibi Ortaçağ şeyhlerine, barış adına PKK gibi silahlı örgütlere sarılabiliyorsun, ihanet uçurumunun kıyısına vatana hizmet edasıyla sürüklenebiliyorsun. Dışarıdan uyaranları duymuyor ya da anlamıyorsun, hatta onlara bu uyarıyı yaptıkları için saldırıyorsun. Çünkü algıların artık eskisi gibi çalışmıyor. Genel olarak ise bu karanlıktan çıkışın artık mümkün olmadığını, memleketin elden bütünüyle gittiğini, hiçbir şeyin seni kurtaramayacağını düşünerek mücadeleden vaz geçiyor ve siyasi ölüme teslim oluyorsun. Üstelik Bonzainin bu türü, sadece kişiler tarafından değil kitleler tarafından da aynı anda alınabiliyor. Toplu intihar.

Değerli arkadaşım, lütfen ayıl artık, PKK meclise girdi, ABD kapında silah gösteriyor, daha ne olsun? Bilmem anlayabilecek misin, ama burada sözü edilen Bonzai gerçek uyuşturucu değil, bir benzetme yapılıyor. Hâlâ bana “ama Doğu Perinçek Bonzai içiyolar diyooo” demen gösteriyor: Umutsuz vakasın.

UYDUR-MA

Bu aynı zamanda uydurmalar seçimiydi. “Kabataş’ta deri giysili adamlar bir kadının üzerine işedi” fantezisine benzer yalanlar uçuştu havalarda.

“Uçucu mürekkep kullanmışlar” diye bir saçmalığı söyleyen, daha beteri inanan oldu. Sandık görevlilerinin kovulduğu, kadınlara oy kullandırılmadığı, Anadolu Ajansı’nın manüplasyon yaptığı, YSK’nın istifa ettiği, Muharrem İnce’nin tehdit edildiği, vs, vs...

Ve kimsecikler, “Diyelim, İnce tehdit edildi, bu vatandaşın oy vermesini nasıl etkileyecek ki? Diyelim, mürekkepler uçucu, AKP için oy kullananlar da aynı mürekkebi kullanmayacak mı? Diyelim, Anadolu Ajansı sonuçları yanlış söylüyor, oy verme işlemi bittikten sonra bu neyi değiştirecek?” sorularını sormadı bile?

Yahu ne oldu size kuzum... Biriniz uyduruyor, diğeriniz inanıyor, soluk alır gibi doğal üstelik...

HAMAL

Hamal, kendi kendine hareket edebilme yeteneği olmayan yükleri sırtında taşıyan ve

bunun karşılığında para alan emekçiye denir. Aynı işi, karşılığında emeğinin hakkını almadan yapana ise köle ya da maraba denir.

CHP, HDP(PKK)’yı ve İYİ Parti’yi meclise taşıdı. AKP de MHP’yi...

CHP taraftarı, eskiden HDP(PKK)’yı destekledikleri için oy kaybettiklerinde ya “hile yaptılar” diyerek mağdurculuk oynar, ya da “oylarımızı böldünüz” diye Vatan Partisi’ni suçlardı.

Şimdi, mağdurculuk oynayacak ölçekte bir yolsuzluğa rastlanmadı. Anadolu Ajansı üzerinden yaptıkları deneme de başarıya ulaşmadı. Çünkü AA seçim sonuçlarını yanlış duyursa ne olurdu ki, sandıktaki oyu değiştiremezdi nasılsa...

Ve...

Vatan Partisi de bu kez “oy bölme” suçlamasına yetmeyecek kadar az oy aldı.

Merak ettiğim şudur: Bu hamallık ne karşılığında yapıldı?

TEŞEKKÜR

HDP neredeyse bütün doğu ve güneydoğu illerinde çok ciddi oy kaybetti. Ama...

Kapılarında bomba patlamamış, babaları bir elektrik direğine bağlanarak kurşunlanmamış, “demokrasi var şekerim” diliyle efsunlanmaya hazır kitleler sayesinde Ankara, İzmir ve İstanbul’da CHP desteğiyle meclise sokuldu. Teşekkür, Kandil’den geldi... Teşekkürde barış ve demokrasi vurgusu vardı, buna uygun olarak da hemen ertesi gün PKK infazları başladı.

Brett McGurk... ABD’nin DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi. Yani PKK/PYD’yi ordulaştıran, onlara 6 bin TIR silahı dağıtan, maaşlarını ödeyen, ABD senatosuna bilgi veren kişi... Suriye’nin kuzeyindeki ikinci İsrail planının operatörü. Bu koridoru kesen Fırat Kalkanı ve Afrin Harekâtlarına karşı PKK/PYD’ye komuta eden, kısacası tasmalarını tutan kişi... Bu da Münbiç Mütarekesi’ni imzaladıkları için AKP’ye teşekkür ediyor.

Ben de “PKK/HDP ile işbirliği yapılarak Tayyip Erdoğan’a alternatif olunamayacağını, ona karşı olmak için ABD’nin yanında durulamayacağını, solculuğun ve milliyetçiliğin en başta antiemperyalist olması gerektiğini, Tayyip Erdoğan’ı yenmenin tek yolunun milli bir ittifak kurmak olduğunu, bunun da HDP ile olamayacağını, kararlarını Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden değil de, memleketin faydası-zararı üzerinden vermeleri gerektiğini” anlatamadığım bütün tanıdıklarıma teşekkür ederim. İzmir’de Fethi Sekin’in hatırasını tekmeleyip, İstanbul’da ve Ankara’da kaldırım taşlarına akan masum kanları çiğneyerek HDP/PKK’nın Diyarbakır’da alamadığı oyu verdikleri için... Hassaten teşekkür ederim...

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları