Oy vereceğim parti...
Bir kere... Yarın sandık başına gidip mutlaka oyumu vereceğim.
Çünkü zalimin gitmesi için bu ön şart!
***
Gelelim hangi partiye oy vereceğime...
Benim oyumu alacak parti; mutlaka ama mutlaka...
Bugünkü siyasetçilerin ya da destekçilerinin yaptığı hırsızlıkların...
Ve...
İşledikleri cinayetlerin hesabını soracak.
Hırsızların ve katillerin partileriyle koalisyon kurmayacağına söz verecek.
***
Dini istismar etmeyecek; din üzerinden siyaset yapmayacak, yapanla biraraya gelmeyecek!
Devletteki her türlü dinci kadrolaşmayı bir ayda tasfiye edecek...
Devrim kanunlarının yılmaz takipçisi ve uygulayıcısı olacak...
***
Bu ülkeyi bölmeye ant içenlerin ya da “barış” edebiyatı yapıp asker-polis öldürenlerin dümen suyuna girmeyecek...
***
“Yurtta sulh-cihanda sulh” ilkesinden şaşmayacak...
Misak-ı Milli’den öte vatan aramayacak ama ona da dokundurmayacak...
Dış politikada 13 yıldır yerlerde sürünen onurumuzu yeniden ayağa kaldıracak...
***
Eğitimdeki gerici politikalara bir ay içinde son verecek...
Paralı sağlık ve paralı eğitim hizmetlerini anayasa değişikliğiyle yasaklayacak... Herkesin bu iki alanda eşit olanaklardan yararlanmasını sağlayabilecek...
***
Düşünce, ifade ve medya özgürlüklerine saygı gösterecek...
Hukukun üstünlüğü ve erkler ayrılığı ilkesine...
Parlamenter sisteme...
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne sadakatten ödün vermeyecek...
Polis devletini değil, devletin polisini yeniden kuracak...
Polis şiddetini bitirecek...
İnsanların özgürce meydanlara, sokaklara çıkmasını sağlayacak...
Yargıdaki siyasallaşmış ya da tarikatın emrine girmiş hakim ve savcıları bir ay içinde ayıklayıp sistem dışına atacak...
Hukuka güveni ve saygıyı yeniden kazandıracak...
Geçmişte kurulan kumpasların üzerine gidecek, sorumlularını yargı önüne çıkaracak...
***
Emeğe saygı duyacak...
Sendikal örgütlenmenin ve toplu sözleşmeli, grevli çalışma hayatının önünü açacak...
Kamu birikimlerinin “özelleştirme” adı altında yandaşlara peşkes çekilmesine son verecek; önceki yıllarda yağmalanan bu tür değerleri kamulaştırabilecek...
Tüketimi değil, üretimi özendirecek; tüketeni değil, üreteni baş tacı edecek...
Gelir dağılımında adaleti sağlayıcı politikalar üretecek...
***
Bedelli askerlik gibi eşitliğe aykırı uygulamaları aklına bile getirmeyecek ancak askerliğin süresini, herkes için kısaltacak...
***
Kadına ve çocuğa yönelik şiddete, “ömür boyu ağır hapis cezası” getirecek...
***
Çevreyi ve doğayı katletmeyecek...
HES’lerle doğal zenginliklerimizi har vurup harman savurmayacak...
Denizleri doldurmayacak...
Yeşile asfalta dökmeyecek...
***
Tam 13 yıldır öldürülmeye çalışılan çağdaş sanatı özendirecek...
Her kente tiyatro, opera, konser, gösteri ve sergi salonları yapacak...
Devletin sanatçıları desteklemesini yeniden sağlayacak...
***
Spora siyaseti sokmayacak; var olan mafya başkanlık sistemini statların dışına itecek...
Kadınları eve hapsetmeyecek; en az erkekler kadar çalışma hayatının içine sokacak.
Cinsiyetçi değil, cinsiyetsiz politikalar izleyecek...
***
Kısacası... “Ben” değil, yarın yanağından gayrı her yerde, her şeyde “biz” diyecek...
Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağlı olacak...
***
Eğer sizin oy vereceğiniz parti bu kriterlere uymuyorsa lütfen e-posta atıp beni suçlamayın, laf yetiştirmeye kalkışmayın...
İlle de birilerini suçlamak istiyorsanız; oy verdiğiniz partiyi bu “makûl” hasletlere kavuşturamayan yöneticilerinizi suçlayın...
***
Haydi; hayırlı seçimler!
156+155
Abdullah Gül’e soru sorma sırası Kadir Yapıcı’da... Sizin de kendisine söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail adresine gönderin...
***
“Abdullah Bey...
Mustafa Bey’in bir yıldır sorduğu sorulara makul ve mantıklı yanıtlar verebilseydiniz; yemin ediyorum, siyasete dönmeniz durumunda yanınızda yer alacaktım.
Ama artık size selam bile vermem.
Hoşçakalın!”
GÜNÜN SORUSU
AKP ‘li Seyitgazi Belediye Başkanı Hasan Kalın, çocuklara kırtasiye malzemesi dağıtmış... Bu malzemelerin konduğu kağıt torbanın üzerinde “Gelecek İçin Çalıyoruz” yazıyormuş... Sorum kendisine:
Gelecek için çalmaya başladığınıza göre, bugün için yeterince çaldığınızı söyleyebilir miyiz?
Diyarbakır’da bayrağı göndere çeken çocuklara yapılan zulüm!
Geçen hafta ilginç bir olaydan söz etmiştim size: Okullarındaki bayrağın PKK tarafından kesilip yere atıldığını gören Diyarbakırlı üç çocuk, o bayrağı önce öpüp sonra da göndere çekmişti.PKK şimdi bu çocukların ailelerini tehdit ediyormuş...
Bu yüzden artık üçü de okullarına gidemiyormuş...
Aileler, çocuklarının kaçırılmasından ve öldürülmesinden endişe ediyormuş.
Çocuklardan birisinin babası olan Mehmet Rezbiç, “Burada kalırsan bizi de hedef alırlar” diyen patronu tarafından işten atılmış...
***
Sözüm, her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı direndiğini iddia eden “yolunmuş barış güvercini” Selahattin Demirtaş’a:
Askeri, polisi öldürenlerin borazanlığını yapmaktan fırsat bulup bu çocuklar için de bir şeyler yapacak mısın?
GÜNÜN İSYANI
İsyanım; Ankara’da önceki gün gerçekleştirilen Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında; Mehter Takımı’nın gösteri yaptığı sırada, dev ekrana Osmanlı armasını getiren işgüzarlara:
Cumhuriyet bayramı bir anlamda Osmanlı’dan kurtulmanın da bayramıdır... Ne kadar kudurursanız kudurun; Osmanlı’yı size yeniden kurdurmayacağız!