Otyam’a ululama!
Ulu Otyam aşk atına bindi gitti, Kırklar Dağın aştı, Görmediyseniz görün, yerler göklerle karıştı,Renkli Türkçe masallarla beşik gibi salladı salını. Yücesinden seyran edin, kuzu kurt ile barıştı,Mayınlara basa basa yürür, Filiz de salını salını.
Kolları kaplanlı, ceylanlı, ak oğlaklı, kızıl keçili,Başı güvercinli, Zümrüdüankalı Otyam’ı seyredin:Atının kuyruğunu sırmayla ördü, yokuşa sürdü.Babacığım ay dolunaydı ben de yüzümü sürdüm,Üzüm bağları deniz dalgası, içinde yüzdüm.
Altında Kırat ermiş, Otyam Kırklar Dağına varmış,Yürü oğlum naranı at, Yemen elinden gelmiş. Kadınının perçemi gökçek, eteği mor bürümcük, Sevdası Aslı’ya uygun, sapına kadar gerçek.Özünü sarı gelinin yazmasından süz denmiş,Vişneçürüğünü ye, aslan ağzını öp, belayı içine çek.
Yüksek köprüden atmış kendini, inip de tutmuş,Bir de bakmış Oğuz boyunun toyuna düşmüş,Dönüp bakmış Kürt kiliminin nakşında döş gümüş,Bedri Rahmi demiş, oğlum Mernuş bu nasıl iş:Gül de nakış da Azrail’in canevine üşüşmüş,
Anasını sattığımın işine bak, yavrum yavrulu kuş,Macera sığmıyor kabına, güneş ovadan taşmış. Bal dökülmüş sanırsın düz tabağa, öyle bir türkülü:Öyle bir meyle mayhoş, öyle bir çinili minili ki,Sen bir yana ben bir yana, amentü küfürle yarışmış,Bir de bakmış can eriği çekirdeğinden üşümüş.
Ulu Otyam aşk atına bindi gitti, Kırklar Dağın aştı,Görmediyseniz görün, yerler göklerle karıştı.Atladı içine çarkı feleğin, çarkı devranını kırdı attı.Çarpışa çarpışa gidiyor Otyam, vuruşa vuruşa,Arkaya bakan taş kesilir diyor, geri çekilen puşttur!