Paket ve "şartname"
ABD, özellikle 12 Eylül darbesinden bu yana, ülkemizde yapılan her seçimde "iktidar ihalesi" açmaktadır. İktidarını ABD icazetine bağlayan partilerin önüne bir "ihale şartnamesi" konmakta ve bu partilerin verdikleri "teklif"lerle, ABD'ye "hizmet yarışı"na girmeleri sağlanmaktadır. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun paylaşamadığı "demokratikleşme paketi"nin asıl sahibinin kim olduğunu belirlemek için başvurulacak en sağlam kaynak da, işte bu "ihale şartnamesi"dir. Şimdi en güncel şartnamelerden biri olan "U.S. - Turkey Relations: A New Partnership, Independent Task Force Report No. 69, CFR" ("ABD - Türkiye İlişkileri: Yeni Bir Ortaklık, Bağımsız Görev Birimi Raporu No. 69, CFR") başlıklı belgeye bir göz atalım.
Şartname koşulları
"... Türklerin yeni bir anayasa yapmaları siyasal olarak mümkün olmayabilir. Dolayısıyla Washington'un ... demokratik olmayan ve etkileri mevcut anayasa ile birlikte ele alındığında Türkiye'de demokrasinin uygulanmasını dinamitleyen yasaların, yönetmeliklerin, kuralların ve kararnamelerin kaldırılması veya değiştirilmesi için Türkleri zorlaması gerekir. Ceza yasasının Türklüğe hakareti suç sayan 301. maddesi bunlar arasında yer almaktadır. ... Ayrıca Türkiye'nin, silahlı kuvvetlerin iç hizmet yasasının ...(ilgili) maddeleriyle, Rum-Ortodoks Halki Ruhban Okulunun açılmasını engelleyenler de dahil olmak üzere, din özgürlüğünü kısıtlayan yasal düzenlemeleri kaldırması lazımdır. ... Ayrıca Ankara'nın partilerin parlamentoya girmesine ilişkin seçim barajını düşürmesi gerekir." (s. 25-26)
"... Başkan Obama, Başbakan Erdoğan'la olan sıcak ilişkisini ve Türkler arasındaki kişisel itibarını kullanarak, onları yeni bir Kürt açılımına ikna etme imkanına sahiptir. ABD'nin Başbakan Erdoğan'ı, Dersim'de (şimdiki Tunceli) 1936-1939 yılları arasında katledilen yaklaşık 13 bin Alevi Kürt nedeniyle 2011 Kasım ayında dilediği özrün devamı niteliğinde adımlar atmaya ve Türkiye'nin Kürt toplumuna yeni bir jest yapmaya teşvik etmelidir. ... Washington, özel görüşmelerle Ankara'nın ekonomi, eğitim ve kültür alanlarında ... Kürtlerin kimliklerinin resmen tanınması yönündeki istemlerine yanıt verecek adımlar atmasını teşvik etmelidir." (s. 29)
Paket kimin paketi?
Erdoğan tarafından açıklanan ve Kılıçdaroğlu tarafından "bizim önerilerimizin kötü bir kopyası" yorumuyla karşılanan "Demokratikleşme Paketi"nin, adı da dahil olmak üzere tek tek bütün maddelerini yukarıdaki alıntının tümceleriyle eşleştirmeyi okurlarımıza bırakıyorum. Daha önce sözü edildiği halde pakette yer almayan maddeler de, yukarıdaki alıntının yapıldığı raporun her bölümünün sonuna eklenmiş "tavsiyeler" arasında yer almaktadır. Paketin Erdoğan'a mı, Kılıçdaroğlu'na mı, PKK'ye mi yoksa başkasına mı ait olduğu sorusunu böylece yanıtlanmış oluyor.
Bir uyarı
Ülkemizde "ABD icazetli iktidarlar" döneminin sonuna geldik. Kuşkusuz Erdoğan ve Gül gibi iktidarlarının sürdürülmesi açısından başka çaresi olmayanlar, bu dönemin devam etmesi için sonuna kadar direneceklerdir. Ancak burada CHP açısından son derece uyarıcı olması gereken iki husus vardır. Birincisi, günümüzde halk hareketinin yöneldiği Milli Hükümet ile ABD'nin "ihale hükümetleri" arasında herhangi bir manevra alanı kalmamıştır. Bugün ABD şartnamesine AKP gibi bağlanmak, AKP'nin on yıl iktidarda kalıp millet karşısında içine düştüğü duruma, hiç iktidar bile olmadan hemen düşmek anlamına gelecektir.
İkincisi ise, ABD'nin ihaleyi kızıştırmak için dağıttığı mavi boncuklara, kendi milletvekillerine paket hakkında konuşmayı yasaklayacak kadar güvenmek, siyasal safdillikten başka bir şey değildir. ABD'nin CHP'ye yüklediği rol, bir yandan AKP'yi sıkıştırma amacıyla içinde CHP'nin de yer aldığı sözde seçenekler yaratırken, aynı zamanda CHP'nin şartnamenin uygulanmasında AKP'ye payandalık etmesidir. Bu uyarılara kulak asmayanların, anılan raporun ülkemizdeki muhalefet partilerine ilişkin değerlendirmesini (s. 26) okumaları hararetle önerilir.