PKK Paris’te Diyarbakır’dan daha güçlü
Paris’te PKK’nın sözde kültür merkezi ile bir lokanta ve berbere yapılan saldırılarda 3 kişi öldü. Birisi PKK’nın çatı yapılanması olan KCK’nın Yürütme Konseyi üyesi. Yani PKK hiyerarşisinin tepesinde. Bir diğeri, “gerilla” kostümleriyle PKK konserlerinin olmazsa olmazı bir şarkıcı. Üçüncüsü ise terör örgütü sempatizanı.
Saldırgan 69 yaşında bir Fransız çıktı. Daha önce de yabancılara (Müslümanlara) dönük saldırılarda bulunduğu, bir süre cezaevinde kaldığı ortaya çıktı. Kendisini ifadesinde “ırkçı” olarak tanımlamış. KCK’nın açıklamasında saldırının failinin Türk devleti olduğu söyleniyor. PKK’nın yazarçizer takımı da bunun sıradan bir ırkçı saldırı olamayacağını, saldırganın cezaevinde Türk istihbaratının kontrolüne girdiğini iddia ettiler. Tabii bununla ilgili bir delilleri yok.
EĞER TÜRK DEVLETİ YAPTIYSA…
Doğrusu, PKK’nın Kandil ya da Kamışlı yapılanmasıyla Paris yapılanması arasında bir fark yok. Bugün Avrupa, PKK’nın hem para hem siyasi nüfuz hem uluslararası meşruiyet hem de eleman kaynaklarının başında geliyor. Londra’dan, Köln’den, Marsilya’dan eleman topluyorlar. Hedef alınan “Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi”, doğrudan doğruya PKK’nın Paris’teki karargâhı. KCK Yürütme Konseyi üyesi Emine Kara, “kültür merkezinde” öldürülüyor. Aynı konseyin üyeleri Murat Karayılan ya da Duran Kalkan’ın kültür merkezinde flüt çalması kadar saçma bir olay. Yani “kültür merkezi” bir paravan. Ölenler Paris’te yaşayan “sivil Kürtler” değil, örgütün hasbelkader “Siz Fransa’da çalışma yapacaksınız” diye görevlendirdiği kişiler. Bu nedenle eğer Türk Devleti Avrupa’daki PKK yapılanmasını hedef aldıysa, bu normaldir. Görevlerini yapmışlardır. HDP’nin yanı sıra 6’lı masadan CHP, Deva Partisi ve Gelecek Partisi’nin ölen PKK’lılar için taziye yayınlaması ise arada kaynadı.
PKK OLMUŞ NATO ÜYESİ
Saldırı sonrası Paris’te ortaya çıkan görüntüler, karşımızda “sivil” bir yapı olmadığını gösterdi. Ortalığı nasıl yıktıklarını, araçları, dükkânları nasıl ateşe verdiklerini, polise nasıl profesyonelce saldırdıklarını gördük. Gösteriler PKK ve Öcalan bayraklarıyla, posterleriyle düzenlendi. Kimileri yüzlerini örtmüştü.
Peki, Fransa NATO üyesi değil mi? Biz şimdi İsveç ve Finlandiya’daki 20-30 PKK-FETÖ üyesi karşılığında bu ülkelerin NATO üyeliği için pazarlık yapıyoruz. Ama NATO üyesi Fransa’da on binlerce PKK üyesi ve sempatizanı var. Almanya’da, Belçika’da ve diğerlerinde de var. NATO üyesi Yunanistan’da PKK’nın kampı var. Hoş, NATO’nun sahibi ABD, PKK’nın da sahibi… Yani, PKK’nın kendisi NATO üyesi olmuş, biz hâlâ NATO’da kalmakta, “NATO’nun Türkiye’yi koruduğu” efsanesine kendimizi inandırmakta ısrar ediyoruz.
TÜRKİYE SAHİPSİZ DEĞİL AYM ÖNÜNDE NÖBET VAR
Gerçi Fransa’dakilere gelene kadar Türkiye’dekiler var. Sadece “6-8 Ekim 2014” olayları bile HDP’nin kapatılması için yeterliyken, Anayasa Mahkemesi (AYM)’deki dava süreci siyasi nedenlerle uzadıkça uzuyor. AYM gibi bir yargı kurumu “seçim öncesi mi sonrası mı” diye hesap yapıyor. “Kapatsak mı kapatmasak mı” diye siyasi ortamı kokluyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, daha önceki gün Erzurum’da “HDP, PKK’nın meclisteki uzantısıdır” diye tekrar etti. Ama Cumhurbaşkanının partisi, PKK’nın meclisteki uzantısından başörtüsü değişikliği için destek istemeyi ihmal etmiyor. AYM de herhalde bunlara bakıyor!
PKK, Türkiye’de eleman toplayamıyor, “legal” eylemlerine bile kalabalık toplayamıyor. PKK’nın Türkiye’de beli kırıldı ama hâlâ AYM, HDP’yi kapatmak gibi öldürücü bir darbeyi indiremiyor.
Neyse ki Türkiye sahipsiz değil. Terör partisinin kapatılması için 2015’te ilk dilekçeyi veren Vatan Partisi, Ankara’da AYM önünde nöbete başlıyor. Perşembe günü saat 13.00’te kalbi Diyarbakır Anneleri ile atan herkesi AYM girişine bekliyoruz.