04 Aralık 2024 Çarşamba
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Özakman'ın gençlere nasihati

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

27 Nisan 2006 günü Ege Üniversitesi Senatosu’nun kararına dayanarak üniversitenin en büyük toplantı salonunda düzenlenen bir törenle “Çılgın Türkler” kitabının yazarı Sayın Turgut Özakman’a onursal doktor sanı verildi. 1500 kişilik salon tümüyle doluydu ve bazı dinleyiciler ayakta izlemek zorunda kaldılar. Yöneticiler, üniversite öğretim elemanları, üniversite çalışanları ve öğrencilerin katıldığı törenden sonra Sayın Özakman “Milli Mücadele” konulu bir konferans verdi.

Çılgın Türkler ve diğer eserlerinin yazılış sürecini yaşam öyküsünden kesitlerle dile getiren Özakman, tiyatro ustası olmanın verdiği rahatlık içinde ve eşsiz bilgi birikimi ile çok etkileyici bir sunum yaptı. Kurtuluş Savaşı'nın ne büyük zorluklar içinde başarıldığını ve Lozan'daki barış görüşmelerinde karşılaşılan güçlükleri anlattı. Çekilen bunca sıkıntı içinde emperyalizme karşı direnerek bağımsızlığını ve onurunu kurtaran Türk ulusunun dünyaya örnek olduğunu belirtti.

Atatürk’ün hayatta olduğu dönemde namuslu batılı aydınların da belirttiği “Türk Mucizesi” nin gerçekleştiğini, bir yandan Osmanlı’nın borçları ödenirken, %9 kalkınma hızının sağlandığını, ağır sanayinin kurulduğunu, Kayseri’deki uçak fabrikasının ihracat bile yaptığını belirtmiştir.

Ancak Atatürk’ün ölümünden sonra bu olağanüstü başarıların unutturulmaya çalışıldığını ve büyük ölçüde unutulduğunu belirtti. Konuşmacı müzelerde ve o dönemi anlatma çabasında olan bazı filim ve sanat eserlerinde gerçeğe sadık kalınmadığını vurguladı. Çoğu kez genç dinleyicilere yönelttiği iletileri uyarıcı ve güven artırıcı nitelikteydi.

Özakman'ın gençlere nasihati - Resim : 1

SOYKIRIM YALANINA KARŞI TUTUMU

Özakman’ın konuşması sık sık alkışlandı. Nükteli anlatımıyla konuşmasına olan ilgiyi sonuna kadar sürdürmeyi başaran Sayın Özakman sözü konuşmanın sonlarında Ermenilerin sözde soykırımı iddialarına getirdi. Ermenilerin emperyalist güçlerin oyununa gelerek Doğu Cephesi'nde savaşmakta olan ordumuzun ikmal hatlarına sabotajlar yaptığını, Müslüman halka karşı cinayetler tertiplendiğini bu nedenlerle ordunun ve halkın güvenliği açısından sadece doğu Anadolu’daki Ermenileri güney illerine göç ettirdiğini belirtti. Osmanlı devletinin üzerine düşeni yaptığını, bu işlemler sırasında cinayet işleyen ve zulüm yapanların yargılanarak Osmanlı tebasından 100 kişinin idam edildiğini 1000 kişinin de ağır cezalara çarptırıldığını ifade etti. İstanbul’u işgal eden İngilizler’in Osmanlı arşivlerine el koyduğunu, Ermeni olaylarına karıştıkları iddiasıyla Malta adasına sürgün edilen Osmanlı yöneticileri hakkında hiçbir suç kanıtı bulunamadığını belirtmiştir. Bu konuda Anadolu’da geniş bir teşkilatı olan ABD’den de yardım istendiğini onların da soykırım yapıldığına ilişkin hiçbir kanıt olmadığını yazılı olarak bildirdiklerini ifade etmiştir.

Ermeni ve Rumların yalan makinesinin her zaman çalıştığını ve dünya kamuoyunu etkilediğini belirtmiştir. İsviçre, Almanya gibi ülkelerin parlementolarında Ermeni Soykırımı kararları aldıklarını, haksız ve yalan bir propagandaya dayananan bu kararların gerçekçi olmadığını ifade etmiştir. “Gerçekleri araştıran bir kişi olarak eğer en ufak kuşkum olsaydı bunu buradan size çekinmeden söylerdim. Bilesiniz ki sizin dedelerinizin elleri, bizi bu konuda kınamaya kalkan ve akıl verenlerin kanlı ellerinden çok daha temizdir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Sayın Turgut Özakman’ın, gençlere verdiği bir öğüt çok etkileyiciydi. “Gençler, şimdi 76 yaşındayım ve en az günde 10 saat çalışıyorum. Siz benim gibi çılgın olmasanız bile, en az günde 3-4 saat çalışmalısınız!” dedi. Ege Üniversitesi Rektörü Sayın Ülkü Bayındır’ın açış konuşmasından sonra sahneye çağrılan Turgut Özakman’a onursal doktora diploması verilip akademik sanın simgesi olan cübbe rektör tarafından giydirildikten sonra kendisini ayakta alkışlayanlara, “Bu sevgi ilâç gibi, insanın ömrünü uzatıyor” demişti. Konuşmasının girişindeki bu güzel söylemin geçerli olmasını dileriz. Verimli ve uzun bir ömür sürmesi dileğiyle Turgut Özakman hocamıza saygılarımı sunarım.

Not: Dr. Turgut Özakman bu konferanstan yedi yıl sonra 28 Eylül 2013'te aramızdan ayrılmış olup, unutulmaz eserleriyle yaşamaktadır. Yazının aslı 2006 yılında denizlili.net adlı sitede “MUTLU BİR GÜN” başlığıyla yayınlanmıştır.