09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 15°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Org. Bilgin Balanlı’dan mektup var -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Sayın eski Kara Kuvvetleri Komutanı, şimdi ise Hadımköy askeri cezaevinde. Orgeneral’in koltuğu YAŞ toplantılarında boştu ama hâlâ TSK’nin değerli bir komutanı olarak silahlı kuvvetlerle ilişkisi kesilmiş değil.

Orgeneral’in bana hitaben yazdığı mektup nasıl oldu da bu kadar geç elime geçti anlayamadım. Org. Bilgin Balanlı başına gelenlerin öyküsünü anlatmakta. Geç de olsa bana ulaşan bu haksızlığa uğramış, bütün hayatını TSK’ye adamış komutanın mektubunu tarihe mal olması için bugün bu sütunda aynen yayınlayacağım. Seçtiğimiz siyasi rejim demokrasiyse hiçbir şeyin kamuoyundan saklı kalmaması gerektiği düşüncesindeyim. 4 Haziran 2012 günü akşam saatlerinden başlayarak STV, Samanyolu Haber ve Bugün TV kanallarında ve Daily Motion internet sitesinden alındığı belirtilen bir ses kaydı yayınlanmış ve bu ses kaydının Bilgin Balanlı’ya ait olduğu iddia edilmişti. 5 Haziran 2012 günü ise bu TV kanallarıyla bağlantılı Zaman ve Bugün gazetelerinde bu haber manşetten gösterildi. Yeni Akit ise haber olarak kullandı. Balanlı’nın öyküsünü kendi anlatımıyla vereceğim ama daha önce bir başka tarihten söz etmek istiyorum.

13 Aralık’ta Silivri

13 Aralık günü Silivri duruşma salonunda Ergenekon davası görülecek ve bu görüşmede uzun yıllardır tutuklu bulunan TSK mensupları, emekli askerler, aydınlar, gazeteciler savunma haklarını kullanacaklar. Nasıl kullanacaklar? Savcının binlerce sayfalık iddialarına karşı kanıtların teker teker çürütüldüğü ve savcılık makamının eski iddialarını geri çektiğini biliyoruz. Aslında neyin müdafaasını yapacaklar, hangi suçun işlenmediğini kanıtlayacaklar onu anlamakta güçlük çekiyoruz. O gün Silivri duruşma salonu ve dışarısında insanların protestolarla adalet, gerçek hukuk aradıklarına tanık olacağız. Org. Bilgin Balanlı’nın imzasını taşıyan mektuba gelelim.

‘Tarih önünde doğru değişmeyecek’

Balanlı yazıyor ki:

“Öncelikle bana ait olduğu iddia edilen kurgulanmış bu ses kaydının yayınlanma zamanına dikkatinizi çekmek istiyorum. Zira bu zamanlamanın ve kurgulanan içeriğin birbiriyle çok yakın ilişkili ve belli amaca yönelik olduğu açık olarak anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi (özel yetkili mahkemelerin kaldırılması veya görev alanlarının daraltılması) konusunda hükümet seviyesinde bazı çalışmaların yapıldığı haberlerinin basında yer almaya başlamasının ardından- özel yetkili mahkemeleri savunan- bir kesime yakınlığıyla bilinen yayın gruplarında bu mahkemelerin henüz misyonunu tamamlamadığı ve bunlara dokunulmaması gerektiği teması büyük bir telaşla işlenmeye başlamıştır. Hatırlanacağı üzere bana ait olduğu öne sürülen ses kaydından önce de benim gibi Balyoz Davası’ndan tutuklu iki amirale ait olduğu iddia edilen ses kaydı yayınlanmıştı. Bu ses kayıtlarında öne çıkarılması istenen hususun Balyoz Davası sanıklarının bir intikam hırsı içinde oldukları algısını yaratmaya dönük olduğu açıkça görülmekteydi. Ancak bu davanın sanıklarının sahte dijital verilerle ve iftiralarla haksız ve hukuksuz işlemlere tabi tutulmuş olmalarına rağmen, intikam gibi ilkel bir düşünce içinde olmaları asla söz konusu olmayıp, hukuka olan inançları tamdır. Bildiğiniz gibi bizler Balyoz Davası’nın tamamen sahte dijital verilere dayanan hayali senaryolardan oluşturulmuş bir komplo ürünü olduğunu ispatladık. Mahkeme gerçeklere gözlerini ve kulaklarını kapatsa ve hatta bu komploya rağmen suçsuz insanları cezalandırma yoluna gitse de, tarih önünde bu doğruları asla değiştiremeyecektir. Zira gerçek tektir ve bunu görmezlikten gelmek adaleti ancak bir süreliğine geciktirebilir. Bu sürenin uzunluğu ise kamuoyunun gerçekleri öğrenmesiyle ters orantılıdır ve belli çevrelerin çabası da buna yöneliktir.

Kurgulanmış sahte dava ile haksız ve hukuksuz olarak tutuklanmış sanıklardan birisi olarak, sorunun yine hukuk kapsamında ancak, evrensel hukuk kurallarının uygulandığı ve savunma haklarının kısıtlanmadığı, adil yargılama yapan ve maddi gerçeği bulmak için çaba gösterecek mahkemeler eliyle sağlanabileceği inancımı muhafaza ediyorum. Bu tespitlerimi mahkemede de ifade ettim. Hayatım boyunca hiçbir kimseyi ne tehdit ettim, ne bir intikam duygusu içinde oldum. Hatta hiçbir kimseye en ufak bir kötülük yaptığımı dahi kimse ileri süremez. Gerek görevimde gerek özel hayatımda hukukun üstünlüğü ilkesine kesinlikle uyduğumu beni yakından tanıyanlar çok iyi bilirler. Bütün bunlara rağmen düzmece bir ses kaydıyla gerçekleri çarptırarak kamuoyunu yanıltıp beni ve bu davayı yanlış tanıtma ve bu suretle belli bir amaca ulaşma telaşına kapılanlar hakkında gerekli tüm yasal haklarımı kullanacağımı bilmenizi istiyorum.

Bizim tek isteğimiz herkes için hakkın ve adaletin evrensel hukuk kuralları içerisinde sağlanmasıdır. Gerçekleri bilmenizde fayda olacağı düşüncesiyle yazdığım bu mektubu okumaya zaman ayırdığınız için teşekkür eder, en iyi dileklerimi sunarım.

Bilgin Balanlı Hv.Org.”

Sayın Orgeneral’den mektup elime geç geçtiği, geç cevaplayabildiğim için tarihe mal olacak bu savunmanızı geç yayımladığımdan ötürü özürler diler, saygılar sunarım.