Pes Kılıçdaroğlu pes!-(TAMAMI)

Sayın Kılıçdaroğlu CHP’nin başına bir kamera şakasıyla geçtiğinden beri bakın neler oldu?

Halk önce Kılıçdaroğlu’nu sahnede bol vaatler verirken başında Ecevit kasketi, sırtına henüz oturmamış Ecevit mavisi gömlekle izledi. İlk CHP kurultayında yanında Ecevit’in eşi Bayan Rahşan Ecevit vardı. Sonra yanında Bayan Ecevit’i gören olmadı. Meydanlar onu bekliyordu ve ipe sapa gelmez ancak halkın alkışını davet eden yeni bir üslubu siyaset üslubu yapmaya çalıştı. Ama olmadı rakibi onu suya götürüp, susuz getirecek kadar usta ve daha küfürbaz çıkınca, o da şirazeden çıktı. Atıştılar durdular. Bay Kılıçdaroğlu o günlerde Başbakan’a bırakın “sayın”nı “Recep Bey” diye hitap ediyordu. Halk umutla bağırıyordu: “Başbakan Kemal, Türkiye seninle gurur duyuyor”.

O sıralarda Ulusal Kanal’da ben durmadan: “Bundan lider olmaz. Olsa olsa bir SSK Genel Müdürü olur!” diyordum ve CHP’den bana sığ eleştiriler geliyordu. Kılıçdaroğlu’nu öven bana kızanlar giderek azaldı. 4 gün önce cep telefonuma bir mesaj geldi şöyle diyordu: “Kılıçdaroğlu 4 parti uzlaşırsa ‘Apo’ya ev hapsi önerisinin başımın üzerinde yeri var’ demiş. Kendine yakışanı söylemiş. APO- BDP- Kılıçdaroğlu- Arınç el ele!”

Pes Kemal Bey Pes!

Seçim sırasında “Türban sorununu ancak biz çözeriz” demişti. Yasa, Anayasa, yüksek yargı hatta AİHM kararlarını tanımayan iktidar, YÖK Başkanı eliyle birkaç satır yazıyla türbanı çözüverdi.

Kemal Bey, grupta esip, gürler Başbakan’a, Meclis Başkanı’na rest çeker. Öte yandan da iki milletvekilini tükürüğünü yalaya yalaya nasıl kurtaramamışsa, bu kez de kim talimat verdiyse- TESEV SOROS adına verdi diyorlar!- APO’nun avukatı CİA sicilli Genel Başkan Yardımcısı’nı ve eski Büyükelçi’yi yardım istemek üzere Başbakan’a salıp şu sözleri buyurmaz mı: “Kürt sorununu biz çözeriz. 4 parti bir araya gelir nasıl Anayasa’da uzlaştıksa, uzlaşırız. Bana Başbakan’dan randevu alın!” Kılıçdaoğlu bu arada bir de “Akil Adamlardan” söz etmez mi? Senden iyi akil adam mı olur? Bak partiyi ne hallere düşürdün?

Partide cesur adam yok mu?

Nasıl oluyor da partinin gerçek sahipleri bu kadar gaflet ve dalaleti, ihanete varacak şekilde işleyenlere sessiz kalıyor? Ya partiyi Kılıçdaroğlu’na teslim eden iki adam; Baykal ve Sav nasıl oluyor da marifetlerin hesabını sormaktan korkuyor?

Hadi- olacak iş değil ya- bir yolla Baykal’a ne vaatte bulundunuz Kemal Bey? O ne dedi, yoksa o vaat belki gerçekleşir diye mi zaman geçiriyor. Zamanı geçirirken de siyasi yaşamını kapatmak üzere olduğunun farkında değil ki susuyor! Diyeceğim ama aklım almıyor.

Ya Sav? O kuru gürültüye pabuç bırakacak adam değil, bilge bir beyaz saçlı akil adamdır. Ne için susmakta?

Adam: “APO’ya ev hapsi başımın üstünde yeri var” diyor.

Adam: ‘Kürtlere özerklikse biz varız’ diye övünebiliyor. F tipi yapılanma için “doğaldır” diyerek tarikat ve cemaatlere kapıyı açık tutuyor. CHP’liler susuyor. Hadi diyelim ki iktidarın elinde kudret var. Ya Kılıçdaroğlu’nun eti ne budu ne? Anketler gösteriyor. Anayasa Mahkemesi hiçbir kararını kabul etmiyor. O hâlâ kendi ordusuna düşman bir Genel Başkan hem de o orduyu kuran adamın koltuğunda oturmakta. Orduyu felç eden adam ise, CHP’nin yerini almış TSK’ya sahip çıkıyor!

Kemal Bey bu ayıp sana yeter de artar. Erdoğan’ın sonunun ne olacağını söyleyebilirim ama seninkini asla. Çünkü senin suçun Erdoğan’dan büyük! O görevini Eş başkan olarak yapıyor. Ya zatı devletleri?

Amerikan milyarderi darbelerin padişahı Soros’un beslediği bir vakfın emir kulu değil miydiniz? Değilseniz neden istifa etmiyor, neden kirli pazarlıkların rol kapıcısı görevini üstleniyorsunuz?

Geceleri yastığa başınızı rahat koyabiliyor ve huzur içinde uyuyorsanız, doğru söylemiyorsunuzdur. Neden mi? APO’ya ev hapsi başım üstünde derken Silivri’de tutuklu, Hasdal’da onuru kırık insanlar ve en önemlisi 30 bin şehit rüyalarınıza girmiyor mu?