Pancar şekeri ve nişasta bazlı şeker
Geçmişte Konya Şeker yönetim kurulu başkanlığı, 25. ve 26. Dönem AKP Milletvekilliği de yapmış Recep Konuk yeniden Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi başkanlığına aday oldu. Konya Şeker markası Torku’yu geçmişte çok önemli noktalara getirmiş bir isim olan Sayın Konuk’un, kooperatifin bugünkü halinden hiç memnun olmadığı ortada. Konya Şeker Kooperatifi mevcut yönetiminin temmuz ayı sonunda yapmayı kararlaştırdığı “baskın seçim” ile beraber yarışa girmeye karar veren Sayın Konuk, kooperatif yönetimi ve nişasta bazlı şeker ile ilgili öyle keskin açıklamalar yapıyor ki tarımdaki Devlet otoritesinde yaşanan zaafları, kooperatiflerin yönetimindeki usulsüzlükleri, koltuk savaşlarını tekrar gündeme getirme ihtiyacı duyuyoruz.
Özellikle geçtiğimiz dönemde Kayseri Şeker’de yapılan baskın seçimler, seçimlerde yapılan usulsüzlükler, yönetim hakkında açılan FETÖ davaları, kooperatifin ettiği milyonlarca TL zarar, işten haksız yere atılan işçiler meselesi de Türkiye’de çiftçi örgütlerinde yaşanan olumsuzlukları hatırlatıyor bize. Yani çiftçimizin emeğine göz dikenler, kooperatif yönetimlerinde, birliklerde, pazarlarda, her yerde ne yazık ki.
Sayın Konuk’un seçim çalışmalarında yaptığı açıklamalarda mevcut kooperatif yönetimini eleştirdiği birçok konu vardı fakat burada üzerinde durmak istediğim nokta şeker ithalatı ve nişasta bazlı şekerin kayıt dışı kullanılması olacak. Ağırlıklı olarak mısırdan izole edilen nişastadan elde edilen ve temel olarak glukoz ve fruktoz içeren şekerler olan nişasta bazlı şekerler (NBŞ) insan sağlığına zararlı olduğunu bütün dünya gibi biz de biliyoruz.
Karaciğer yağlanması, diyabet, kanser, kalp ve damar hastalıkları, Alzheimer ve obezite gibi rahatsızlıklara sebep olan NBŞ, insan sağlığı için tam bir tehdit. Gerçi uzmanlara göre şekerin kaynağı her ne olursa olsun zararlı fakat NBŞ’nin zararlı etkisi çok daha yıkıcı. Türkiye’de NBŞ üretimini Cargill başta olmak üzere 5 tane firma yapıyor ve bu 5 firma resmen pancar şekerine savaş açmış durumda.
Dünyada kamuculuğun sağlam olduğu ülkelerin pazarında NBŞ satışında engellerle karşılaşan ve kota ile kısıtlanan bu firmalar ne yazık ki Türkiye gibi kamucu siyasetten uzaklaşmış, özelleştirmelerle devleti küçültmüş, lobi faaliyetleriyle surda gedik açabildikleri ülkelerde faaliyetlerini yoğunlaştırıyorlar.
Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası’nın (Şeker-İş) 2017 yılında hazırladığı “Pancar Tarımı, Şeker Sektörü ve NBŞ Gerçeği” başlıklı raporunda:
“Avrupa ülkeleri NBŞ kotaları ortalaması yüzde 1-2 iken ülkemizde yüzde 10 olarak belirlenen NBŞ kotasının her yıl yüzde 50 oranında artırılması pancar şekeri üretimi üzerinde yılda 120 bin tonluk daralmaya neden olmaktadır.” deniliyor.
NBŞ lobisinin faaliyetleriyle bu kota %50’lik artışla %15’e kadar çıkmış. Recep Konuk’un seçim çalışmalarında yaptığı konuşmalara göre ise daha vahim bir durum ortaya çıkıyor; PANKOBİRLİK ve Konya Şeker’in verdiği sıkı mücadele sonucunda oluşturulan kamuoyu ile bu kota %2,5’a düşürülmüş. Sayın Konuk daha sonra kooperatif yönetimine gelen insanların ihmali ve vurdumduymazlığı sonucu bugün piyasaya kotanın %15 olduğu dönemden daha fazla NBŞ satıldığını da belirtiyor.
Bundan şunu anlıyoruz: NBŞ firmaları kanunsuzluk yaparak kayıt dışı bir şekilde hem de toplum sağlığını tehdit ederek suç işlemektedir. Sayın Konuk’a göre bu durum PANKOBİRLİK’in işini boşlaması ya da ihmali yüzünden olmuş fakat durum öyle değil ne yazık ki.
Burada asıl sorumluluk Sayın Konuk’un bünyesinde 2 dönem milletvekilliği yaptığı ve hali hazırda hükümet olan Ak Parti’dedir. NBŞ’nin kayıt dışı şekilde piyasada kullanılmasını engellemek PANKOBİRLİK’in değil, kolluk güçleriyle, savcısıyla, müfettişleriyle, gıda mühendisleriyle, tarım müdürlükleriyle Devlet’in ve onu yöneten Hükümet’in görevidir.
Devlet makamı “lobi savaşlarının” geçtiği bir savaş meydanı olmamalıdır. Kimin lobisi daha güçlüyse onun sözünün geçtiği bir alanda halk sağlığı, milli ekonomi, gıda güvenliği gibi konular rafa kalkmıştır. Türkiye sürdürmeye çalıştığı neoliberal siyasetlerle lobilerin hâkimiyeti altına girmektedir. Bu durum Türkiye’de enflasyon artışı ve tarımın bitmesi gibi sorunlara sebep olmaktadır.
Tarım Bakanlığı’nın verdiği bilgilere göre “ülkemiz şeker sektörünün, 2022/2023 pazarlama yılı verilerine göre üretim değeri 77 Milyar TL’dir.” Ülkemizin bu büyük değerinden pay almaya çalışan NBŞ’ciler ne yazık halk sağlığına büyük tehdit oluşturmakta ülke tarımına ve ekonomisine her yıl milyonlarca TL zarar vermektedir. Şunu da unutmayalım pancar tarımı, çiftçiyi köyde tutan en önemli araçlardan biridir. Çiftçiyi köyde tutmak ancak emeğini korumakla mümkündür. Şeker pancarını NBŞ’ye karşı savunmak çiftçimizi savunmaktır. Çiftçisini savunan ülkesini savunur.