Özlenen taklalar
Fenerbahçe, Karabük’te sıkıntılarından sıyrılmak için çok profesyonelce oynadı. Selçuk’un ayağından ilk golü attığında daha 7. Dakika idi. Diego soldan içeri doğru kat ederken ev sahibi savunmayı terste bıraktı. Ceza alanı çizgisi civarında topla buluşan Selçuk Şahin bekletmeden kaleci Waterman’ın sağına vurdu. Direğe çarparak filelere giden topa deneyimli kaleci uzansa da yetişemedi. Bu belki de yedekten gelmesine karşın formunu sürdüren olgun futbolcu Selçuk’a verilen profesyonellik mükafatıydı.
Sarı- Lacivertliler sakatlıklar ve yarım sakatlıklar nedeniyle zorlandı. Göründüğü kadarıyla Alper ve Kuyt ayaklarındaki zorlanma nedeniyle eski formlarından uzaktılar. Gökhan Gönül de bir saat ancak dayandı ve yerine Mehmet Topuz’a bıraktı. Kuyt da, Sow ile değiştirildi. Orta alanda Mehmet Topal ile Selçuk iki ön libero oynadılar. Onların önünde Kuyt, Diego, Alper ve en ileride de Emenike vardı.
Neredeyse santrforsuz oynayan Karabük’te en ileride Viola vardı. Yani bir anlamda tüm takım olarak topun arkasına geçen ev sahibi takım Musa, Samba Sow, Erkan, Furkan, Traore toplam olarak altılı orta alan, sıfır forvetle oynadı. Yedikleri golden sonra da mücadele gücü zayıf olarak görünen Fenerbahçe karşısında hayli baskılı, ama pozisyonsuz göründüler. Lider bu baskılı dakikaları ustaca atlattı.
Maçın son bölümünde uzun toplara başlayan Fenerbahçe savunmada risk almaya başlayan Karabükspor karşısında pozisyon bulmaya başladı. Nitekim maçın son bölümüne girerken de Sarı-Lacivertliler derslik olabilecek şekilde 2 pasta gol attılar. Kaleci Volkan yakaladığı bir topu Caner’in önüne yuvarladı. O biraz sürüp düzelttikten sonra uzun bir şekilde Emenike’ye uzattı. Karşısındaki Mabiala’yı arkasına alan Emenike karakterini gösteren futboluyla ikinci golü kaydetti. Ondan sonra da taraftarlarının çok özlediği taklalarını attı. Traore’nin golü sadece farkı bire indirdi, o kadar.