‘Peşmerge Tümen Komutanı’nı vurdu’
KERKÜK- Irak Türkmen Cephesi (ITC)’nin ekran yüzlerinden biri, sözcüsü, toplumsal olaylarda kameralar önünde bildiriyi okuyan, yumruğunu sıkıp slogan attıran adam. Adı, Mehmet Seman... Gazi Üniversitesi Edebiyat Bölümü’nün yanında Kerkük Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümü mezunu... Kerkük ITC İl Başkanlığı Teşkilat Başkanı.
Aslına bakılırsa en çok şey anlatabilecek adamlardan biri. Yöneticiler kadar çok şey bilen ama onlar gibi politik kaygılarla sınırlanmadığı için bir savaşçı coşkusuyla konuşabilen biri. Yani tam da benim aradığım adam...
İşte bu nedenle, açıkça söyledi: “Filistin’e, Gazze’ye ağladığınız kadar bize de ağlasaydınız bunlar yaşanmazdı...”
KOMUTANI BACAĞINDAN VURDULAR
“Peşmerge, yüzde 75’i KYB, yüzde 25’i de KDP olmak üzere 2003’ten bugüne kadar burada bütün yönetimi ele geçirmişti. IŞİD, 2014’te bölgeye geldiğinde, Musul, Tikrit, Ramadi gibi iller bir gecede düştü, ama Kerkük’te hiçbir yer IŞİD’in eline geçmedi. Çünkü Kerkük’ün güneyinde Irak ordusuna bağlı 12. Tümen bulunuyordu. KYB Peşmergeleri bir gece bu tümenin karargâhına girerek komutanla toplantı yapmak istediler. Görünüşte, IŞİD’e karşı neler yapılacağını konuşacaklardı, komutan bunları odasına kabul etti ama bir anda 12. Tümen Komutanı’nın başına bir silah dayayarak, tümendeki bütün askerlerin birliği terk etmesini istediler. Komutan böyle bir emir vermeyeceğini söyleyince komutanı bacağından vurdular, oradaki birkaç yüksek rütbeli subayı da yaraladılar.
O gece birlikte yaşanan bu olaydan sonra bazı subaylar birliklerine emir verdi ve kışla terk edildi. Peşmerge askerlerin bile üniforma ile çıkmasını kabul etmedi, her kes sivil olarak kışlayı terk ettikten sonra bütün araç, silah ve mühimmatı yağmaladılar.
Askerler dışarı çıkmaya başladığında etrafları peşmerge tarafından çevrilmiş ve televizyon kameraları getirilmişti. Bu olay dünya kamuoyuna, ‘Irak ordusu elbiselerini bile bırakıp kaçtı’ diye aktarıldı ama aslında işin aslı bambaşkaydı.
Bağdat bu olaydan sonra soruşturma yaptı. Ama unutulmasın bunun hesabı Barzani ve diğer suç ortaklarına sorulacak.”
PEŞMERGE DEVLETİ ELE GEÇİRDİ
“Askerler gidince Kerkük’te güvenlik kuvveti olarak sadece polis kaldı. Polis Müdürü ve yardımcısı KYB’ye bağlı idi, acil müdahale gücü komutanı KDP’ye bağlı idi... Kerkük’ün etrafına bulunan ilçe polis gücü teşkilatı KDP’ye bağlı idi.
Devlet binalarını korumaka sorumlu kuvvet KYB’ye bağlı idi. Yani Kerkük’teki bütün güvenlik kuvvetleri devlete değil KDP ve KYB’ye bağlıydı...
Kürtlerle işbirliği içinde olmayan Türkmen ve Arapların hepsi işten çıkarılıp yerlerine Kürtler atanıyordu, devlet birkaç gün içinde yok edildi.
Kerkük Valisi, İl Meclis Başkanı, Belediye Başkanı, polis müdürleri, tapu dairesi, nüfus dairesi, zırhlı birlikler, acil müdahale ekibi, gıda karnelerini dağıtan müdürlük, sağlık müdürü, gaz-petrol müdürü, kuzey petrollerinin yöneticileri, Yüksek Seçim Komiserliği Kerkük Şube Başkanı, kaymakamlar, bütün ilçe meclis başkanları, trafik polisi müdürü, Sünni Vakfı Müdürü, Ziraat Dairesi Müdürü, üniversitenin birçok yöneticisi ve en önemlisi Yatırımlar Dairesi Müdürü Kürt’tü...”
YOLSUZLUK DEVLET YÖNETİM BİÇİMİ OLDU
“Bakın bunların en önemlisi Yatırım Dairesidir. Dış ülkelerden buraya gelen yatırımları koordine eden bu dairenin başında, Necmettin Kerimi’nin sağ kolu olan Felah Bezzez vardı. Bu adam, Kerkük’ün merkezinden geçen büyük ırmağın çevresindeki Türkmenlere ait arazilere düzmece hacizler çıkarıp, zorla alarak uluslararası şirketlere sattılar. Büyük vurgunlar vurdular. Devlet arazileri, birkaç yüz dolar gibi komik rakamlara 50 yıllığına Kürt iş adamlarına kiralandı. Buralara yapılan konutlar Kürt siyasi partilerine dağıtıldı. Bir Kerkük kadar Kerkük kuruldu. O kadar çok yolsuzluk var ki, hepsini anlatmam mümkün değil...
Irak ordusu buraya geldikten sonra bizim de ilk işimiz bu yerlere sahip çıkmak oldu. Saddam zamanında Kerkük’te 4 tane petrol istasyonu vardı ve devlete aitti, şimdi 80-90 tane petrol istasyonu açıldı ve bunlar ya KDP’ye ya da KYB’ye bağlı...”
BAYRAK KRİZİ NASIL BAŞLADI?
“Bütün bunlar yetmemiş gibi 21 Mart 2017 tarihinde Kerkük valisinin almış olduğu ferdi kararla o paçavrayı Kerkük’ün her yerine astılar. İl Meclisi’ndeki Arapların hiç sesi çıkmadı buna sadece Türkmenler karşı çıktı. Türkmenler de Bağdat’ta anayasa mahkemesine başvurarak anayasa ihlali uyarısında bulundu. Anayasa mahkemesi 20 gün sonra açıkladığı kararında 140 ve 143. maddelere dayanarak bu uygulamanın bir anayasa suçu olduğuna, derhal Irak bayrağı dışındaki bütün bayrakların indirilmesi gerektiğine karar verdi. Bu kararda Kerkük’ün işgalinin de anayasaya aykırı olduğu belirtildi. Barzani bu karara karşı da referandum adımını attı. Bugün bir gerçek var, Irak’ta bir Kürt devletinin kurulması Türkiye, Suriye ve İran’ı böler.”