19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Pandora'nın kutusu Kerkük

Hüseyin Vodinalı

Hüseyin Vodinalı

Eski Yazar

A+ A-

Tarihi bir Türkmen kenti olan Kerkük’te bugün, Barzani’nin “Kürdistan” flaması asılı, kentin kritik noktalarında PKK’lı teröristler devriye geziyor.

2003’ten 14 yıl sonra geldiğimiz yer burasıdır.

İngiliz patentli bir Amerikan-İsrail projesi olan “Free Kurdistan”, adım adım hayata geçiriliyor.

En çok da Türkiye’yi yönetenlerin sayesinde.

Açılım/Çözülme süreciyle beslendi, uluslararası yasalara aykırı ikili ticaretle semizledi, Esenboğa’ya çekilen bayrakla da ‘artık ben büyüdüm evden ayrılacağım’ dedi.

Evetçi Barzani’ye, Evetçi Bahçeli atıp tutuyor ama bu bölücü referandum sayesinde bayrak çeken Kerkük almış başını gidiyor.

Bahçeli diyemiyor ki, ‘Eyy AKP bunları siz böyle yaptınız, siz Ankara’da bayrak çekmeseydiniz, o Kerim midir nedir Kerkük Valisi de bayrak mayrak çekemeyecekti’.

Esasen Kerkük, 2003’teki Irak işgalinde kaybedildi.

Amerikan askerleri ölmesin diye dualar edilirken, Talabani ve Barzani’nin çapulcuları Kerkük’e girip yağma yaptılar, kentin tarihini saklayan tapu ve arşiv dairesini ateşe verdiler.

Ardından yine 2003’te, 4 Temmuz Amerikan bayramında Süleymaniye’deki Türk özel kuvvetlerinin başına ABD askerleri çuval geçirdi.

Gerekçe ise manidardı; Kerkük Valisi’ne suikast hazırlığı!

Pek çok basiretsiz yazar çizer,Kerkük’ün 1 Mart tezkeresinin kabul edilmemesinin intikamı olduğunu yazar çizer ama bana göre, bunun asıl sorumlusu dönemin Amerikancı ve AKP’li Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’tür.

‘Tezkere geçmezse Kuzey Irak’a giremeyiz’ diye sahte bir söylemin asıl sahibi oydu.

Biz o zaman Kuzey Irak’a girmediğimiz için bugün Membiç’e de giremiyoruz. Fırat Kalkanı harekatını da bitirmek zorunda kalıyoruz.

Biz, Telafer’deki binlerce Türkmen, sadece Şii diye el uzatmadığımız için katledildiğinden dolayı bugün Kerkük’ü öyle boş gözlerle izliyoruz.

Referandumda evet diyecek olan Barzani’yi kızdırmamak için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, her konuda konuşuyor fakat Kerkük sorularını yanıtsız bırakıyor.

Bağdat ile yine mezhepçi yaklaşımlarla arayı bozduğumuz için bugün Bağdat meclisinin ‘Kerkük’e Kürt bayrağı çekilemez’ kararını sadece izlemekle yetiniyoruz.

Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi, Beşşar Esad gibi neticede kendi ülkelerinin liderleri olan şahsiyetlere, Amerikan gözlüğünden ‘diktatör’ diye baktığımız ve onları devirmek için hukuksuz

koalisyonlara katıldığımız için bugün ‘diktatör’ suçlamasıyla uluslararası arenada yalnızlaştırılıyor ve kuşatılıyoruz.

Yalnız, benden söylemesi bu Kerkük meselesi öyle, Suriye’deki Rakka, Membiç, El Bab çatışmalarına benzemez.

Kerkük ve bugün ABD’nin çoluk çocuk sivilleri acımadan katlettiği Musul, Irak’ın ve bölgenin can damarıdır.

Hem petrol ve doğalgaz, hem de su kaynakları açısından.

Kerkük’ü biz yedirsek, Irak ve İran Barzani’ye yedirmez.

ABD de Irak ve İran’a yedirmez.

Rusya da ABD ve İsrail’e yedirmez.

Türkiye’nin bundan sonra ikili oynama şansı pek kalmıyor.

Hem ‘Kerkük Irak’ındır’ deyip, hem de Barzani ile (Bağdat’ı takmadan) Kerkük petrollerinin ticaretini yapma devirleri sona eriyor.

KERKÜK PANDORANIN KUTUSUDUR

Antik Ege efsanesine göre, dünyanın bütün kötülükleri bir kutuya tıkılmış ve kutunun kapağı sıkı sıkıya kapatılmıştır. Sonra hırslı bir kadın olan Pandora gelir, kutuyu açar, böylece bütün kötülükler dünyanın dört bir yanına dağılır. İşte Kerkük bölgeyi iyi bilenler tarafından "Pandora'nın kutusu"na benzetiliyor. Ve Pandora'nın kutusunu açan da Barzani ve dolayısıyla Amerikan yönetimi oldu.

Türk Milleti diyemeyen bir iktidar, elbette ki obölgedeki yüzbinlerce Türkmeni düşünmeyecekti.

Türkmenleri mezhebine göre ayırdılar. Sünni olanları yanlarına alıp kullandılar, Şii olanları düşman ilan ettiler.

Oysa Türkmenlerde din mezhep, milli kökenden sonra gelirdi.

Türklerde de öyleydi ya artık unutuyoruz.

Bugün Musul’da Türkmenler, AKP yönetiminin İran yanlısı diye nefretle baktığı Haşdi Şabii milislerine destek veriyor.

Çünkü içlerinde çok sayıda Türkmen var.

Bizim artık bu başıbozuk dış politikaları bırakıp, Atatürk’ün bölge merkezli dış politika sistemine, yani Avrasya çizgisine gelmemiz şart oldu.

Rusya, Çin, İran, Suriye, Irak ile İsrail-ABD uşağı Barzani, PYD ve PKK meselesini çözüp, milli sınırlarımızı, yani tüm bölge ülkeleri olarak ulusal sınırlarımızı ortak bir güvenlik şemsiyesinde buluşturmamız lazım.

Bakınız, bu FETÖ’cü referandum tuzağı sonucunda, kelimenin tam anlamıyla dört yanımızdan kuşatıldık. ABD ve hempaları başta olmak üzere neredeyse sorunsuz hiç bir sınırımız kalmadı.

Adeta bir cendere altına alındık ve o nihai bölünme tuzağına doğru kontrolsüzce sürükleniyoruz.

İşte Kerkük bunun çok açık bir göstergesi.

Yüzyıllardır cürret edilemeyen şeylere artık cesaret gösterir oldu düşman.

Bir türlü ‘Türk Milleti’ diyemeyenler, ve onların aciz yancıları bunu çözemez.

Bakın 1300 yıl önceden Bilge Kağan ne diyor:

“Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe, ilini töreni kim bozabilir?”

Türkler yeniden o nasırlı ellerini toprağa vurup, dizlerinin üzerinde doğrulacaktır.

Çünkü, ne gök çöküyor, ne de yer, çöken sadece emperyalist Atlantik imparatorluğudur!