Orta Vadeli Programın mesajları (2)
Cuma günü analiz etmeye başladığımız programla ilgili değerlendirmelerimize bugün de devam ediyoruz.
Cari açığın GSYH’ye oranı: 2014 dahil 2018 yılına kadar yüzde 6’nın biraz altına çekilmeye çalışılacak. Sırasıyla yüzde 5,7-5,4,-5,4 ve 5,2. Herkes biliyor ki büyüme ile cari açık arasında doğrusal bir ilişki vardır. Büyümüyorsanız cari açığınız da azalır. Bu nedenle yukarıdaki büyüme hedeflerine göre cari açığın yüzde 5 civarında olmasını hedeflemek yanlış değil. Ama cari açığınızı çevirmek için bir olanak sağlarken ekonominiz tıkanmaya doğru gidiyor. Ülkemizin işsizliği ve sorunlarını aşması için ortalama her yıl ortalama yüzde 5 büyümesi gerekiyor. Bu sağlanamazsa büyük sıkıntı doğacak demektir.
İŞSİZLİK AZALMIYOR!
OVP’a göre 2014 dahil önümüzdeki üç yıl yüzde 9 civarlarında hedeflenmiş. Büyüme oran hedeflerine baktığımızda bu işsizlik oranlarının olmasının kaçınılmaz olduğu ortadır. İşsizliğin azalmaması, yeni iş olanaklarının yaratılmaması da sosyal patlamalara yol açabilecek durumda olduğunu da sanırız herkes tahmin edebilir.
Tuzağı aşamıyoruz: 2013’de 10.807 dolar olan kişi başına gelir, 2014’de 10.537 dolar, 2015’da 10.936 dolar, 2016’da 11.541 dolar, 2017’de 12.229 dolar olacağı hesaplanıyor. Bu büyüme oranları ile kişi başına gelirin 10 bin dolar civarında sıkışıp kalacağını görmekteyiz. Gerçi açlık sınırının bin lira, yoksulluk sınırının 3 bin lira mertebesinde olduğu ve 50 milyonun üzerinde dar gelirli vatandaşımızın bulunduğunu dikkate alırsak kişi başına gelirin 10 bin liralarda olmasının matematikten öteye bir mana taşımadığını görürüz.
Tasarruflardaki çelişki: Tasarrufların milli gelire oranı demek olan tasarruf oranı 2014’de yüzde 14.9, 2015’de yüzde 15.2, 2016’da yüzde 16.2, 2017’de yüzde 17.1 olacağı öngörülmüştür. Yani gayri safi yurt içi hasılanın bu oranlara tekabül eden kısmı tasarruf edilecektir. Bunun yanında 2013’de 1.565 milyar dolar olan GSYH, 2014’de 1.764, 2015’de 1.945, 2016’da 2.150, 2017’de 2.370 milyar dolar olacağı öngörülmektedir. Bu tasarruf oranlarına göre; 2014’de 263, 2015’de 296, 2016’da 348, 2017’de 405 milyar dolar olmak üzere program döneminde ülkemiz 1.3 trilyon dolar tasarruf edeceği öngörülüyor. Şaka gibi... İşsizlik azalmıyor, büyüme yüzde 5’leri bulmuyor, enflasyon yüzde 9’larda aşağı inmiyor; ama ülkemiz her yıl ciddi bir tasarruf yapacak. Bugünlere gelmemizin en önemli sebebi ülkenin tasarruf açığı iken bu oranlarda tasarruf yapmak hayal.
Üstelik bir tasarruf paradoksuortaya çıkmışken. Tasarruf paradoksu şudur: Daha fazla tasarruf yapmak daha az tüketim yapmak; yani toplam talebi azaltmak demektir. Tasarrufların artması çarpan katsayısının etkisi ile üretim ve istihdamda azalış yaratır ki buna tasarruf paradoksu denir.
PROGRAMIN AÇMAZLARI
Büyümeyen bir ekonomi öngörülüyor.
Bu nedenle istihdamda işsizliği yüzde 9’lardan aşağıya çekecek bir artış olmayacak.
Enflasyonu düşürmek öncelikli hedef ama bu hedef yüzde 9’larda.
Yurt içi tasarruflarla tüketim talebi kısılacaksa bu enflasyon oranları ne?
Orta gelir tuzağında kalmaya devam...
Bu durumda kilitlenecek bir ekonomi. Dışarıdan para gelmezse ki eski mutlu günler bitti; bu durumda ekonomi nasıl çevrilecek.
OVP teslim bayrağı: Bu program ekonomide teslim bayrağı çekildiğini kanıtlıyor. Bunun için elde ne var ne yoksa satılacak. Bu arada bu varlıklar el değiştirecek. Torba Yasası ile kamu alacaklarından ne toplanırsa toplanacak; sonrası benden paso denecek. İşte size tıkanan ekonominin kanıtlayıcı belgesi... Tahliye nedeniyle indirimli satışlara dikkat!