22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Penaltıların mucidi berber hakem

Selçuk Ülger

Selçuk Ülger

Site Yazarı

A+ A-

Taksimin arka koltuğuna kuruldu, kapıyı bir türlü kapatmıyor. İçtiği biralar dilini çözmüş. Tuttuğu takımın yenilgisiyle alay eden takılgan arkadaşlarına Hessen aksanıyla ha bire laf yetiştiriyor.  Sabırla bekledim. Nihayet veda sözlerini söyledi: “Penaltılarla kazandınız kupayı! Bizim Frankfurtlu berber Karl'a bu gece dua etmeyi unutmayın!”
Maçı izleyip izlemediğimi sordu. Duymazdan geldim. Gece yarısı maç muhabbeti çekilmez. Sorusunu yineledi. Dil ucuyla, “İzleyemedim” dedim. Kendi kendine konuşur gibi mırıldandı: “Ne maçtı öyle! Uzatmalar... O lanet penaltı vuruşları... Kaybettik...”
Evi on beş dakika uzaklıktaydı. Hiç konuşmamak da olmaz. Biraz içini döksün istedim. “Frankfurtlu berber Karl kim? Penaltı mı kaçırdı?” diye sordum. Kahkahayı bastı. “Senin futbolla pek aran yok belli! Berber Karl, futbolcu değil, çok eski hakemlerden. Final maçlarındaki penaltı vuruşlarının mucidi.” dedi. “Duymadım hiç!” dedim. “Hakemliğe başlamadan berbermiş Frankfurt'ta, hatta babam birkaç kez traş bile olmuş ona...”
Sarhoşun lafı batsın, derler. Pek inanmadım anlattıklarına. “Demek İngilizler futbolu icat etmişler, fakat penaltı vuruşlarını akıl edemeyip Frankfurtlu bir berbere bırakmışlar!” dedim. Uzun uzun esnedi. Orta konsola bir yirmilik bırakıp inerken, “Hiçbir şey icat edildiği günkü haliyle kalmaz ki!” dedi...
Alman Futbol Federasyonu binasının önünden sıkça geçiyorum. Frankfurtlu mucit hakem birden aklıma düştü geçenlerde. O gece sarhoş müşterimden dinlediklerimin bir sağlamasını yapayım, dedim. Belki ayak üstü bilgi alacak birini bulurum umuduyla girdim cam yapıya.
İyi ki girmişim; küfe dolusu bilgiyle çıktım...
7 Haziran 1925'te Frankfurt futbol stadının açılışı yapılıyor. Hem de bir şampiyonluk maçıyla. Kırk bin coşkulu seyircinin arasında, babasıyla ilk kez maç izlemeye gelen 9 yaşındaki Karl Wald de var. Kıpır kıpır bir heyecanla Frankfurt- Nürnberg maçının başlamasını bekliyor...
Küçük Karl, stadyumdan Frankfurt'un uzatmada yediği tek golle şampiyonluğu yitirişine üzülerek ayrılsa da, o gün futbola tutkuyla bağlanıyor. Fakat, ne yazık ki oyunculuk yeteneği yok.
Yirmili yaşında ekmeğini berberlikten kazanırken, futbolculara yakın olmak, futbol heyecanını onlar gibi sahada yaşamak için 1936 yılında hakemlik kursuna yazılıyor. Başarıyla tamamlıyor kursunu. Hakemlik mesleğindeki basamakları hızla tırmanırken 1940'ta evlenip Yukarı Bavyera'nın bir kasabasına taşınıyor. Derken 2. Dünya Savaşı başlıyor. Askere alınan Karl Wald, savaşta İngilizlere esir düşüyor. İşinin hakkını veren bir hakem olması esirlik günlerinde çok işine yarıyor. Askeri futbol takımlarının maçlarını o kadar iyi yönetiyor ki, kısa sürede kendini Paris'in ünlü Prinzenpark stadında buluyor... 
Savaş bitip Bavyera'daki kasabasına döndüğünde, ekmeğini bir süre, kömür taşıyan trenlerde makinistlik yaparak kazanıyor. 1945 sonunda, Almanya'nın o dönemde birinci futbol ligi olan Güney-Üst Ligi kuruluyor. Karl Wald, 1963'te Alman Birinci Ligi kurulduğunda 1000 maç yönetmiş deneyimli bir hakem olarak, 47 yaş sınırından emekli oluyor. Fakat, köşesine çekilmiyor. Hakemliğe başladığı yıllardan beri şiddetle karşı çıktığı bir kuralı, uzatmalarda da yenişemeyen takımlardan birinin, hakem tarafından yazı-tura atılarak galip ilan edilmesi kuralını değiştirmek için yoğun bir çaba harcıyor. Tam 120 dakika ter dökmüş futbolcuların, birkaç saniyelik bir kumar sonunda sahadan galip ya da mağlup ayrılmasını spor ahlakına çok aykırı buluyor Karl Wald.

Penaltıların mucidi berber hakem - Resim : 1
“Maç sonucunun bir madeni paranın havadan yere nasıl düşeceğine göre değil, futbolcuların yeteneklerine ve topun filelerle buluşmasına göre belirlenmesi gerektiğine” inanıyor.
Karl Wald, 1960'lı yıllarda Bavyera'da yönettiği bazı özel turnuva maçlarında kafasında yıllardır olgunlaştırdığı bir yöntemi zaten gizli gizli deniyor. Yönettiği final maçında eşitlik uzatma süresinde de bozulmamışsa, takımları yanına çağırıp “Yazı tura atmak yerine dilerseniz penaltı vuruşlarıyla sonucu belirleyebilirsiniz! Fakat, ben bir hakem olarak buna gözlemcilik yapamam.
Futbola yeni kurallar getirmek hakemler kanununa aykırı!” diyerek  hakemlik lisansını kaybetmemek için sahadan ayrılıyor. Takımlar aralarında anlaşıp, yazı tura atmak yerine hakemsiz sahada penaltı atışlarına geçiyorlar. Karl Wald, penaltı vuruşlarındaki havayı uzaktan izliyor.
Ceza sahasının etrafını çevreleyen seyircilerin coşkusu, penaltılar sonunda kazanan takımın mutluluğu, kaybeden takımın yenilgiyi daha kolay kabullenişi onu çok etkiliyor; “Bu kural tüm Almanya'da tutar.” diyor Karl Wald içinden...
30 Mayıs 1970'te Münih'te yapılan Bölge Hakemleri Kurulu toplantısına delege olarak katılan Karl Wald, fikrini o gün Bavyera futbol Federasyonu'na yazılı olarak bildiriyor: “Galip takım, spor erdemine yakışan kusursuz bir yöntemle belirlenecekse eğer, bu ancak adaletli bir çözümle olmalı. Diğer tüm yollar, seyircileri ve oyuncuları ikna etmekten uzak, spor ahlakından yoksundur. İnsanlar stadyumlara tuttukları takımın topu filelerle buluşturduğunu görmek için gelirler, kumar oynamak için değil...”
Federasyon başkanı Hans Huber, 'yeni moda' diye küçümsediği bu öneriye kürsüden şiddetle karşı çıkıyor. Fakat söz isteyen Karl Wald ayağa kalkıp: “Sizi saatlerce sabırla dinledim Sayın başkan, siz de lütfen sadece beş dakika beni dinleyin!” diyor. Salondakilerin hepsi dakikalarca alkışlayarak destek veriyorlar Karl Wald'e. Toplantıya yirmi dakika ara veriliyor. Yeniden kürsüye çıkan federasyon başkanı Huber, “Sayın delege Karl Wald, 'penaltı vuruşları' öneriniz federasyon yönetimi tarafından olumlu karşılanmıştır; yeni sezonda bu fikrinizi uygulamamıza izin veriyor musunuz?“ diye soruyor. Karl Wald, bu kez mutlu bir gülümseyişle, “Sayın Başkan, elbette, memnuniyetle!” diyor ve meslektaşlarının coşkulu alkışları arasında destek veren herkese duyguyla teşekkür ediyor.
1970 yılından sonra, Alman Futbol Federasyonu (DFB), Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) ve Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA), onlarca kez toplantılar yaparak, aralarında uzun uzun tartışarak Frankfurtlu mucit hakem Karl Wald'in önerisinin uygulanmasına 1976 yılında onay veriyorlar.
Penzberg kasabasındaki bir huzurevinde, 95 yaşında yaşama veda eden Karl Wald'i saygıyla anıyoruz...