21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Paris’in orta yerinde bir garip şıklık…

Burçak Evren

Burçak Evren

Gazete Yazarı

A+ A-

Her bir şeyin olağan akışının dışında seyredip tartışma alanına çeşitlilik sunduğu bir ortamda elbette ki Paris olimpiyatlarına katılan sporcularımızın giysilerinin de görmemezlikten gelinmesi düşünülemezdi. Nitekim öyle de oldu…

Dibine kadar tartışmayı seven bur toplumuz. Konu ne olursa olsun sosyal medyadan edinilen bir pratikle herkes iki satır da olsa tartışmanın bir parçası oluverip bir anda ikiye ayrılıveriyoruz. Bir anda her bir yaşamsal sorunu unutup, deyim yerinde ise incir çekirdeğini doldurmayan konularda benim de söylenecek bir sözüm var dercesine balıklama tartışmanın içine atlayıveriyoruz…

Sporcularımızın ünlü bir modaevi tarafından hazırlanan giysileri nelere benzetilmedi ki? Bu benzetmelerin tümü doğru olmasa da sonuçta bir haklılık ayına sahi olduğunu da söyleyebiliriz. Kısacası ilk görüşte ne benzetiliyorsa öyledir. Bunları dünyanın en büyük bir başka moda evi de yapmış olsa bu ilk izlenimler değişmez. İtalyanların, Fransızların, İngiltere ve diğerler ülke sporcuların giysilerinde de ülkelerinin dünyaca ünlü moda evlerinin imzaları var. Onların ülkelerine giysilere karşı böylesine bir yaklaşım var mı?

Kamuoyundaki yoğun eleştirilerin karşında yer almak gibi bir ayrıcalık peşinde koşma alışkanlığını sürdüren kimi yazar/çizerler, bu giysileri farklılık yaratma özelliklerinden ötürü çok beğendiklerini ifade ederken, büyük bir çoğunluk tarafından da giysilerin kültürel ya da milli dokunuşlardan bir hayli yoksun olup, fena halde pijamaya benzemeleriyle bir skandal olarak değerlendirildi.

Toplumca olay ya da olgular değerlendirme biçimimiz bir hayli değişti. İçerikten çok biçimin öne çıkarıldığı, özneden çok ayrıntıların önem kazandığı, herkesin her bir olayı okuma/değerlendirme yönteminden çok, kendince tekdüze bir şablona oturtup uygulama alışkanlığına sahip olduğu bir tavır bu.

Örneğin son aylarda yapılan iki büyük spor olayında (Avrupa Futbol Turnuvası ile, Paris olimpiyatlarında) spordan, sporcularımızın başarı ya da başarısız olamama nedenlerinden daha çok ya bir simgesel işarettin ya da giysilerinden söz etmeyi, tartışmayı tercih ettik. Kısacası özneyi unutup ayrıntılar içinde dolaşıp durduk…

Doğrusunu söylemek gerekirse sporcularımızı giysilerini –her ne kadar ülkemizin en tanımmış bir moda evi tarafından yapılmış olsa da -ben de içime sindiremeyenlerden yanayım. Sindirmeme nedenim ne renklerinden ne şuna ve ya buna benzeyip, kültürel/milli simgeler içermemesinden değil elbette ki. Yakışmamış, bir sporcu giysisi olma özelliklerinin uzağında kalmış, farklı/ayrıcalıklı olmak isterken aceleye gelinmiş gibi bir özensizliğin örneği olmuş.

Elbette ki yanılabilirim. Belki ünlü moda markamızın yaratıcı dokunuşlarını göremeyip yanlış bir okumanın içine girebilirim. Ancak ne olursa olsun, kamuoyunda bu denli tepki görüyorsa bu işte doğru olmayan bir şeylerin olduğu gerçeğini de ıskalamamak gerekir. Kim yaparsa yapsın, eğer bir teki varsa, duru üzerinde düşünmek, nerede bir hata yapıldığını araştırmak gerek. Yalnızca markaya bakarak ben yaptım oldu demek ne kadar doğru olabilir ki?

Bu konuda tartışılmayan- ya da gereği gibi üstüne gidilmeyen – bir nokta da bu giysileri onaylayanlar. Onlar kamuoyunun gördüğünü acaba öncesinde niçin görüp bir kez daha değerlendirilmesini yapmamışlar. Tartışmamışlar… Görmemezlikten gelmişler. Kısacası üç maymunu oynamışlar… Orası da bir başka sorun….

Bakınız, bir yandan onca yaşamsal sorun ortada dururken bu tür yersiz tartışmaları niye yapıyoruz diye yakınıyoruz, ancak biz yakınanlarda bu tartışmanın bir yerinden tutup içine girmekten kaçınmıyoruz.
Ne diyelim, bu coğrafyanın bir çeşit vazgeçilmeyen geleneği bu… Keşke yaşamsal sorunlara karşı da bu kadar duyarlı olabilsek……

Sosyal medya Toplum spor Paris Avrupa