PKK tükendi mi, pusuda mı tutuluyor?

"Şehirlerdeydiler, tasfiye ettik. Şehirlerin yakınlarındaki köylerde idiler, tasfiye ettik. Sınırlarımızdan içeri girmelerini engelleyebilmek için Suriye sınırı ve İran sınırı başta olmak üzere duvarlar gerçekleştiriyoruz. Suriye sınırının önemli bir bölümünü duvarlarla kapattık ve teknolojik olarak besleyeceğiz ve oraları emin bir hale getireceğiz. Aynısını İran sınırımıza da ihale ettik ve yapılmaya, mayınlar temizlenmeye başladı."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bu açıklamaları yaptığı dönemde (Nisan 2017), PKK'ya yönelik Güneydoğu'da tarihin en büyük operasyonları devam ediyordu...
Ancak terör operasyonlarının şoke edici bilançosu yalnızca PKK'nın yaşadığı sarsıntıları göstermiyordu, aynı zamanda örgütün bölgede halen nasıl etkili olabildiği konusunda da ürkütücü sonuçlar veriyordu...
İşte mayıs ayı ortalarında, terör operasyonlarının bilançosuyla ilgili İçişleri Bakanlığı'nca yapılan açıklama;
"Son 8 ayda kırsalda 14 bin 662 operasyon gerçekleştirdik. Toplam bin 127 barınağı imha ettik. 2 bin 896 silah, 915 el yapımı patlayıcı, 253,5 ton patlayıcı madde ele geçirdik. Kato Dağı'nda 19 Nisan'da başlayan ve halen devam eden bir operasyon gerçekleştiriyor. Bu operasyon sırasında 25 tane mühimmat deposu ele geçirdik. Bu depolardan 345 adet kalaşnikof, G3, lav silahı, roketatar, havan, doçka, keskin nişancı tüfeği kanas çıktı. Bölgede 3.5 ton amonyum nitrat patlayıcı, 16 tane antitank mayını, dinamitler, 276 tane el bombası ve 50 binden dazla mermi bulundu."

ÖRGÜTÜN ÇIRPINIŞLARI!

Güvenlik güçlerinin özellikle son iki yıldır yoğunlaştırdığı operasyonlar gerçekten çok başarılı... Ele geçirilen mühimmatlar bir orduyu donatacak boyutlarda...
Üstelik bu operasyonlar 1984 yılından bu yana Güneydoğu'da kanlı eylemler yapan ve en az 60 binden fazla insanın yaşamına mal olan örgütün pek beklemediği boyutlarda tahribatlar da içeriyor.
Çünkü açıklanan bilançolar PKK'nın 33 yıllık eylem tarihinde karşılaştığı en büyük taarruzun sonuçlarını da net biçimde ifade ediyor.
Velhasıl, yukarıdaki bilançoya Haziran-Temmuz aylarında gerçekleştirilen büyük operasyonların sonuçlarını da eklediğinizde, karşımıza PKK'ya karşı yürütülen taarruzun boyutlarının ne kadar büyük olduğu gerçeği de çıkıyor...
Ancak tüm etkili operasyonlara rağmen PKK'nın halen vurkaç eylemlerine yönelebilmesi, kent merkezlerine yakın bölgelerde öğretmenleri kaçırıp katletmesi ve son dönemde AKP'nin Güneydoğu'daki ilçe yöneticilerine yönelik suikastları arttırması fazlasıyla dikkat çekiyor!..
Yani bölgede huzursuzluğa da yolaçan bu saldırılar, örgütün yalnızca dağ kadrosunun halen bazı kesimlerde etkili olduğunu göstermiyor aynı zamanda kent merkezlerindeki milis yapısının kimi hücrelerinin varlığını koruduğunu da kanıtlıyor.
Şüphesiz bu durum güvenlik güçlerinin bölgede her gün 24 saat boyunca teyakkuzda olması gerektiğini de kanıtlıyor.
Çünkü dün yapılan bir bombalı saldırı, PKK'nın özellikle Diyarbakır-Tunceli-Bingöl kırsalındaki hücrelerinin halen hareket halinde olduğunu ve eylem yapmaktan kaçınmadığını da ortaya koydu.
PKK'ya yönelik son dönemde en büyük ve en etkili operasyonların yapıldığı Diyarbakır’ın Lice ve Kulp ilçeleri arasında teröristler yine güvenlik güçlerini hedef aldı...
PKK'lılar tarafından karayoluna tuzaklanan el yapımı patlayıcı askeri aracın geçişi sırasında infilak ettirildi. Patlamada, ne yazık ki 1’i binbaşı 2 asker şehit oldu, 1 asker de yaralandı.

ÜRKÜTÜCÜ SORULAR?

Şüphesiz son dönemde PKK'ya yönelik operasyonlar sıklaştırılırken, üç ay içersinde 30'dan fazla güvenlik görevlisinin şehit edilmesi ve dün yaşanan kayıplar örgüte yönelik operasyonların etkisiz olduğu anlamına gelmiyor...
Ancak örgütün binlerce kaybına, gözaltılara ve özellikle de kırsaldaki mağaralarda TIR'lar dolusu silah ve mühimmatı ele geçirilmesine rağmen, halen saldırılar yapabiliyor olmasının sorgulanması da kaçınılmaz oluyor...
Binlerce asker, polis ve korucunun aylar öncesinde adeta kuşattığı bir coğrafyada, lojistiği kesilen ve elaman akışının önemli ölçüde önlendiği öne sürülen bir örgütün, bir binbaşıyı da şehit eden son saldırısının üzerinde çok düşünülmesi gerekiyor.
Çünkü PKK aylar önce tüm Güneydoğu'da kuşatılmasına rağmen her kanlı saldırının ardından akıllara gelen sorular çok ürkütücü;
On binlerce güvenlik görevlisinin yaklaşık 3 yıl önce neredeyse tamamını kuşattığı bir coğrafyada PKK timleri halen nasıl hareket alanı bulabiliyor?..
Örgüt, yaklaşık 30 yıldır lojistik bölge olarak belirlediği İran-Irak sınırı ve çevresinde geçiş yollarını halen mi kullanabiliyor?..

BİTMEYEN KAOS!

Sorulara devam edelim; Yapılan çok etkili operasyonlara rağmen PKK'nın halen Güneydoğu'da vurkaç eylemler, suikastlar yapabilmesi ve bombalı tuzaklar kurabilmesi milis yapısını koruduğu ve bundan destek aldığı anlamına mı geliyor?..
Yoksa son üç yılda binlerce terörist kaybı, yaralı ele geçirilen yüzlerce terörist ve yakalanan 5 binden fazla militana rağmen PKK'nın bölgede halen tuzaklı eylemler yapabilmesi iç ve dış desteğin devam etmesinden mi kaynaklanıyor?..
En önemli soru da şu; Irak- İran-Suriye sınırına duvar çekilmesi, mayınların temizlenmesi ya da teknolojik yatırımlar PKK'yı önümüz deki kısa sürede tamamen etkisiz hale getirebilecek mi?..
Bu ülkede tüm mücadeleye rağmen, terör sorunlarının devam etmesinin asıl gerekçesi bellidir aslında; Irak'ta bağımsız Kürt devleti çabaları iyice büyürken, Suriye'de PYD'nin etkisi ısrarla arttırılırken ve örgüt bu iki ülkeden beslenmeye devam ederken, PKK'nın Türkiye içinde tamamen etkisiz hale gelebileceği düşünülebilir mi?..
PKK'yı besleyen diplomatik ve politik sorunların iyice büyüdüğü bir coğrafyada, Türkiye ne yazık ki 33 yıldır kanlı bir ateş çemberinin hem içinde hem de dışında tutuluyor...
Yani iki tarafı da kızgın bir keskin bıçak ısrarla sırtımızda durmaya devam ediyor!.. Güneydoğu işte bu yüzden terörden, şiddetten ve kaostan tam anlamıyla arındırılamıyor...
Bir zamanlar "açılım"oyunuyla PKK ile masaya oturan devlet Güneydoğu'da huzuru hakim kılmak için aylardır çırpınsa da, dün iki askerin şehit edilmesi gösterdi ki, kaostan tamamen kurtulmak konusunda ülkenin işi çok zor vesselam...