22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Picasso’nın ilham perisi

Ethem Gönenç

Ethem Gönenç

Eski Yazar

A+ A-
Picasso’nın ilham perisi - Resim : 1

Bu hafta sizlere Picasso’nun ilham perisi ve ilk eşi Olga Khokhlova’nın hayatını anlatacağım.
1891’de Ukrayna’nın Neznih kentinde doğan Olga Khokhlova 1912’de bir bale ekibine katılır, 1915’te bale sergilemek için ülkesini arkada bırakıp kumpanyayla birlikte seyahat etmeye başlar. Hemen iki yıl sonra gerçekleşen Rus devrimi yüzünden de ailesini bir daha hiç göremez.
Picasso 1917’de Parade balesinin dekorlarını yapmak üzere İtalya’ya gider. Burada Olga ile tanışır ve 1918 yılında Paris’te evlenirler. Bu evliliği Olga’yı Rusya devrimine şahit olmaktan kurtarır, ama 1917-1920 arasında ailesinden haber alamaz. Mektuplar geldiğindeyse babasının ve erkek kardeşlerinin karşı tarafta savaşırken öldüğünü, annesi ve kız kardeşinin ise Gürcistan’a gittiğini öğrenir. 1921’de ilk çocukları doğar, adını Paulo koyarlar.
EVLİLİK YILLARI
Olga, Picasso’ya kafa tutabilen pek az kişiden biridir ve evlerinden kavga gürültü eksik olmaz. Bu yıllar Picasso’nun ününün katlanarak arttığı, çiftin sosyal basamakları hızla çıkıp yüksek sosyeteye katıldıkları yıllardır. Olga resmi toplantılardan, etkinliklerden, eğlencelerden çok hoşlanmaktadır. Başlangıçta Picasso’nun çok işine yarayan bu ilişkiler, bir süre sonra ona sıkıcı gelmeye başlar. Picasso ressam doğası gereği bohem bir yaşam tarzını tercih etmektedir. Hırslı Olga’nın artık zengin olan sanatçıyı evcimenleştirme tutkusu çok geçmeden ilişkilerini etkiler ve Olga giderek daha çok şüpheci olmaya, kıskançlık nöbetleri geçirmeye başlar. Picasso ise ona aldırış etmeden bildiği gibi yaşamayı sürdürür. Ama ne kadar sadakatsiz olursa olsun, “Bir erkek asla karısını terk etmemelidir” anlayışı yüzünden Olga’yı terk etmez.
1927 yılına gelindiğinde, Picasso o zaman sadece 17 yaşında olan ve sanatla uzaktan yakından ilgisi olmayan Marie-Therese Walter ile tanışır ve hemen sevgili olurlar. Picasso, Olga ile evliyken yaşadığı bu ilişkiyi rahatça sürdürebilmek için, genç sevgilisine evinin karşısında bir daire tutar. Marie ressama deli gibi âşıktır. Bir gün onunla evleneceği umuduyla yaşasa da bu hiç gerçekleşmez. 1935’te Maya adında bir kızları olur ve tam da o sırada Olga, Marie’nin varlığını öğrenir. Derhal boşanmak ister, ama Picasso bunu kabul etmez. Nedeni ise Olga’dan vazgeçememesi değil, Fransız yasaları gereği yapmak zorunda olduğu mal paylaşımına yanaşmamasıdır. Pratikte ayrılsalar da, resmen hiç boşanmazlar. Olga, Picasso’yu ayrılığa razı etmek için her yolu dener, yıllarca ressamı nefret mektupları bombardımanına tutar, gördüğü her yerde hakaret yağdırır, sevgililerine sataşır. Picasso da Olga’nın resimlerini gaddar imajlara dönüştürür. Marie ile ilişkileri sekiz yıl sürer, sonunda da Picasso Marie’yi de Dora Maar için terk eder. Marie, Picasso’nun 1973 yılında ölümünden dört yıl sonra kendini asarak intihar eder.
Olga ayrılıkları sonrası Picasso’nun resimlerinde sadece bir metafor olarak kalır. Ancak ikili Olga’nın 1954 yılındaki ölümüne kadar resmi olarak boşanmazlar.
Haydi, ışıklar yoldaşın olsun, rastgele sana Olga Khokhlova!