24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Özel sektörü bekleyecek zamanımız yok

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye; son birkaç yıl içerisinde gerek siyasi-askeri, gerekse de ekonomik olarak 1980’li yılların başından bu yana uygulanan politikalara 180 derece ters kararlar alıp uygulamaya başladı. Bu uygulamaların başlangıçta sistemli olmayıp, bir ölçüde refleks olduğuna, ancak sonraları sistemli hale gelip bir programa dönüştüğünün önce Atlantik farkına vardı. Atlantik ile beraber Vatan Partisi, Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal farkına vardı ve buna uygun politika ve yayınlar geliştirmeye başladı.

Bu dönüşüm, içinde birçok olumlu unsur barındırmaktaydı. Zaman zaman sapmalar olsa da, esas yön doğruydu. Recep Erçin geçen gün Aydınlık’ta bu uygulamaların tersine dönmesini tarihsel olarak da anlattı.

Siyasi–askeri olanlar bu yazının konusu olmadığı için oralara değinmeyeceğim.

ALTI OK'A DÖNÜŞ

1980 neoliberal politikalara ters, ona karşı ve neoliberalizmin açtığı yaraları kapatmaya yönelik aklıma gelen tedbirleri sıralamak istiyorum, atladıklarım olabilir. Örneğin; gümrük vergisi oranları, kambiyo tedbirleri, ithal ikamesi uygulamaları, altın alımları vb. gibi.

Neoliberalizmi yerleştirmeye çalışanlar, “ALTI OK”u yıkmak için yıllarca uğraştılar. İki tane askeri darbe yaptılar. Yüzlerce yasa, yönetmelik, düzenleme, kanun hükmünde kararname çıkardılar.

Evet, kolay olmuyor. Bir anda kambiyo rejimini bir anda kontrol altına alamıyorsunuz, ithal ikamesini bir anda uygulayamıyorsunuz. Yok edilmeye çalışılan beş yıllık kalkınma planlarını olması gerektiği şekle bir anda getiremiyorsunuz.

HALKIN DESTEĞİNİ ALMAK

Bunun birçok nedeni var; ideolojik olarak sistemli olmanız gerek. Halkı bu uygulamalara inandırmanız gerek. Halkı bu uygulamaların arkasında durmaya ikna etmeniz gerek.

Emperyalizmin gönüllü korosunun çok bilmiş, her şeyi bilen, hatta küçük dağları yaratan, kendisinden başkasının bir şey bilmediğini çaktırmadan söyleyen, herkesi küçümseyen elemanlarının eleştiri bombardımanına direnmeniz çok güçtür. Hele geçmişte o hataları siz yaptıysanız yandınız! Gremlinler gibi sağınızı solunuzu ısırırlar. Burada en geniş halk yığınlarını arkanıza almanız çok önemlidir. İktidarınızı olabildiğince geniş milli sınıflara dayanarak yapmak zorundasınızdır.

KAMU YATIRIMI ŞART

Altı Okçu uygulamaların sistemsel uygulanması yolunda epey yol alındı.

Artık kamunun yatırım yapması, özel sektör ile ortak olarak sisteme yavaş yavaş da olsa girmesi gerekir.

Yıllardan bu yana özel sektöre teşvikler verildi. Kimi yapıldı, kimi yapılmadı. Ancak artık öyle bir dönemdeyiz ki, ÖZEL SEKTÖRÜ BEKLEYECEK ZAMANIMIZ YOK. Bir an önce gümrük vergileri ile birlikte ithal ikamesi politikalarını hayata geçirmemiz gerek. Bunun için de kamunun devreye girmesi gerek. Kaybedecek zaman yok.