Pivot değil piyon!
ASLINDA daha 18-19 yaşlarında nasıl bir karakteri olduğu belli olmuş. NCAA’de oynayabilmek için daha önce profesyonel olarak oynamamak gerekir. 17 yaşında Fenerbahçe’den 33 bin dolar aldığı biliniyor. Nike ile sponsorluk anlaşması yapmış. Bayağı profesyonel olmuş. Bu gerekçe ile NCAA’de oynaması kalıcı olarak yasaklandı.
FRANSIZ KANALINDA SOYKIRIM YALANINA SARILDI
France 24, Fransa’nın yurtdışına farklı dillerde yayın yapan “devlet” televizyon kanalı. Fransa’nın devlet politikası doğrultusunda yayın yapıyor. Geçen hafta, en yoğun izlenen saatlerinde France 24, para hırsı yüzünden NCAA’de oynayamamış Fetöcü Enes Kanter ile İngilizce yapılan röportajı yayınladı.
Enes Kanter, önce Çin’e saldırdı. Emperyalizmin Uygur yalanını tekrarlayarak Elon Musk’ın Sinciang’da açtığı Tesla Sergi Salonu’nu eleştirdi. Nike’ı üretimlerini Çin’de yaptığı için eleştirdi, Nike’ın yaptığını modern kölelik olarak değerlendirdi. Çin’i eleştirmiyor diye LeBron James’e saldırdı. Herkes sanki onun gibi ABD’nin piyonu olacak! Ve nihayet lafı Pekin’de yapılacak Kış Olimpiyatları’na getirdi. Emperyalizmin Asya’daki yalanı olan, Uygur Türklerine sözde uygulanan soykırımı bahane ederek sporcuların Pekin’de yarışmamasını dillendirdi.
BİR TÜRK OLARAK GÖRMEDİK, GÖRMEYECEĞİZ
Kanter, Çin’e saldırısı bitince Türkiye’ye saldırmaya başladı. 15 Temmuz gecesi Fethullah Gülen’in yanında olduğunu belirtti. Eskiden Türkiye’de demokrasi olduğunu söyledi. Eskiden dediği günler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli komutanlarının ve Vatan Partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal’ın yöneticilerinin Silivri’de tutulduğu günler. Şimdi ise, en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülkenin Türkiye olduğunu iddia etti. Gazeteci dedikleri, Zaman ve Taraf paçavraları üzerinden Amerika’nın Türkiye’yi bölmek ve sömürge haline getirmek için yalanlarıyla Amerikancı darbeyi hazırlayan teröristler. Babasının hapiste olduğunu iddia etti. Nihayetinde Tayyip Erdoğan’a saldırdı. Türkiye’de demokrasinin olması için Erdoğan’ın gitmesi gerektiğini söyledi. Bunun için ABD ve Avrupa Birliği’nin devreye girmesi gerektiğini belirtti. Programın sunucusu, Erdoğan’ın seçimle mi gideceğini sordu. Kanter, Erdoğan’ın bir şekilde seçimleri kazanacağını ve Erdoğan’ı batılıların götürmesi gerektiğini söyledi.
Son olarak Kanter’in ABD vatandaşlığına başvurusu konuşuldu. İsabet olmuş. Zaten onu bir Türk olarak görmedik, görmeyeceğiz. Özgürlük anlamına gelen Freedom soyadını ismine eklemiş. Neden diye sordu, sunucu. Soyadı seçimi, Çin ve Türkiye gibi insan haklarının uygulanmadığı ülkelere karşı bir tepkiymiş. Vaiz kılığına giren bir teröristin ağzından çıkan iki kelimeye göre hareket eden ve Amerikan emperyalizminin piyonu olmuş biri, bize özgürlük dersi verecek. Sen ne kadar özgürsün ki?
ALINACAK DERSLER VAR...
Gelelim bu röportajdan alınacak derslere…
DERS 1: Çin’e kim saldırıyorsa Türkiye’ye de saldırıyor. Türkiye’yi kim karıştırmak istiyorsa Çin’i de o karıştırmak istiyor. Türkiye ve Çin, aynı düşmanın saldırısıyla muhataptır. Çin ve Türkiye, bu düşmana karşı artık müttefik olmalıdır.
DERS 2: Sadece Enes Kanter’in laflarına değil, Hakan Şükür’ün Çin’e saldıran paylaşımlarına da bakın. ABD, Kuzey Irak’taki Türkmenleri sürerken neredeydiniz? “Uygur Türklerine baskılar yapılıyor” yalanı Türkiye düşmanlarının yalanıdır. Kim bu yalanı tekrarlar, Türkiye düşmanıdır.
DERS 3: Kanter, ABD’nin sesi. ABD ve Avrupa Birliği’nin Erdoğan’ı götürmesini söylerken bunun seçim ile olmayacağını ifade ediyor. Peki nasıl olacak? Ya Romanya, Gürcistan, Ukrayna, Estonya gibi ülkelerde denenen kadifemsi turuncumsu hareketlerle ki bu hareketlerin bu coğrafyada artık geçerliliğini kaybettiğini Belarus ve Kazakistan’da gördük; ya da Irak, Libya, Suriye’de olduğu gibi silahlı müdahale ile. Çevremizdeki Amerikan silahlarının ve üslerinin çoğalması da bu tezi destekliyor. “ABD U dönüşü yaptı” tezini ortaya atanlar ya çok saf ya Türk Milleti’ni saf zannediyor.
DERS 4: Bayram değil seyran değil, France 24 bu röportajı neden yaptı? Fransız Devlet Televizyonu, Çin ve Türkiye karşıtı propagandayı ekranlara getirmek zorunda kaldı. Atlantik kaybederken, algı oluşturma görevini yerine getirdi. Düşmanı sadece ABD olarak belirlemek hatadır. Düşman ABD ve kökleri emperyalizme dayanan Batı Avrupa’dır. Hâlâ, Kurtuluş Savaşı’ndaki dostlarımız dost düşmanlarımız düşmandır.
DERS 5: Özgürlük soyadı Enes’e çok yakışmış. Özgürlük, ABD emperyalizminin çıkarlarına hizmet eden bir sözcüktür. Bu coğrafyada özgürlüğe “Bağımsızlık” diyoruz. Bir milletin bağımsızlığı olmadan o milletin bireylerinin özgürlüğü olmaz. Bağımsızlığını kaybedenler Enes gibi piyon olur, ismine ekleyeceği soyadı bile Amerikanca olur!