28 Eylül 2024 Cumartesi
İstanbul 27°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Pazartesi bir yazı dizisine başlıyorum

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

6 Ocak 2014 günü 10 yazı kadar sürecek bir dizi yazıya başlayacağım. Yazının adı: "Şükrü Saracoğlu, Fenerbahçe, Irkcılık ve Varlık Vergisi".

Konunun, önemi dolayısıyla önceden haber vermeyi uygun ve yararlı gördüm. Bu yazıyı bir tür reklam, bir tür "Gelecek hafta ekranlarımızda" ilanı olarak kabul edebilirsiniz. Yazının "kim vurdu"ya gitmesini istemiyorum. Çünkü dizi yazı (daha önce de vardı ama) Cumhuriyet'in kurucu kadrosuna karşı 1980'lerin başından itibaren başlayan hesaplı kitaplı karalama kampanyası ile hesaplaşmayı amaçlıyor.

***

Her gün aşağı yukarı 20 kadar gazete okuyorum. Solcu nitelikli bir gazetede, Fenerbahçe'nin "Saracoğlu Stadyumu" adının, sponsor almak için, değiştirilebileceğiyle ilgili bir yazıda "Irkçı Gidecek, sermaye gelecek" başlığını okudum ve merak ettim. Internete baktım. Bulduğum yazılardan iki örnek vereceğim:

"Saracoğlu ismi kaldırılsın"

"Beyaz TV'de ekrana gelen Ve Gol programı gecenin en ilginç tartışmalarından birine sahne oldu. Programın yorumcularından Rasim Ozan Kütahyalı, son yolculuğuna uğurlanan Lefter Küçükandonyadis'in ölümünün ardından ilginç bir konuyu gündeme getirdi.

Kütahyalı, Lefter'in ailesi ve akrabalarının gayrimüslim oldukları için eziyet çektiklerini ve buna sebep olan kişininse stada ismi verilen Şükrü Saraçoğlu olduğunu ifade ederek bir çağrıda bulundu. Kütahyalı'ya göre, Lefter ve ailesine bunca acıyı yaşatan kişi Şükrü Saraçoğlu'ndan başkası değil. Kütahyalı bu sözlerinin ardından Fenerbahçe yönetimine bir çağrıda bulunarak Şükrü Saraçoğlu isminin staddan çıkarılması, hatta stadyumun yeni ismininse Lefter Küçükandonyadis Stadı olması gerektiğini ileri sürdü.

Kütahyalı'nın bu çağrısına Ahmet Çakar'dan da destek geldi. Özellikle son dönemlerde, azınlıklara kötü muamele yapmakla suçlanan Türkiye için de bu adımın önemine dikkat çeken Çakar, Fenerbahçe'nin Lefter'in adını stadyuma vererek dünyada ses getirecek bir harekete imza atacağını ifade etti." (Gazete Boyut)

Türk Asıllı Yahudiler: Saraçoğlu'nun ismi Değişsin

İsrail'e Türkiye'den göç etmiş olan Yahudiler de bu konuda kampanya başlatmışlar:

"Fenerbahçe Kulübü'ne yollanmak üzere 'change' isimli sitede kampanya başlatan Türk asıllı Yahudiler, ırkçı olduğunu iddia ettikleri eski başbakanın adının stattan kaldırılmasını istediler.

İsrail'de yaşayan Türk asıllı yahudilerin haber sitesi olan Hastürk'te yer alan habere göre, change isimli sitedeki kampanyada, Fenerbahçe 'ye 17 yıl boyunca başkan olarak hizmet veren eski başbakan ve bakan Şükrü Saraçoğlu'nun adını alan stadın isminin değiştirilmesi istendi.

Sitede, katılımcıların mail şeklinde kulübe göndermeleri için hazırlanan Başkan Aziz Yıldıran ve yönetim kuruluna hitaben yazılan dilekçede şu ifadeler kullanıldı: "Şükrü Saraçoğlu hem bu ülke hem de Fenerbahçe Kulübü için çeşitli hizmetlerde bulunmuş olmasına karşın, getirdiği zarar hepsinden daha büyüktür. Saraçoğlu, on binlerce ailede perişanlık ve yıkım yaratan varlık vergisini çıkarmaktaki asıl amacım 'Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceği' sözleriyle açıklamıştır. Lefter Küçükandonyadis'in ya da Aziz Yıldırım'ın, Fenerbahçe kulübüne ve bu millete hizmetleri, Saracoğlu'nunkinden binlerce kez daha hayırlı ve daha şereflidir. Bu yüzden Fenerbahçe Stadı'nın adı en kısa sürede değişmelidir'.

Hastürk isimli sitede ise Şükrü Saracoğlu'nun başbakanlığı döneminde ırkçılık ve yabancı düşmanlığı yaptığı iddia edildi, Ermeniler'den varlıklarının % 232'si, Yahudiler'den varlıklarının % 179'u, Yunanlar'dan varlıklarının % 156'sı, Müslümanlar'dan varlıklarının % 5'i kadar vergi borcu talep edildiği hatırlatıldı." (Aski Haber, 25.12.2013)

***

1950'de Demokrat Parti'nin CHP'nin tek parti dönemini bile bile karalamak için başlattığı bir kampanyası bu. Daha sonra, özellikle de 1980'den sonra Cumhuriyet'i, kurucu kadrosunu ve Mustafa Kemal Atatürk'ü karalama kampanyasına dönüştü ve AKP tarikatı hükümeti döneminde de doruklarına çıktı.

Şükrü Saracoğlu'nun ırkçılığı, 9 Temmuz 1942 günü hükümet programını okurken ya da 5 Ağustos 1942 günü yaptığı konuşmada söylediği "Biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız" cümlesine dayandırılıyor. Ama bu sözlerin İkinci Dünya Savaşı'nın en dehşetli günlerinde söylenmiş ve bir başbakanın duyduğu kaygıları ifade ederken kullandığı unutuluyor.

Varlık vergisi

9 Kasım 1942 günü yürürlüğe giren Varlık Vergisi kanununun resmi gerekçesi, hükümet tarafından "olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kârlılığı vergilemek" olarak dile getirilmiştir.

Basına kapalı olarak yapılan CHP grup toplantısında başbakan Şükrü Saraçoğlu'nun vurguladığı gerekçeleri okuyalım: "Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz." "Bu memleket tarafından gösterilen misafirperverlikten faydalanarak zengin oldukları halde, ona karşı bu nazik anda vazifelerini yapmaktan kaçınacak kimseler hakkında bu kanun, bütün şiddetiyle uygulanacaktır."

***

Piyasaya egemen olan yabancılar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olabilir mi? TC kimliğine sahip vatandaşlar "yabancı" olabilir mi? 2000'lerin ölçüleriyle 1940'lar değerlendirilebilir mi?

6 Ocak 2014'ten itibaren bunların cevabını arayıp bulacağız.